'İhlaller sürecin ruhuna ters, tutsaklar serbest bırakılmalı'

MERSİN - Tahliyesi 3 kez 6'şar aylık sürelerle ertelenen 30 yıllık tutsak Mustafa Amutgan'ın kardeşi Ahmet Amutgan, cezaevlerinde yaşanan bu ihlallerin sürecin ruhuna ters olduğunu belirterek, tüm tutsakların serbest bırakılmasını istedi. 

Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne rağmen cezaevlerindeki ihlaller devam ediyor. Çıplak arama dayatması, hastane sevklerinde ağız içi aramalar, baskı, ailelerden uzak illere sürgün, darp tahliye ertelemeleri şeklinde süren ihlaller ise tüm çağrı ve suç duyurularına rağmen sistematik bir biçimde devam ediyor. İhlallerle karşı karşıya kalan tutsaklardan biri de Mustafa Amutgan. 30 yıllık infaz süresini, 7 Temmuz 2024'te tamamlayan Mustafa Amutgan, "pişman olmadığı" gerekçesiyle Erzincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 3 kez 6'şar aylık sürelerle ertelendi. 
 
Tarsus'ta 1994'te gözaltına alınan ve çıkarıldığı Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından müebbet hapis cezası verilen Mustafa Amutgan, infaz süresini tamamlamasına kısa bir süre kala Hilvan Cezaevi'nden Erzincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne sevk edildi. Sevk edildiği Erzincan Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından "Seni tanımıyoruz, bunun için sana iyi hal raporu veremiyoruz. İyi halli raporu vermemiz için seni tanımamız lazım" denilerek "iyi halli" olmadığı gerekçesiyle tahliyesi 7 Temmuz 2024'te ilk kez 6 ay süreyle ertelendi. Mustafa Amutgan, ilk erteleme süresini 7 Ocak 2025'te tamamladı. İkinci kez çıkarıldığı kurul, onunla birlikte tutuklanan kişileri kast ederek, ona "Tahliye olduğunda onlarla görüşecek misin?", "Ailenle aranda sorun mu var, neden görüşüne gelmiyorlar?", "Pişman mısın?" soru gibi sorular yöneltti. Pişman olmadığını belirten Amutgan'ın tahliyesi ikinci kez 6 ay süreyle ertelendi. Bu süreyi 7 Temmuz 2025'te tamamlayan Amutgan'ın tahliyesi yine "pişman olmadığı" gerekçesiyle yine 6 ay süreyle ertelendi. 
 
'AİLELER BEZDİRİLİYOR'
 
Ağabeyi Mustafa Amutgan'ın tahliyesinin sürekli ertelenmesine tepki gösteren Ahmet Amutgan, erteleme gerekçesi yapılan soruları saçma, ertelemenin ise hukuksuz olduğunu söyledi. Ahmet Amutgan, "Görüşe gidemememizin tek sebebi maddi imkansızlıklardan dolayı gidemiyoruz. 2 ağabeyim cezaevindedir. Bir ona, bir diğer ağabeyimin görüşü derken arada bayağı zaman geçiyor. Ben kendim 2022'de Tarsus Cezaevi'ndeydim. Ağabeyim Nusret, Samsun Kavak'tan Tarsus Cezaevi'ne gelmek için defalarca dilekçe yazdı. Ancak her defasında  'yer yok' cevabı verildi. Oysaki biz 18 kişilik koğuşta 8 kişi kalıyorduk; 10 kişilik boş yerimiz olmasına rağmen dilekçelere ret cevabı veriliyordu. Oysa cezaevinde bulunan kardeşlerin yan yana gelme hakları Türk Ceza Kanunu'nda var. Tutsakları ailelerinden uzaklaştırarak hem tutsağı hem de aileleri bezdirilmeye çalışılıyor. Yani 30 yıldır aynı şekilde cezalandırılıyoruz. Bir ayağımız cezaevinde, bir ayağımız evdedir. Eğer kardeşlerim bulunduğumuz ilde ya da Çukurova bölgesine yakın bir cezaevinde olsaydı her ay görüşüne giderdik. Açıkçası uzak olduğundan dolayı ve 2 kişi olduğu için ekonomik sebeplerden dolayı bizi zorluyor. Ya onların görüşüne gideriz, ya da onlara para göndereceğiz, her ikisini aynı anda yapamıyoruz açıkçası" ifadelerini kullandı. 
 
'HASTA TUTSAK LİSTESİNDE'
 
Samsun Kavak S Tipi Cezaevi'nde bulunan diğer ağabeyi Nusret Amutgan'ın İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) hasta tutsak listesinde yer aldığını söyleyen Amutgan, "Mide ülseri var, mideden ameliyat oldu. Şu anda fıtık ameliyatı olması gerekiyor. Onun dışında belirtemediğim birçok hastalığı var. Bedensel hasta tutsak listesinde olduğu için bu liste idarede de var. Birçok hastalığı var. Zaten bunlar yaşlı insanlar. Cezaevi onlara göre, değil. Şu anda Samsun Kavak S Tipi Kapalı Cezaevi'nde" diye konuştu. 
 
İDAREDEN TUTSAKLARA TEHDİT
 
Sürece rağmen cezaevlerinde iyileşme olmadığı gibi koşulların daha da ağırlaştığını ifade eden Amutgan, Erzincan Cezaevi Müdürü'nün tutsaklara, "Burada süreç yok, burada Adalet Bakanı yok, burada Cumhurbaşkanı yok, burada Meclis yok, burada her şey biziz" dediğini belirtti. Amutgan, "Samsun Kavak S Tipi'nde ağabeyim Nusret Amutgan bulunuyor. Daha önce 3 kişilerdi koğuşta. Zaten 3 kişilik yatak var, 3 kişilik ranza var. Şu anda dar olan bir hücre gibi koğuşta 6-7 kişi kalıyorlar. Yani şöyle söyleyeyim: 27 Şubat'tan sonra baskı biraz daha artmış. Her hafta telefonla görüş yapıyoruz. Her telefon görüşmesinde farklı bir baskı politikası uyguluyorlar. Mahkumlara karşı farklı bir konsept uyguluyorlar" şeklinde konuştu. 
 
'CEZAEVİNDE SÜREÇ YOK'
 
Amutgan, ağabeyiyle yaptığı telefon görüşmesini anlatarak, ağabeyinin "Cezaevinde süreç yok. Kesinlikle cezaevinde çözümle alakalı hiçbir şey yok. Bu süreçle alakalı hiçbir şey yok. İyileştirmenin dışında daha çok artan baskılar var. Sürecin ruhuna zarar veriyor" dediğini aktardı. 
 
Cezaevi sorununun çözülmesi gerektiğini ifade eden Amutgan, "Sürecin bizde güven bırakabilmesi için öncelikle kendilerinin de söylediği gibi, 'kurucu Önder' Sayın Öcalan'ın bırakılması gerekiyor. Hasta tutsaklarımız var, cezasını bitiren tutsaklar var. Bunların bırakılması lazım ki bizde bir güven oluşsun. 'Kuş bir kanatla uçmaz; bir taraf gereğini yapıyor, diğer taraf yapmıyor' diye açıklamaları var Bahçeli'nin. Kürt hareketi üzerine düşeni yapıyor; ama diğer tarafta hükümet nedense adım atmakta diretiyor, yani geciktiriyor" diye belirtti. 
 
'CEZAEVLERİNİN BOŞALMASI GEREKİYOR'
 
Aileler olarak pratik adımlar beklediklerini dile getiren Amutgan, şunları dile getirdi: "Pratik adım olmazsa inanç yok. Umut var ama inanç yok. Cezaevinde bu uygulamalar sürecin ruhuna uygun değildir. Üstüne basa basa talebimiz şudur: Bu çözümün bir an önce olması, -çatışmalar bir nevi durmuş, tekrar alevlenmemesi için- hükümetin bir an önce adım atması, başta hasta tutsaklar, Sayın Öcalan ve cezasını bitiren tutsakların bırakılması, yani cezaevlerinin boşaltılması gerekiyor. Düşünce suçundan tutsak edilen tek bir kişinin cezaevinde kalması demek sürecin ilerlememesi demektir."
 
MA / Mehmet Güleş