13 Ekim çağrısı: 'Öcalan'a özgürlük' talebi en meşru hakkımız

img

İSTANBUL - Amed'de 13 Ekim'de yapılacak büyük mitinge katılım çağrısı yapan MKM’li Engin Cengiz, "Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep etmek en haklı ve en meşru hakkımız” dedi. 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alamama hali 42 aydır sürerken, 10 Ekim 2023 tarihinde startı verilen “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununda demokratik çözüm” kampanyası da yeni bir aşamaya evrildi. Demokratik Kurumlar Platformu, 12 Eylül’de İstanbul ve Amed’te açıklama yaparak, “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” şiarıyla 13 Ekim’de Amed’de büyük bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Bunun üzerine Türkiye ve Kurdistan kentlerinde miting hazırlıkları başladı. Demokratik Kurumlar Platformu’nda yer alan Mezopotamya Kültür Merkezi’nden (MKM) Engin Cengiz, mitinge katılım çağrısı yaptı. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın toplum üzerindeki etkisinin bilindiğini belirten Cengiz, Öcalan ile 2013-2015 yılları arasında gelişen diyalog sürecinin Türkiye ve Ortadoğu’da halklara özgürlük alanı açtığını ve bu açıdan önemli olduğunu ifade etti. Mitingin öneminin farkında olduklarını ve tüm çalışmalarını da bu doğrultuda yürüteceklerini dile getiren Cengiz, “Nihayetinde özelde Kürt kültürü çalışmaları yapan bir kurumuz. Bunun hem halkımız açısından hem kendi çalışmalarımız açısından önemli. Toplumların bir araya gelmesi, birbirini diyalog çerçevesinde anlaması, birlikte yaşam kültürünün gelişmesi açısından önemli bulduğumuz bu mitinge katılımı arttırmak için tüm desteği sağlayacağız” dedi. 
 
'ORTAK YAŞAM' VURGUSU
 
Cengiz, Ortadoğu'dan yayılan savaşın gün geçtikçe halklar üzerinde baskıyı arttırdığına dikkat çekerek, kadın katliamları, çocuklara yönelik baskı, ekolojik yıkımın arttığı bir yerde Öcalan gibi bir insanın özgürlüğünü savunmanın en haklı ve meşru talep olduğunu ifade etti. Öcalan’ın fikirleriyle halkların birlikte yaşam kültürünü ortaya koyan bir perspektif sunduğunu dile getiren Cengiz, bu  nedenle bu fikri her alanda güçlü bir şekilde savunmanın önemine işaret etti. 
 
‘ARAMIZDA GÖRMEK İSTİYORUZ'
 
Türkiye’de miting denilince akla gelen ilk şeyin seçimler olduğunu vurgulayan Cengiz, salt sandıkta demokratikleşme algısının yanılgılı olduğunu söyledi. Cengiz, toplumun canlı bir organizma olduğunu 5 yılda bir seçimden seçime yapılan buluşmaların yeterli olmadığını vurgulayarak, “Nihayetinde toplum da bir ağaç gibi, bir tabiat gibi, bir doğa gibidir. Şu anda, gençlikte mesela bir kuşak, gerçekten bu yaşamın, böyle olduğunu ve hep böyle gideceğini düşünüyor. Biz de bunun karşısında tüm toplum olarak, bunun böyle olmadığını, bunun bir yanılsama olduğunu, ekonomik koşullardan tutun, toplumsal, kültürel, sosyopolitik koşullara kadar, büyük bir baskı, büyük bir zulüm altında olduğumuzu, topluma anlatmamız gerekiyor. Ve şunu da çok net gördük ve biliyoruz. Sayın Öcalan, fikirleriyle ve yaklaşımlarıyla hem Türkiye'de yaşayan halklara hem Ortadoğu'da yaşayan halklara, büyük bir umut kapısı, ışık kaynağı olmuştur. Biz de onu, mitingde aramızda görmek istediğimizi, en güçlü bir şekilde dillendireceğiz” ifadelerinde bulundu. 
 
MİTİNGE ÇAĞRI
 
Kürt sorununun yüzyıllık tarihsel bir sorun olduğunun altını çizen Cengiz, ezilen tüm kesimlerin mitinge katılması yönünde çağrıda bulundu. Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt halkıyla devlet arasında, Alevi toplumuyla devlet arasında, demokratlarla, sosyalistlerle, adım atmak isteyen herkesle, kadınlarla, doğayla kendini bir gören, ezildiğini, sömürüldüğünü, talana uğradığını, kırıma uğradığını düşünen herkesin devletle, arasında sorun var. Vicdani, dini, ahlaki, toplumsal düşünen her insanın bu mitinge destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Sayın Öcalan'ın toplumla kurduğu ilişki, bütün topluma getirdiği özgürlük alanını hep beraber yaşadık. Konuştuklarımız, söylediklerimiz de izafi şeyler değil. Adil ve eşit bir yaşama açılabilecek bir pencerenin, tekrar açılması için 13 Ekim'deki Amed’de yapılacak mitinge tüm halkımızı mitinge davet ediyorum.”