ANKARA - HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, iktidarın Garê operasyonu üzerinden kadınları hedef aldığını belirterek, “Kadınlara saldırılarla başarılı olduğunu sanan bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kadın gündemi ve partisine üye kadınlara yönelik saldırılara dair basın toplantısı düzenledi. HDP Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıya kadın milletvekilleri de katıldı.
‘GARÊ SORULARI CEVAPSIZ’
Başaran, HDP’ye dönük saldırılara dikkat çekerek, Garê’de TSK’nin operasyonu sonucu yaşanan ölümlere değindi. Başaran, “Neden insanların canını tehlikeye atarak böyle bir operasyona girişildi soruları hala cevapsız. Türkiye toplumunun kafasındaki soru işaretlerini giderecek yanıtlar gelmedi. Hesap vermesi gerekenler Meclis'e geldiler. Kamuoyunu bilgilendirmek için geldiler. Ama Türkiye’de uzun bir süredir klasik haline gelen bütün yanlışlarını, başarısızlıklarını muhalefete, partimize en fazla kadınlara saldırarak bir yaklaşım sergilediler. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sorulara yanıt vermedi. Bu sorumluluğunun gereğini yerine getirmedi” diye konuştu.
KADINLARA LİNÇ
Soylu’nun HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir’i hedef alan açıklamalarına tepki gösteren Başaran, “Soylu ‘Bir kadın milletvekili Garê’ye gitti’ iftirasını attı. Ana akım bir medyadan A habere çıkıp insanlarda şüphe yarattıktan sonra bu ismi açıkladı ve Dilan Dirayet Taşdemir dedi. Çözüm sürecinde Kandil’de eş genel başkanımızın fotoğraflarını yeniymiş gibi paylaştı. Partimize ama en fazla -bu bir tesadüf değil- eş genel başkanımız ve milletvekili arkadaşımız Dilan Dirayet Taşdemir hakkında linç kampanyası başlattı. Sonra troller devreye girdi ve bu saldırılar devam etti. Ama sorular hala cevapsız. Garê’de ne oldu hala yanıtsız. Soylu 4 gün boyunca neden bekledi” diye sordu.
‘İKTİDARIN İLK HEDEFİ KADINLAR OLDU’
Başaran, iktidarın Garê operasyonu üzerinden kadınları hedef aldığını belirterek, “Kadınlara saldırılarla başarılı olduğunu sanan bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
Başaran, şöyle devam etti: “Her defasında yaptıkları gibi bir yalanla, bir kumpasla her zaman yaptıkları gibi partimize saldırarak yaptıklarının üstünü örtmeye çalıştılar. Eş Genel Başkanımız ve milletvekilimizin kadın olması tesadüf değildi. İktidar savaş siyasetini başlattığı günden bugüne Türkiye’de demokrasiden, özgürlüklerden vazgeçtiği günden bugüne ilk hedefi kadınlar oldu. Her seferinde kadınlara saldırmayı kendisine düstur edinen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugün hedef alınan arkadaşlarımız değil, kadın mücadelesinin kendisidir. Eş Genel Başkanımız ve milletvekili arkadaşlarımız ve kadın arkadaşlarımız değil özgürlük isteyen kadınların tümü hedef haline getirildi.”
‘KADINLAR GERİ ADIM ATMAYACAK’
Tutuklu bulunan kadın siyasetçi ve aktivistlere dönük verilen cezalar ve gerekçelerine dair örnekler veren Başaran, kadın mücadelesi yürüttükleri için cezalandırıldığını belirtti. Başaran, “İktidar ‘mücadele etmeyin, boyun eğin’ diyor. Ama kadınların inadının, mücadele azminin farkında olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Kadınlar geri adım atmayacak. Sizin bu cinsiyetçi politikalarınıza karşı hiçbir tehdit kadınlara geri adım attırmadı bundan sonra da attırmayacağız. Biz eş genel başkanımız ve milletvekili arkadaşımıza yapılan bu linç saldırısını kendimize yapılmış kabul ediyor ve mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi buradan ifade ediyoruz. Sadece HDP’li kadınlar değil Türkiye’de özgürlük mücadelesi yürüten, bu tekçi militarist sistemin karşısında isyanı ve itirazı olan bütün kadınların ses yükseltmesi lazım. Çünkü bu türlü bahanelerle bizi sindirme politikasıdır” dedi.
‘DİRENEN KADINLARIN YANINDAYDIK’
28 Şubat Post-modern Darbesi’nin yıl dönümünün yaklaştığını belirten Başaran, o dönem binlerce kadının mağdur olduğunu dile getirdi. Başaran, “28 Şubat’ta birkaç gün kala kadın arkadaşlarımız linç edilirken iktidarın bazı kadın sözcüleri de başka kadınları hedef alıyor. En acısı budur. 28 Şubat'ta binlerce kadın başörtüsünü takabilmek için, kendi inançlarını özgürce yaşayabilmek için büyük bir zulümle karşı karşıya kaldılar, alanlarda meydanlarda direndiler, bizler de yanlarındaydık. Başörtüsü için mücadele eden kadınların yanında olduk ve postmodern darbenin karşısında ses yükselttik. Ancak ne yazık ki o dönemin mağdurları bu dönemin muktedirleri oldu” ifadesinde bulundu.
ÇIPLAK ARAMA
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in çıplak aramaya maruz kaldıklarını açıklayan kadınlara dönük hakaret ve hedef gösterme açıklamalarına değinen Başaran, şöyle devam etti: “Özlem Zengin cinsel işkenceye uğrayan kadınları hedef aldı. Ve sanki Türkiye’de böyle bir hakikat yokmuş gibi, çıplak arama yokmuş sadece bu bir propagandaymış gibi davranılsa da Meclis tutanaklarında çıplak aramanın var olduğu tespit edilmiş. Hakkari Belediye Eşbaşkanımız Dilek Hatipoğlu Ankara Sincan Cezaevi'nde kalıyor. Bir cezaevinden başka bir cezaevine nakledildi. Kendi denetimlerinde olan bir yerden başka bir yere Van F Tipi Cezaevine sevk edildi. Orada çıplak arama diretmesi ile karşı karşıya kaldığı, buna direndiği için darp edildi. Yine Aydın’da 13 kadın arkadaşımız iktidarın düşmanca politikalarıyla gözaltına alındı. Tek suç kadın mücadelesi yürütmek, iktidara itiraz etmekti. Bu 13 kadın arkadaşımız Aydın’da benzer bir biçimde gözaltında çıplak aramaya maruz kaldılar. Maalesef işte dünün 28 Şubat mağdurlardı, bugünün muktedirleri olan kişiler kadın sesi olmak bir yana onların sesini bastırmak, onları sindirmek için her türlü açıklamayı yapmaya devam ediyorlar.”
‘SENİN GİBİLERİ ÇOK GÖRDÜK’
Yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair konuşan Başaran, şöyle devam etti: “Biz 8 Mart’a doğru giderken bir taraftan ‘Kadınlar İçin Adalet’ kampanyamızı sürdürürken, çıplak aramaya karşı da alanlarda, meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Kadın mücadelesini yargılamak iktidarın haddi değildir. Mahkeme salonlarında yargılamak istediğiniz kadınlar sizi yargıladılar, alanlarda yargılamak istediğiniz kadınlar daha yüksek sesle zılgıtlarını çığlıklarını yükselttiler. İsyanımız, özgürlüğümüz için ‘Bi berxwedanê jin dimeşinin azadîyê’ şiarıyla bütün sindirme politikalarına Türkiye’nin dört bir yanında kadın hareketleriyle birlikte olacağız. Adaleti iktidardan, erkeklerden beklemediğimizi, kadınlar için gerçek adaleti kendi mücadelemizle gerçekleştireceğimizi haykıracağız. Biz her dönem olduğu gibi mağdurun yanında olmaya devam edeceğiz. Biz her defasında olduğu gibi kadınların kendilerini özgür hissedebileceği bir ortam yaratma iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bu saldırılar bizi yıldıramayacak. Erkeklik ve savaş başkanı olan İçişleri Bakanına sesleniyoruz: Biz senin gibileri çok gördük kadınlar senin gibileri çok gördü onlar başaramadı sen de başaramayacaksın.”
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başaran, İyi Parti’nin fezlekeler dair açıklamalarına ilişkin şu yanıtı verdi: “Fezleke tek başına bir meseledir. HDP üzerinden bir operasyon yapılmaya çalışılıyor. Tüm partiler gerçeği görmeli. Fezlekeler içerisinde suç yok. Kamuoyu biliyor ki ne bizim milletvekillerimiz Garê’ye gitmiş ne de Kobanê protestolarında yaşamını yitirenlerden biz sorumluyuz. İktidar Garê yenilgisini kapatmak için bizi hedef gösteriyor. Mesele hukuki değil bu yüzden buna karşı güçlü bir duruş göstermek gerekiyor.”