Yağız: Abdullah Öcalan'ın dengeleri değiştirecek perspektifi var

img
HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırması amacıyla 2018 yılında 6 aya aşkın bir süre açlık grevi eylemi yapan siyasetçi Nasır Yağız, “Abdullah Öcalan'a inanıyoruz ve umutluyuz. Bu süreç onurlu bir müzakereye dönüşecektir" dedi.
 
Kürt sorununun demokratik çözümüne dair başlayan tartışmalar sürüyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 28 Aralık 2024 ve 22 Ocak 2025 tarihlerinde iki ayrı görüşme gerçekleştirdi. İlk görüşme sonrası Abdullah Öcalan’ın 7 maddelik çözüm deklarasyonu kamuoyuyla paylaşıldı. Abdullah Öcalan, deklarasyonda Meclis ve muhalefet partilerin rolüne dikkat çekti.
 
2018 yılında dönemin Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi başlatıldı. Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde 6 ay açlık grevinde kalan siyasetçi Nasır Yağız, Abdullah Öcalan’ın inisiyatif aldığı “sürece” ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
'BU SÜREÇ ONURLU BİR MÜZAKEREYE DÖNÜŞECEK'
 
İktidarın çözümsüzlükte ısrar politikasının artık sonuç alamadığını ifade eden Yağız, “O dönemde cezaevlerinde başlayan ve her yere yayılan açlık grevi eylemleri sonuç vermiş ve sayın Abdullah Öcalan ile iletişim kurulabilmişti. Devamında sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla eylemimizi sona erdirme kararı almıştık. Ancak bu eylemden sonra da çöktürme planının bir parçası da olan tecrit bitmedi ve devam etti. 5 yıllık süreçte halk olarak çok yoğun bir mücadele içerisinde olduk. Arkadaşlarımız haksız yere tutuklandı. Fakat direnişten geri adım atmadık ve mücadelemiz devam etti. Birçok merkezde eylemler başlatıldı. Bu eylem ve etkinliklere sıkışan devlet çareyi sayın Öcalan'ın yanına gitmekte buldu. Bizler sayın Abdullah Öcalan'a inanıyoruz ve umutluyuz. Bu süreç onurlu bir müzakereye dönüşecektir" dedi. 
 
'TECRİT DİRENİŞİN SONUCUNDA KIRILDI'
 
Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridin Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler üzerinde etki etki ettiğini dile getiren Yağız, görüşmelerin verilen direnişle gerçekleştiğinin altını çizdi. Yağız, “Direnişin olmadığı yerde mevzi geriler ve karşıdaki güç üzerinize gelmeye devam eder. Bu çatışma ve mücadelenin doğasında vardır. Önder Öcalan üzerindeki tecridin devam etmesi Kürdistan ve Ortadoğu’daki gelişmeleri etkiliyor. Buradaki egemen güçler onun gücü ve konumunun farkındalar. Bugün yeniden oluşan siyasi denge ve verilen mücadele Önderlikle masaya oturma ve müzakereyi egemen güçlere bir zorunluluk olarak dayatmış durumdadır. Rojava’da sayın Öcalan paradigmasının hayat bulması, yeni bir yaşam, yönetim perspektifinin kurulmuş olması da bu sürecin başlamasında etkili olmuştur. Tecrit bu direnişlerin sonucunda kırılmanın eşiğine gelmiştir diyebiliriz" ifadelerini kullandı. 
 
'HALK BAĞLILIĞINI GÖSTERMİŞTİR'
 
Abdullah Öcalan'a dönük 15 Şubat Komplosunun ortaya çıkan irade ile boşa çıktığına vurgu yapan Nasır Yağız, “Komplo amacına ulaşmamıştır. Komplodaki amaç sayın Abdullah Öcalan'ı rehin alıp Kürt halkının direnişini kırmaktı. Fakat Önderlik paradigması ve düşüncesiyle bunu boşa çıkarmış mücadeleyi bu noktaya getirmiştir. Yine halkımız Önder Öcalan'a bağlılıklarını her alanda göstermiştir. Her yıl halkımız Önderliğe olan bağlılığını en küçük kitlesel eylemden tutalım en büyüğüne kadar göstermektedir. Rojava’da Önderlik paradigmasıyla şekillenen bir devrim gerçekleşmiş ve şuan kendi öz gücüyle kendini yönetmektedir. Bunu dört parça Kürdistan’da görebiliriz. Dolayısıyla Önderliğin kudreti ve büyüklüğünü anlatmaya kelimeler yetmeyecektir" diye konuştu. 
 
'HALK ONUN ARKASINDA'
 
Kürt halkının her şart ve koşulda Abdullah Öcalan'ın yanında olduğunu kaydeden Yağız, “Kürdistan’daki halkımız, partimiz, ve Avrupa’daki halkımız her seferinde masadaki muhatabın Önder Apo’nun olduğu konusunda beyanlar vermektedir. Onun pratik sahadaki karşılığı ortadadır. Halkı onun arkasındadır, bu şüpheye mahal vermeyecek bir gerçektir. Abdullah Öcalan'ın her sözü Ortadoğu'ya nefes aldırıyor. Ortadoğu ve Kürdistan yıllardır küresel ve sömürgeci güçlerin rant sahasına dönüşmüş durumda. Ulus devletlerin tıkandığı emperyalizmin artık at koşturamadığı bir döneme girdik. Kürt halkı olarak özgürlük inancımızla mücadelemizi yükselttik ve mutlak başarıya odaklandık. Kazanımlarımızı bütün dünya kabullenmiş durumdadır. Yıllar önce bir sürü yoldaşımız gibi greve gittiğimizde tek dileğimiz Sayın Öcalan’ın sağlığına dair bilgi almak ve en önemlisi de halkıyla olan iletişimi kurabilmekti. Onun çözüm gücü ve politikayı okuma perspektifi dengeleri değiştirecek etkidedir. Kan gölüne dönüşen Ortadoğu ve özellikle Kürdistan’da Önder Öcalan’ın sözü barış ve huzuru beraberinde getirecektir. Bunun örneklerini geçmişte çokça gördük” dedi. 
 
'HERKES SÜRECE KATKI SUNMALI'
 
Her bir Kürt yurtseverin bu sürece katılmasının önemli olacağını kaydeden Yağız, “Bu çok açık ki sayın Öcalan'ın başlatacağı süreç yeni dinamikleri beraberinde getirecektir. Bu süreç uzun bir dönemi kapsayacaktır. Tüm güçlerimiz, partimiz, STK’lar bu süreçte görevini yerine getirmeli, sürece dahil olup sayın Öcalan'ın başlattığı sürece katkı sunmalı ve arkasında durmalıdır. Başta Kürt kimliğinin anayasal güvenceye alınması ve anadilde eğitim hakkının anayasal statüye kavuşturulması için gereken çabayı göstermemiz gerekiyor. Her Kürt bulunduğu yerde bu süreçte üzerine düşen yükün farkında olup mücadelesini bu temelde geliştirmelidir” ifadelerini kullandı. 
 
MA / Zeynep Durgut