3 kayıp hikayesi

HABER MERKEZİ - İHD ve kayıp yakınları, 1990'lı yıllarda gözaltında kaybettirilen Abdullatif Yağızay, Ayfan Efeoğlu ve Abdulselam Şahin'in akıbetini sorarak, faillerin ortaya çıkarılması çağrısı yaptı. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, 1990'lı yıllarda gözaltında kaybettirilen kişilerin akıbetlerinın ortaya çıkarılması ve faillerin yargılanması için birçok kentte haftalık eylemlerini sürdürdü.  
 
AMED 
 
İHD Amed Şubesi ile kayıp yakınları, eylemlerinin 823’üncü haftasında Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde buluştu. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme çok sayıda kişi katıldı. 
İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Dêrsim Katliamı'na karşı verilen mücadelenin öncülerinden Seyit Rıza ve arkadaşlarını andı. Saman, "Onurlu barış için geçmişle yüzleşmek gerekiyor. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerinin açıklanması ve itibarlarının iade edilmesini talep ediyoruz" dedi. 
 
İHD yöneticilerinden Ali İhsan Demirtaş, 18 Kasım 1995’te Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde gözaltında kaybedilen Abdullatif Yağızay’ın hikayesini okudu. Demirtaş, evli ve 7 çocuk babası olan Yağızay’ın Kurke kırsal mahallesinde yaşadığını, ağır baskılar üzerine 1995 yılının Ağustos ayında ilçe merkezine göç ettiğini aktardı.
 
Yağızay’ın 18 Kasım 1995'te sivil polisler tarafından mavi bir otomobile bindirilerek götürüldüğünü söyleyen Demirtaş, "Yağızay Ailesi'nin ısrarı üzerine Abdullatif Yağızay’ın Mardin İl Jandarma Komutanlığı’na götürüldüğü söylenilir. Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı ise ailenin başvurusuna ‘Abdullatif Yağızay’ın gözaltına alındıktan 3 gün sonra serbest bırakıldığı’ cevabını verir. Abdullatif Yağızay’dan haber alınmaması üzerine tekrar savcılığa başvuran ailenin dilekçesi işleme konulmadan iade edilir. Olayla ilgili soruşturma açılmaz. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kalır. Abdullatif Yağızay’dan haber alınamaması üzerine tekrar savcılığa başvuran ailenin dilekçesi işleme konmadan iade edilir. Olayla ilgili soruşturma açılmaz. Ailesinin tüm başvuruları sonuçsuz kalır. 26 yıldır Abdullatif Yağızay’ın akıbetini açığa çıkartmayı amaçlayan ve failleri cezalandırmayı hedefleyen etkin bir soruşturma bugüne kadar yürütülmez" dedi. 
 
Açıklama, oturma eylemiyle son buldu. 
 
ÊLIH 
 
Êlih’te İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 659’uncu haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. Eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de eyleme katıldı. Bu haftaki eylemde, Êlih’te 6 Ekim 1992 tarihinde İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi iken sivil polislerce gözaltına alınıp bir daha kendisinden haber alınamayan Ayhan Efeoğlu’nun akıbeti soruldu. 
 
İHD Şubesi yöneticilerinden Melek Atalay, "Ayhan Efeoğlu, 25 yaşında olup Yıldız Teknik Üniversitesi 2. sınıf öğrencisiydi. Ayhan Efeoğlu, 6 Ekim 1992 tarihinde okulunun önünde telsizli sivil polislerce yakalanarak, gözaltına alındı. Ayhan’ın annesi Feriha Efeoğlu ile babası Osman Efeoğlu İstanbul DGM savcılığı, TBMM Başkanlığı ile resmi ve sivil kurumlara başvurular yaparak, oğullarının akıbetini sordu. Ailenin anlatımlarına göre; Siyasi Şube tarafından gözaltına alınan Ayhan Efeoğlu, Gayrettepe’de bir süre işkenceye tabi tutulur. Görgü tanıklarına göre Ayhan’ı gözaltına alanlardan biri Terörle Mücadele Bürosu’ndan Fikret Işıkyakalar isimli bir komiser idi. Ayhan Efeoğlu için açılan soruşturmada hiçbir ilerleme kaydedilmedi; 21 Ocak 2008 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, isnat edilen suçu işkence ve kötü muamele kabul ederek, zamanaşımı süresinin dolduğuna; dolayısıyla şüpheli olan İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri hakkında takipsizlik kararı verdi” ifadeleri kullandı.
 
COLEMÊRG
 
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 149’uncu haftasında Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eylemde, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartı ve kayıpların fotoğrafları taşındı. Gever’in Morê köyünde imamlık yaptığı 1993 yılında askerler tarafından gözaltına alınan ve kendisinden halen haber alınamayan Abdulselam Şahin’in akıbeti soruldu. 
 
İHD Colemêrg Şube Eşbaşkanı Musa Bor, "Devleti yönetenler 149 haftadır Colemêrg’ten yükselttiğimiz hakikat ve adalet çağrımızı karşılıksız bırakıyor" dedi. Bor, Şahin’in hikayesini şöyle anlattı: "43 yaşındaki 6 çocuk babası Abdüsselam Şahin ilk olarak Colemêrg’in Çelê (Çukurca) ilçesinde 9 yıl kamu personeli kadrosunda imam olarak görev yaptığı esnada askerler tarafından gözaltına alındı. Şahin, Yüksekova Jandarma Taburuna götürüldü ve ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Şahin yaşadığı baskı üzerine ailesiyle birlikte Gever’in Morê köyüne taşındı. 27 Kasım 1993 tarihinde Gever’den birkaç ay önce taşındığı köyüne gitmek üzere A.Ö.’ye ait Toyota marka araca bindi. Araçta Şahin ve sürücü dışında 3 kişi daha vardı. Köye doğru yol alan araç arama noktasında özel harekât timleri tarafından durduruldu. Yapılan kimlik kontrolü sonrasında Abdüsselam Şahin gözaltına alındı. Araçta bulunan diğer kişiler Şahin Ailesi’ni durumdan haberdar etti. Şahin’in nerede olduğunu öğrenmeye çalışan ailesi onun F.D.’ye ait kırmızı renkli Toros marka arca bindirilerek Yüksekova Komando Taburuna götürüldüğüne dair bilgiye ulaştı. Ancak kendisinden haber alamadı.”
 
‘FAİLLER YARGILANSIN’
 
Şahin’in eşinin Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yaptığını ancak herhangi bir sonuç alınamadığını aktaran Bor, "Abdüsselam Şahin’in akıbeti açıklanmadı, onu kaybedenler yargı önüne çıkartılmadı. İç hukuktan sonuç alamayan aile, 2012 yılında davayı AİHM’e taşıdı. Ancak başvuruyu, kaybetme suçunun süreğenliğine aykırı biçimde kabul etmedi. Şahin’in akıbetinin açıklanması ve faillerinin yargılanması talebimizin karşılanması hukukun gereğidir" diye kaydetti. 
 
Eylem, oturma eylemiyle son buldu.