'Samimi bir çözüm isteniyorsa İmralı'nın kapıları açılmalı'

img

AMED - Tecrit kalkmadan Ortadoğu'da barış sürecinin başlamasının mümkün olmadığını dile getiren KON-MED Almanya Dış İlişkiler Eşsözcüsü Zana Serhed, "Eğer samimi bir çözüm isteniyorsa Önder Apo özgürleştirilmelidir" dedi.

Küresel çapta 10 Ekim 2023’te startı verilen "Abdullah Öcalan'a özgürlük Kürt sorununa demokratik çözüm" kampanyası ikinci yılına girdi. Kürtler ve dostlarının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla başlattığı kampanyayı ve tecrit politikasını değerlendiren Kürdistanlı Toplumlar Konfederasyonu (KON-MED) Almanya Dış İlişkiler Eşsözcüsü Zana Serhed, tecridin 26 yıldır aralıksız devam ettiğini hatırlattı. Bu sürecin sadece Öcalan'a yönelik fiziki izolasyon olmadığını ifade eden Serhed, "Bu politikanın temel amacı Önder Öcalan'ın fikirlerinin Kürt halkı ve dostları üzerindeki etkisini kırmaktır. AKP-MHP iktidarı, Önder Apo'nun Kürt halkı ve dostlarıyla iletişim kurmasını istemiyor. Çünkü Sayın Öcalan'ın fikirleri, bu iktidarın savaş ve kriz politikalarını sonlandıracak bir tehdit olarak görülüyor" dedi. 
 
KON-MED Almanya Dış İlişkiler Eşsözcüsü Zana Serhed
 
‘TECRİT SONA ERMEDEN KRİZLER ÇÖZÜLMEZ'
 
Tecridin Türkiye'nin savaş politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğuna işaret eden Serhed, AKP-MHP iktidarının savaş siyasetiyle varlığını sürdürdüğünün altını çizerek, "Bu savaşın devamı için tecrit, en kritik araçlardan biri. Tecrit derinleştirilmeden bu savaşı sürdüremezler. Bugün Türkiye'de yaşanan ekonomik ve siyasi krizlerin kaynağı da bu savaş politikalarıdır. Tecrit sona ermeden Türkiye'deki krizler çözülemez. Türkiye'nin yürüttüğü savaş politikaları toplum üzerindeki talan politikasıyla birleşti. Toplumun tüm değerleri talan edilirken, tecrit politikası bu talanın bir parçası olarak devreye sokuluyor" ifadelerini kullandı.
 
 AVRUPA'DA DEVAM EDEN EYLEMLİKLER 
 
Avrupa'da yaşayan Kürtler ve dostlarının bir yılı aşkın süredir devam eden eylemlilik sürecine dikkat çeken Serhed, "Bu mücadele Önder Apo'nun fikirlerinin yayılması açısından kritik bir öneme sahip. Avrupa'da düzenlenen konferanslar, mitingler ve çeşitli etkinliklerle Önder Apo'nun felsefesi ve yaşanan tecrit politikası tartışıldı. Kürt halkının dostları gün geçtikçe çoğalıyor. Önder Apo'nun 30 yıl önce dile getirdiği demokratik konfederal sistem, Ortadoğu'daki krizlerin çözümü için en uygun model olarak görülüyor. Bugün bu felsefenin daha geniş kitlelere ulaştığını görüyoruz. Avrupa'daki bu eylemlilik süreci birçok farklı dilde yürütülüyor. Önder Apo'nun düşünceleri bütün dünyaya yayılıyor. İngilizce, Fransızca, Kürtçe ve Türkçe dillerinde çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Önder Apo'nun fikirleri, dünya genelinde bir çözüm önerisi olarak sahipleniliyor" diye konuştu. 
 
EYLEMLER BÜYÜYECEK
 
Kürt halkı ve dostlarının 1 ve 16 Kasım tarihlerinde Avrupa genelinde büyük bir seferberlik ruhuyla alanlara çıkacağını ve tecrit politikasına karşı direnişi yükseltileceğini ifade eden Serhed, eylemlerin kitleselleşeceği dile getirdi. Serhed, "Bu tarihlerde, Sayın Öcalan'ın özgürlüğü için Avrupa'nın birçok şehrinde kitlesel mitingler, yürüyüşler ve çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Kürt halkı ve dostları, bu tecrit politikasına karşı sessiz kalmayacaklarını bir kez daha dünyaya gösterecekler. Bu süreçte özellikle uluslararası kamuoyunun harekete geçirilmesi için eylemliliklerimizi büyüteceğiz" şeklinde konuştu. 
 
'ORTADOĞU BARIŞININ ANAHTARI İMRALI'DA'
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Öcalan'a yönelik verdiği "umut hakkı ihlali" kararının Avrupa Konseyi'nin İmralı'ya dair Türkiye'ye bir yıl süre vermesine de tepki gösteren Serhed, şöyle devam etti: "On yıllardır benzer kararlar alınıyor ve hiçbir sonuç elde edilmiyor. Bu yüzden, uluslararası kurumları somut adımlar atmaya zorlayacağız. Avrupa'daki bu eylemlerin sadece Kürt halkının değil, dünya halklarının ortak talepleri doğrultusunda şekilleniyor. Önder Apo'nun özgürleşmesi için dünyaca ünlü Nobel ödüllü isimler, Önder Apo'nun özgür bırakılması gerektiğini belirten açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar, uluslararası alanda büyük bir etki yarattı. Avrupa Konseyi ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) gibi kurumlara binlerce mektup gönderdik ve onları tecride karşı bir açıklama yapmaya zorladık. Kürt halkı artık eski Kürt halkı değil. Önder Apo ile birlikte yeni bir siyasal bilinç ve örgütlenme sürecine girdik. Tecrit son bulmadan Ortadoğu'da bir barış sürecinin başlaması mümkün değildir. Eğer samimi bir çözüm isteniyorsa, İmralı kapıları açılmalı ve Önder Apo özgürleştirilmelidir. Önder Apo, bu sorunu bir haftada çözebileceğini açıkça ifade etti. Ortadoğu'daki huzurun ve barışın anahtarı İmralı'dadır." 
 
MA / Delal Akyüz