Eşitlik yoksa devrim var

  • kadın
  • 09:03 26 Şubat 2021
  • |
img

HABER MERKEZİ - ABD’de 164 yıl önce eşit işe eşit ücret ve daha iyi çalışma koşulları için direnişe geçen kadınların mücadelesi, bu yıl da tüm dünyanın gündeminde. Kazanımları hedef alan erkek iktidarı, şiddeti ve yasalarına karşı mücadele yükseltildi. 

Tarihi 1800'lü yıllara dayanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün ateşini, ABD’de 40 bin kadın dokuma işçisi, 8 Mart 1857 tarihinde yaktı. ABD'nin New York kentinde, bir dokuma fabrikasında greve başlayan 40 bin kadın işçi, sadece daha iyi çalışma koşulları istiyordu. Polisin fabrikaya kilitlediği kadın işçilerden 129'u, 8 Mart 1857’de içeride çıkan yangında can verdi. Bu ölümler ise, bir son değil yakılan isyan ateşinin ilk kıvılcımı oldu.
 
8 MART ÖNERİSİ 
 
Elbette ki 8 Mart, hemen olayın ertesinde Kadınlar Günü olarak kutlanmadı. Dünyada ezilen emekçi kadınların tarihi, "Yaşamın olduğu yerde savaşmak istiyorum" sözlerinin sahibi kadın hakları savunucusu Clara Zetkin ile başladı. Toplumun yarısının sahibi kadınlara, “kavganın yarısı” olmaları gerektiği bilincini aşılayan Zetkin, 129 dokuma işçisi kadının mücadelesinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak ölümsüzleşmesini sağladı. 1910 yılında Kopenhag'da 2'nci Enternasyonale bağlı sosyalist kadınların yaptığı Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda Zetkin'in önerisi üzerine bu tarih, Amerika'da grev sırasında çıkan yangında yaşamını yitiren işçi kadınların anısına "Dünya Emekçi Kadınlar Günü", 1975 Dünya Kadınlar Yılı'nda, Birleşmiş Milletlerin (BM) Kadın Konferansı’nda alınan kararla da "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul edildi.
 
164 YILLIK MİRAS
 
Yaşamı boyunca erkek egemen sisteme karşı mücadele eden Zetkin, tüm dünya kadınlarının idolü haline geldi. "İşçiler kapitalistler tarafından nasıl boyunduruk altına alınmışlarsa, kadın da erkek tarafından öylesine boyunduruk altına alınmıştır ve ekonomik özgürlüğüne kavuşmadığı sürece de öyle kalacaktır. Kadınların ekonomik bağımsızlıkları için en gerekli şart çalışmaktır" sözleriyle milyonlarca kadının isyanı olan Zetkin'in devrettiği miras, 164 yıldır tüm dünya kadınları tarafından nesilden nesile büyük bir kararlılıkla taşınıyor.
 
MÜCADELENİN BİR YILI
 
Son bir yılda tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün (Kovid-19), özellikle kadın mücadelesine etkileri ağır oldu. Kadına yönelik artan şiddet ve işsizlik, salgın ile birlikte ortaya çıkan ek bakım, ev içi emek ve sağlık alanında çalışan kadınlara yönelik baskı, tüm yaşamları değiştiren etkilerden sadece birkaçı. 
 
Pandemi sürecinde kadın-erkek arasındaki eşitsizlik derinleşirken, pes etmeden umudunu koruyan kadın cephesinde birçok gelişme yaşandı. Şiddet, Kürtaj ve ücret eşitliğiyle ilgili yeni yasalardan bilim alanındaki başarılara, siyasi başarılardan kadınların salgın sürecindeki liderliği ve Metoo hareketinin devam eden etkilerine kadar son bir yıl, kadın mücadelesine sahne oldu. Gitgide güçlenerek yüzyılı aşkın bir zamandır kutlanmakta olan 8 Mart yaklaşırken, hakları için mücadele eden kadınların dünyada ve Türkiye’de son bir yılda öne çıkan gündem ve kazanımlarını derledik.
 
METOO’NUN ZAFERİ 
 
“Hollywood’daki en güçlü isim” olarak bilinen Harvey Weinstein, cinsel taciz ve tecavüz suçlamasıyla yargılandığı davada suçlu bulundu. 25 yıla kadar hapsi istenen Weinstein, 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
 
Failin cinsel saldırını ifşa eden pek çok kadın, #MeToo (Sen de Anlat) hareketinin yayılmasına önayak olmuştu. 
 
YENİ ZELANDA’DA KÜRTAJ YASALLAŞTI 
 
Yeni Zelanda’da kürtaj hakkı için kadınların verdiği mücadele sonuç verdi. Kürtajın “suç” olarak görüldüğü ülkede, parlamentoda yapılan oylama ile kürtaj artık bir sağlık sorunu olarak görülecek.
 
Oylamada, 40 yıla yakın bir süredir değiştirilmeyen kürtaja ilişkin yasalarda değişiklik kabul edildi. Ülkede, kendi bedenine hükmetme ilkesi noktasında tarihi bir gelişme olarak kabul edilen tasarıya 51’e karşı 68 evet oyu verildi. Yeni yasa ile kadınlar artık doktor tavsiyesiyle gebeliğinin 20’nci haftasına kadar kürtaj hakkını kullanabilecek. 20 haftadan sonra ise testten geçme ve en az iki doktorun onay vermesi halinde kürtaj olunabilecek. 
 
EŞİT ÜCRET YASASI
 
Ayrıca Yeni Zelanda parlamentosu, çalışanlara cinsiyetleri nedeniyle daha az ücret ödenmemesini güvence altına alan “Ücret Eşitliğinin Düzenlenmesi Yasası”nı oybirliğiyle kabul etti. Eşit ücret yasası, 1972’den beri Yeni Zelanda’da yürürlükte olan “eşit işe eşit ücret” yasasını daha da ileri bir noktaya taşımayı hedefliyor. Yasa ile tarihsel olarak kadınların ağırlıkta olduğu düşük maaşlı sektörlerdeki kadınlarla, farklı ama eşit değerdeki işlerde çalışan erkekler aynı ücret alacak.
 
İTALYA’DA ‘KÜRTAJ HAPI’ HAKKI 
 
İtalya’da kadınların yıllarca mücadele verdiği kürtaj yasasındaki değişiklik kabul edildi. “Kürtaj hapı” hastaneye yatırılma gereği olmadan ve gebeliğin 9. haftasına kadar yasal olarak kullanılabilecek.
 
Kadın örgütlerinin yanı sıra İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de yaptığı bir açıklamada, “Covid-19 İtalya’da yasal kürtajın önündeki engelleri artırıyor” eleştirisinde bulunmuştu. Değişiklik sonrası kadın hakları örgütü olan “Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz” (Non Una di Meno), haberi “kazandık” mesajıyla kutladı.
 
SUDAN’DA KADIN SÜNNETİ YASAKLANDI 
 
Kadın mücadelesinin değişime sürüklediği ülkelerden biri de Sudan oldu. Her 10 kadından 9’unun sünnet edildiği Sudan'ın geçici hükümeti, kadın sünnetini de suç kapsamına alan özel bir madde ile Ceza Kanunu'nda değişiklik yaptı. Kadın sünneti yapanların 3 yıl hapis ve para cezası almasını öngören Ceza Kanunu'nun 141. maddesinde yapılan değişiklik onaylandı.
 
FRANSA’DA İLK TRANS BELEDİYE BAŞKANI 
 
Fransa’da yapılan yerel seçimlerde, Tilloy-lez-Marchiennes Belediyesi başkanlığına trans kadın Marie Cau seçildi. Fransa’nın ilk trans belediye başkanı olan Marie, seçim kampanyasının merkezine ekolojik çalışmaları ve yerel ekonomiyi aldı. Cau yaptığı konuşmada, seçim programına dikkat çekerek, “İnsanlar beni trans olduğum için seçmedi, onlar bir seçim programını seçti” dedi.
 
ŞİDDETE KARŞI YENİ YASA 
 
Fransa Ulusal Meclisi’nin kadın katliamlarını önleme amacıyla daha önce kabul ettiği “Eş şiddetini önleme yasası, Senato’da yapılan oylamayla yürürlüğe girdi. Yeni yasaya göre, şiddete maruz bırakılan kadınların daha iyi korunması için sağlık çalışanlarının da sorumluluk üstlenmesi öngörülüyor.
 
HİNDİSTAN’IN EN GENÇ BELEDİYE BAŞKANI 
 
Hindistan'ın Kerala eyaletinin en büyük kenti Thiruvananthapuram'ın belediye başkanlığına 21 yaşındaki Hindistan Komünist Partisi-Marksist (CPI-M) üyesi Arya Rajendran seçildi. Kent konseyi tarafından yapılan oylamada 99 oydan 54'ünü alan Rajendran, kentte şu ana kadar seçilen en genç belediye başkanı oldu.
 
KENYA’DA HAKLILIĞIN ZAFERİ 
 
Kenya’nın Mombasa kentinde, binlerce insanda kurşun zehirlenmesine yol açan büyük bir fabrikaya karşı 10 yıl hukuk mücadelesi veren Phylllis Omido, fabrikayı ve hükümeti 12 milyon dolar tazminat ödemeye mecbur bıraktı. Kurşunun anne sütünden kendi bebeğine geçtiğini öğrendikten sonra mücadeleye başlayan Omido, hukuk mücadelesi yürüttüğü 10 yıl boyunca, ölüm tehdidi ve gözaltılarla karşı karşıya kaldı. 
 
İSPANYA ÜCRET EŞİTSİZLİĞİNİ YASAKLADI
 
İspanya, kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ücret eşitsizliğini yasaklayan yasa tasarısını kabul etti. Yasaya uyulmaması halinde şirketler 187 bin avroya kadar para cezasıyla karşı karşıya kalacak.
 
50’den fazla çalışanı olan işletmelerin, işgücünde kadın ve erkek oranını dengelemek için dört yıllık bir plan hazırlaması gerekiyor. İspanya, cinsiyet eşitliğine yönelik politikalar göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa’da lider ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.
 
ALMANYA’DA YENİ DÜZENLEME 
 
Almanya’da, çocuklara yönelik işlenen cinsel istismar suçlarında cezaların artırılmasını öngören yasal düzenleme onaylandı. Kabineye sunulan yasa tasarısı, cezaların sertleştirilmesinin yanı sıra bu tür vakalarla ilgili cezai soruşturmaların daha etkin yürütülmesini ve aynı zamanda daha iyi koruyucu önlemlerin alınmasını da öngörüyor. Tasarıda, çocuklara yönelik cinsel suçlara 10 yıl ile 15 yıl arasında hapis cezaları öngörülüyor. Ayrıca ceza yasasındaki tanımlamalar değiştirildi. Mevcut yasadaki "cinsel istismar" ifadesi, tasarıda " çocuklara karşı cinsel şiddet" olarak değiştirildi.
 
Tasarıda çocukların istismar edildiği pornografik görüntüleri yaymak suç kapsamına alındı. Çocukların pornografik görüntülerini yaymak, hazırlanan yeni yasa tasarısında suç sayılarak bu suçu işleyenler hakkında da en az 1 yıl hapis cezası istendi.
 
LÜBNAN’DA ŞİDDET VE TACİZE KARŞI YENİ YASA 
 
Lübnan parlamentosu, kadınların maruz kaldığı taciz ve ev içi şiddetine karşı yeni yasayı onayladı. Yasa, "başta işyerinde olmak üzere cinsel tacizi suç" sayarken, para cezaları ve iki yıla varan hapis cezaları öngörüyor.
 
Lübnanlı Kadınlar Ulusal Komisyonu, yasa metninin "korumayı garantilediğini ve mağduru desteklediğini" belirtirken, kadın hakları savunucuları ise yasada mağdurun yaşadıklarını ispat etmek zorunda bırakıldığını ifade ederek, çekincelerini dillendirdi. Kadınlar, ayrıca suç duyurusunun ardından yaşanacak idari işlemlerin de kadınları caydıracağı kaygısında.
 
İRAN’DA METOO HAREKETİ 
 
Küresel #MeToo hareketinin üçüncü yılında, İran’da cinsel saldırıya uğrayan kadınlar, kamuoyuna seslerini duyurmaya başladı. İran’ın sosyal medyasında, dev bir e-ticaret şirketinin eski yıldız yöneticisi, önde gelen bir sosyolog ve popüler bir kitapçı dükkanının sahibi dahil 100’den fazla erkeğin ifşalarının ardından Ağustos ayının sonlarından itibaren hareket ivme kazandı.
 
E-ticaret şirketi Digikala, eski yöneticisi hakkında soruşturma açtı ve kadın çalışanlarından özür diledi. İran’ın sosyoloji birliği, tacizle suçlanan profesörü ihraç etti ve üniversitelerde sıfır tolerans politikası çağrısında bulundu.
 
10 YIL BEKLETİLEN YASA KABUL EDİLDİ
 
Ülkede, kadına yönelik şiddete dair 10 yıldan bu yana bekletilen kanun tasarısı kabul edildi. İran yönetiminin resmi olarak duyurmadığı ancak hükümetin sayfasında görülebilen kanun tasarısı 3 Ocak’ta kabul edildi. Ülkede kadınlara yönelik baskıcı rejimin erkeklere tanıdığı “kolaylıklar” nedeniyle kadına yönelik şiddet, hakaret, katliam ve tecavüzler karşılıksız kalabiliyor ve çoğu zaman kadınlar suçlu durumuna düşürülüyor.
 
PORTO RİKO’DA ŞİDDETE KARŞI OHAL 
 
Porto Riko'da, kadınlara yönelik şiddeti önlemek için Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi ve kadın hakları savunucularının yıllardır uygulanmasını istediği tedbirlerden bazıları hayata geçirildi. 2019 yılı rakamlarına göre, her hafta ortalama bir kadının erkek şiddeti nedeniyle yaşamını yitirdiği ülkede, Olağanüstü Hal (OHAL)  ilan edildi. Yayınlanan bildirgede, bir dizi tedbirin hayata geçirileceği ifade edildi. 
 
ABD’DE BAŞÖRTÜ KARARI 
 
ABD’de Müslüman kadınları gözaltında başörtülerini çıkarmaya zorlayan New York polisi aleyhine  farklı tarihlerde açılan davalarda, uzlaşmaya giden New York polisi dindar kişilerin yüzlerini tamamen kapatmadıkları sürece başları örtülü bir şekilde fotoğraf çektirebileceklerini duyurdu. 
 
Karar Müslümanların dışında Yahudileri ve Sihleri de kapsayacak.
 
DÜNYA TARİHİNDE BİR İLK 
 
Bolivya’da dünya tarihinde ilk olan Kültürler, Dekolonizasyon ve Erkek Egemenliğin Ortadan Kaldırılması Bakanlığı kuruldu. Bakanlığa ise Sabina Orellana atandı. Orellana, Bolivya'da kadın, yerli ve çiftçi hareketlerinin temsil eden bir isim. 
 
İSKOÇYA’DA KADIN HİJYEN ÜRÜNLERİ ÜCRETSİZ 
 
İskoçya Parlamentosu, tampon ve ped gibi tüm kadın hijyen ürünlerini herkes için ücretsiz hale getiren yasa önerisini oybirliğiyle kabul etti. “Regl yoksulluğu”nu ortadan kaldırmayı amaçlayan öneri, yerel yönetimlere bu ürünleri ihtiyacı olan herkese ücretsiz dağıtma zorunluluğu getiriyor. Sistemin iki yıl içinde uygulamaya geçmesi bekleniyor.
 
İskoçya, kadın hijyen ürünlerini okullarda ve üniversitelerde ücretsiz bir şekilde erişilebilir olmasını sağlayan ilk ülke.
 
ARJANTİN’DE KÜRTAJ YASALLAŞTI
 
Arjantin’de iki yıl sonra tekrar parlamentonun gündemine getirilen kürtaj hakkına dair yasa Senato’da kabul edildi. Arjantin, kürtaj hakkının yasal hale getirildiği ilk Latin Amerika ülkesi oldu. Kürtaj Latin Amerika'da Küba, Uruguay ve Meksika'nın bazı eyaletlerinde yasal. El Salvador, Honduras, Nicaragua ve Haiti'de ise tamamen yasak.
 
Bugüne dek kürtaja sadece cinsel saldırı sonucu yaşanan hamileliklerde veya annenin hayatının tehlikede olduğu durumlarda izin veriliyordu. Bu yasayı kaldıran ve kadınlara 14'üncü haftaya kadar kürtaj hakkı tanıyıp gerekli tedavinin ücretsiz sağlanmasını öngören tasarı, Senato'da 12 saatten uzun süren bir oturumun ardından kabul edildi. Oylamada 38 senatör “evet”, 29 senatör “hayır” derken, bir senatör çekimser oy kullandı.
 
Yasa, Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra uygulamaya konuldu.
 
ŞİLİ’DE EŞİT KATILIMLA YENİ ANAYASA 
 
Bu yıl, Şili seçmenlerinin yüzde 78,3’ü,  Pinochet’nin mirasını temsil eden bir anayasayı reddetmek ve katılımcı bir süreçle yeni bir anayasa yazmak için referandumda oy kullandı. Yeni anayasanın, eşit sayıda kadın ve erkeğin yer aldığı bir kurul tarafından yazılacağı açıklandı.
 
Aynı zamanda yerli halkın katılımını yansıtması gereken 155 delegenin seçimi, 11 Nisan 2021’de belediye ve valilik seçimleriyle eş zamanlı olarak yapılacak. Yeni anayasa, 1 Ağustos 2022’de oylamanın zorunlu olacağı başka bir referandumla halka önerilecek.
 
ABD’DE KADINLARIN SEÇİM ZAFERİ 
 
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) başkanlık seçimlerinde ilkler yaşandı. Sarah McBride, Delaware Eyalet Senatosu’na seçilen ilk trans kadın olurken, Demokrat Partili Cori Bush da birinci bölgeden katıldığı seçimleri kazanarak eyaletin Temsilciler Meclisi’ne şimdiye kadar seçilen ilk siyahi üyesi oldu. 
 
Kamala Harris de, başkan yardımcılığına seçilen ilk kadın olarak tarihe geçti. Donald Trump’a karşı yarışı kazanarak ABD Başkanı olan Demokrat Partili Joe Biden’ın iletişim ekibi de tamamen kadınlardan oluştu. Jen Psaki Beyaz Saray Sözcüsü olurken, Kate Bedinfield Beyaz Saray’ın iletişim direktörlüğüne getirildi. Basın sekreteri yardımcılığına Karine Jean-Pierre, iletişim müdür yardımcılığına Pili Tobar atandı. Başkan Yardımcısı Harris’in iletişim direktörüne getirilen Ashley Etienne ve yine Harris’in kıdemli danışmanı olarak görevlendirilen Symone Sanders, Beyaz Saray’ın iletişim ekibine atanan diğer isimler oldu. 
 
Trump'ın en büyük siyasi karşıtlarından olan Demokrat Partili Nancy Pelosi, Temsilciler Meclisi Başkanlığı’na yeniden seçildi. Kongre'de yapılan oylamada Pelosi, seçimi 209 oy alan Cumhuriyetçi rakibi Kevin McCarthy'e karşı 216 oyla kazandı.
 
İSVİÇRE’DE EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ 
 
Kadın ve erkek eşitliğini amaçlayan eşbaşkanlık sistemi, dünya sol siyasi partilerde giderek yaygınlaştı. İsviçre’nin ikinci büyük partisi olan Sosyal Demokrat Parti de, eşbaşkanlık sistemine geçti. Mettea Meyer (32) ve Cedrik Wermuht (34) partide eşbaşkan olarak seçildi. 
 
9 ÜLKE TERCİHİNİ KADINDAN YANA KULLANDI
 
Moldova’da mevcut Cumhurbaşkanı İgor Dodon’a karşı yarışan, Eylem ve Dayanışma Partisi lideri Maia Sandu, ikinci tur seçimlerini kazanarak ülkenin ilk kadın Cumhurbaşkanı oldu.
 
Yunanistan Parlamentosu’nda yapılan seçimlerde, Katerina Sakellaropoulou ülkenin ilk kadın Cumhurbaşkanı seçildi.
 
Litvanya’da koalisyonu kadın liderler kurdu. Başbakan seçilen Ingrida Šimonyte, ilk kez kadınların liderlik ettiği partilerle kurulan bir koalisyon hükümetiyle ülkeyi yönetiyor.
 
Gabon’un eski Savunma Bakanı Rose Christiane Ossouka Raponda, Başbakan olarak atandı. Raponda, Gabon tarihindeki ilk kadın Başbakan oldu.
 
Togo’da Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Victoire Dogbe Tomegah, Başbakan olarak görevlendirildi. Dogbe Tomegah, ülkenin ilk kadın başbakanı.
 
Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi ve Kadri Veseli’nin istifasından sonra Vjosa Osmani, geçici Cumhurbaşkanı seçildi.
 
Yeni Zelanda seçimlerinde Jacinda Ardern’in İşçi Partisi, daha önce görülmemiş bir çoğunluk ile tarihi bir zafer kazandı. Ardern oyların yüzde 49’unu alarak ikinci kez başbakan seçildi. Seçimin ardından Ardern, ülke tarihinin en kapsayıcı kabinesini oluşturdu. 20 üyeli bakanlar kuruluna 8 kadın ve 5 Maori üye seçen Ardern, Dışişleri Bakanlığı’na ilk kez, ülkenin yerli halkı Maorilerden bir kadın siyasetçi atadı. Yeni Zelanda’da Başbakan Yardımcısı görevine de ilk kez LGBT+ bir siyasetçi getirildi.
 
Tayvan’da devlet başkanlığı seçimini ise, yönetimdeki Tsai Ing-wen yüzde 57’lik oy oranıyla kazandı.
 
Estonya'da eski başbakan Juri Ratas'ın yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa etmesinin ardından Kaja Kallas, adaylığının onaylanmasıyla beraber Estonya'nın ilk kadın başbakanı oldu. Eski Başbakan Juri Ratas, başkan olduğu Merkez Parti'nin bir gayrimenkul geliştirme firmasıyla bağlantılı yolsuzluk iddialarına karışması nedeniyle görevi bıraktı. Bunun üzerine göreve gelen Kallas, Estonya’nın ilk kadın başbakanı oldu. 
 
2016'da da Kersti Kaljulaid, ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmişti.
 
BELARUS’TA İKTİDARA KARŞI KADIN İTTİFAKI
 
Belarus’ta yapılan başkanlık seçimlerinde 25 yıldır iktidarda olan Aleksander Lukaşanko’ya karşı aday olan üç kadın ittifak kararı aldı. Eşlerinin seçimlere katılmaktan men edilmesi üzerine siyasete atılan kadın adayların sloganı ise “Eşitiz ve kazanabiliriz” oldu. Ancak seçimleri kadın adaylara cinsiyetçi söylemlerde bulunarak “Belarus Anayasası’nın bir kadın için yapılmadığını” belirten Aleksander Lukaşenko kazandı.
 
Seçimin ardından başlayan protestolarda, polis göstericilere karşı ateşli silah kullandı. Polisin müdahalesine tepki olarak beyaz giyinen kadınlar, başkentteki bir pazarın önünde toplanırken, ellerinde çiçekler ve kalp şeklinde beyaz zarflar taşıdı. Kadınlar, protestolarda gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep etti. Başka bir kalabalık grup da kentte protestocuların tutulduğu bir cezaevinin önünde toplandı.
 
SALGINLA MÜCADELEDE KADIN LİDERLERİN BAŞARISI 
 
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs ile mücadelede, kadın liderler tarafından yönetilen ülkeler ön plana çıktı. Salgınla mücadelede diğer devletlere göre oldukça başarılı bir performans sergileyen Almanya, İzlanda, Danimarka, Tayvan, Hong Kong, Yeni Zelanda, Finlandiya ve Norveç’in ortak yanı kadınlar tarafından yönetilmeleriydi. 
 
Kadın liderler tarafından yönetilen 8 ülke, virüsün yayılmasına karşı aldıkları acil önlemlerle hızı düşürdü.
 
KADINLAR MÜZAKERE MASASINDA 
 
Katar'ın başkenti Doha'da Afganistan hükümeti ile Taliban arasındaki tarihi barış görüşmeleri başladı. Müzakerelere, Taliban’ın 1996-2001 arasındaki yönetimi sırasında ve sonrasında zarar gören kadınlar da dahil edildi. Müzakere masasında Taliban adına 21 erkek temsilci, hükümet adına ise en az 5’i kadın 37 kişi bulunuyor.
 
Yıllardır devam eden savaş sonrası iki tarafın ilk kez karşılıklı masaya oturduğu müzakerelerde yer alan kadınlar, kazandıkları haklarını korumak için mücadele edecek.
 
GOOGLE CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ CEZASI
 
Federal hükümetin ödeme uygulamalarının periyodik olarak gözden geçirilmesi sırasında devlet kurumu, 2014'ten 2017'ye kadar Google'ın kadın mühendislere benzer pozisyonlardaki erkeklerden daha az ödeme yaptığını tespit etti. Ayrıca kadın ve Asya kökenli iş başvuru sahiplerini yazılım mühendisliği pozisyonlarına başvururken, onları dezavantajlı duruma düşüren "işe alma oranı farklılıklarını" açığa çıkardı.
 
ABD'li çalışma düzenleyicileri, teknoloji devi Google, kadın mühendislere benzer pozisyonlardaki erkeklerden daha az ödeme yaptığına dair iddiaları reddederken, davanın kapanması için kadınlara 3, 8 milyon dolar ödemeyi kabul etti. 
 
PİSKOPOSLAR MECLİSİ’NDE BİR KADIN 
 
Vatikan’da Katolik Kilisesi içinde tartışmalı konuları görüşen ve Papa’ya tavsiyelerde bulunan 1965’te kurulan Piskoposlar Meclisi’ne 52 yaşındaki Fransız rahibe Nathalie Becquart atandı. Becquart, Piskoposlar Meclisi’de oy kullanma hakkına sahip ilk kadın oldu.
 
ANGOLA’DA CİNSEL YÖNELİM TEMELLİ AYRIMCILIĞA KARŞI YASA 
 
Orta Afrika ülkesi Angola Cumhuriyeti, Portekiz’in sömürgesi olduğu dönemden kalma eşcinsel ilişkiyi “suç” sayan yasayı hükümsüz kıldı. LGBTİ+’lara dönük ayrımcılığa karşı yeni yasa, Ocak 2019’da Angola parlamentosu tarafından kabul edildi. Ancak Kasım 2020’ye kadar ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmadı. Geçtiğimiz hafta yürürlüğe giren yeni yasa ayrıca, cinsel yönelim temelli ayrımcılığı da yasaklıyor ve ayrımcılık suçunun işlenmesi durumunda iki yıla kadar hapis cezasını içeriyor.
 
DTÖ’DE İLK KEZ BİR KADIN BAŞKAN 
 
Dünya Ticaret Örgütü'nde ilk kez bir kadın ve Afrikalı başkan seçildi. Nijerya'ın eski Maliye Bakanı Ngozi Okonjo-Iweala, örgütün başına gelen ilk Afrikalı ve ilk kadın. Eski bakanın göreve gelmesine oy birliğiyle karar verildi.
 
Yeni başkanın Trump döneminde gücü azalan Dünya Ticaret Örgütü'nü yeniden ayağa kaldırmak gibi zor bir sorumluluğu söz konusu.
 
AURORA UYANAN İNSANLIK ÖDÜLÜ
 
Aurora Uyanan İnsanlık Ödülü, insan hakları alanında çalışan Somalili anne -kız Fartuun Adan ve Ilwad Elman’a verildi. Somali’de insan hakları alanında çalışan Elman Barış ve İnsan Hakları Merkezi’nde yöneticilik yapan Fartuun Adan ve Ilwad Elman, merkezde yıllardır kadın hakları, barışın inşası ve çocuk askerleri rehabilite etmek için mücadele veriyor.
 
ANNE KLEİN KADIN ÖDÜLÜ 
 
Mor Çatı’nın yanı sıra KA.DER gibi bir çok kadın örgütünün kurucuları arasında yer alan kadın hakları savunucusu avukat Canan Arın, Almanya’daki Heinrich Böll Vakfı tarafından “Anne Klein Kadın Ödülü”ne layık görüldü.
 
Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Heinrich Böll Vakfı, 2012 yılından bu yana “Anne Klein Kadın Ödülü” veriyor. Bu yıl ödü, Türkiye’den kadın hakları savunucusu avukat Canan Arın’a verildi. 
 
EN ETKİLİ 100 KADIN 
 
BBC, her yıl belirlediği ilham verici ve etkili 100 kadın listesi ile içerisinde bulunulan dönemde değişime öncülük eden ve çalışmalarıyla fark yaratan kadınlara dikkat çekiyor. 
 
2020 listesinde, Finlandiya'da kadınlardan oluşan koalisyon hükümetinin Başbakanı Sanna Marin, Oxford Üniversitesi'nin koronavirüs aşısı araştırma ekibinin başında yer alan Sarah Gilbert, iklim aktivisti ve oyuncu Jane Fonda, yeni Avatar ve Marvel filmelerinin yıldızı Michelle Yeoh gibi isimler yer aldı. Türkiye'den ise Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav bulundu.
 
NOBEL FİZİK, KİMYA VE EDEBİYAT ÖDÜLÜ 
 
Nobel Fizik Ödülü, "kara delik ve galaksinin oluşumunun" anlaşılmasına sundukları katkılardan dolayı üç bilim insanına verildi. Bunlardan biri de Amerikalı astronom Andrea Ghez oldu. 
 
Nobel Kimya Ödülü, “genom kurgulamasına olanak sağlayan yöntemin geliştirilmesine katkılarından ötürü”, mikrobiyolog Emmanuelle Charpentier ile biyokimyacı Jennifer A. Doudna’ya verildi. Bu yılki Nobel Kimya Ödülü, kadın adaylar arasında paylaşılan ilk örnek oldu.
 
Nobel Edebiyat Ödülü ise, Amerikan edebiyatının en önemli şairlerinden biri kabul edilen Louise Glück’e verildi. Glück, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan 16’ncı kadın yazar oldu.
 
UZAY İSTASYONUNDA BİR İLK 
 
NASA astronotu Jeanette Epps, bir ilke imza atarak Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) uzun süreli yaşayan ve çalışan ilk siyahi kadın astronot oldu. Epps’in, astronotlar Sunita Williams ve Josh Cassada ile birlikte ISS'de 6 ay yaşayacak.
 
ABD’DE FUTBOL TAKIMI 2022 LİGİ’NDE
 
Kadınların, yasaklara rağmen önemli kazanımlar elde ettiği alanlardan biri de futbol. ABD’de kurucu ekibinde kadın oyuncuların da yer aldığı kadın futbol takımı, 2022 yılının baharında ligde yer alacak. İsmi henüz belirlenmeyen takımın, kadın futboluna yönelik gittikçe artan ilgiye katkı sağlaması amaçlanıyor. 2018 ve 2019 yılları arasında Ulusal Kadın Futbol Ligi’ne ilgi ve katılım oranlarının yüzde 22 oranında arttığı belirtildi.
 
AFGANİSTAN’DA ŞAMPİYONLUK 
 
Afganistan Ulusal Ligi’nde kadın futbol takımları arasındaki müsabakada Herat, şampiyonluğa hak kazandı. Taliban’ın tehditlerine ve ulusal sporları olan Buzkaşi’den tarihsel olarak dışlanmalarına rağmen Afganistan’da kadınların spora katılımı arttı. 
 
Taliban’ın 2001’de devrilmesinden sonra kadınlar, bisiklet, bowling, izcilik, doğa yürüyüşü, kriket, futbol, tekvando ve boks gibi çok sayıda spora katılıyor. Kabil, Herat ve Mazar-e-Sharif gibi büyükşehirlerdeki kadınlar kendi spor kulüplerini yönetiyor. Afgan kadın atletler uluslararası oyunlara da katılıyor. Afganistan’ın kadın futbol takımları arasındaki maçın TOLO TV’de canlı olarak yayınlanması ise kadınların spora katılımını normalleştiren ve daha fazla kadını katılmaya teşvik eden bir adım oldu.
 
EFA’DAN LEYLA GÜVEN ÇAĞRISI
 
Avrupa Birliği’nde (AB) 47 bölgeci ve otonomcu partiyi bir araya getiren ve Avrupa'daki azınlıkları temsil eden bir organizasyon olan Avrupa Hür İttifakı (EFA), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in tutukluluğu, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit ve cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Tecridin sonlandırılmasını isteyen EFA, Güven’in serbest bırakılması çağrısında bulundu.
 
KADIN ÖRGÜTLERİNDEN ORTAK AÇIKLAMA 
 
Uluslararası alanda faaliyet yürüten 100 sivil toplum örgütü, yayınladığı ortak açıklamayla koronavirüs (Covid-19) salgınının etkileri nedeniyle kürtaja erişimin sağlanması için acil önlemlerin alınmasını istedi. Açıklamada, kürtaja güvenli erişimin sağlanmamasının, salgının etkilerini gösterdiği süreçte kadınların ve kız çocuklarının sağlığını tehlikeye attığına dikkat çekildi.  
 
‘HER ÇARŞAMBA EYLEM’ ÇAĞRISI 
 
Avrupa Kadın Dayanışması, küresel çapta yayılan koronavirüs (Covid-19) ve artan erkek şiddetine karşı her Çarşamba eylem çağrısı yaparak, “Olağanüstü hal, evde kalma zorunlulukları içerisinde her hafta Çarşamba günü camlardan, balkonlardan, en yakınımızdaki sokaklardan, sosyal medya araçlarımızda, kadına yönelik şiddeti, kadın katliamlarını ve cinsiyetçi iş bölümünü teşhir etmek için eylemde olacağız” dedi.
 
POLONYA’DA KADIN MÜCADELESİ 
 
Avrupa’nın en katı kürtaj yasalarından birine sahip olan Polonya’da, uzun zamandır tartışılan kürtaj yasasına dair Anayasa Mahkemesi, aldığı “kürtaj yasağı” kararını kadınların protestoları sonucu önce askıya alsa da daha sonra yürürlüğe girdi. 
 
Kadınlar günlerce yasa değişikliğinin geri alınması talebiyle sokaklarda protesto eylemleri gerçekleştirdi, greve giderek işyerlerine gitmeme ve ev işlerini yapmayı reddetme kararı aldı. Polonya’da feminist gruplar, solcu partiler, futbol taraftarları ve kaygılı yurttaşlar eylemlerini gece gündüz sürdürdü, kilise ve sağcı Hukuk ve Adalet (PiS) Partisi binaları önünde eylemler düzenledi. On binlerce kadının katıldığı eylemlere aşırı sağcı gruplar saldırılar gerçekleştirdi. Toplumsal gerilimin hızla arttığı Polonya’da Başbakan Yardımcısı Jaroslaw Kaczynski, sağcı gruplara kiliseleri savunmaları gerektiği yönünde çağrı yaptı. 
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İÇİN EYLEMLER
 
Polonya’da ayrıca sağcı hükümetin, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi teminat altına alan İstanbul Sözleşmesi’nden çekileceğini duyurması üzerine başta başkent Varşova olmak üzere birçok kentte protesto eylemleri düzenlendi. Hükümetin amacının aile içi şiddeti meşrulaştırmak olduğunu belirten kadınlar, iktidar partisini hedef alan, “Hukuk ve Adalet Partisi kadınların cehennemidir” dövizi taşıdı. 2015 yılında iktidara gelen ve kadınların korunması için ülkenin kendi yasalarının daha etkili olduğunu savunan sağcı parti, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef almıştı.
 
CEDAV’DAN BOSNA HERSEK KARARI 
 
Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi (CEDAW Komitesi), Bosna Hersek’te 1995’te askerlerin tecavüzde bulunduğu S.H. isimli kadının başvurusu hakkında, devletin “cinsiyet temelli ayrımcılık yasağına aykırı” davrandığına karar vererek, kadından resmi özür dilenmesi çağrısında bulundu. 16 Temmuz 2020 tarihinde alınan kararda, çatışma bölgesinde oturan S.H. isimli kadının adalet arayışına karşı herhangi bir onarım tedbiri verilmemesini “cinsiyet temelli ayrımcılık yasağına aykırı” görülüp CEDAW Sözleşmesi’nin ihlal edildiği beyan edildi.
 
MEKSİKA: ‘BİZSİZ BİR GÜN’ GREVİ 
 
Meksika’da artan kadın katliamları ve çocuk istismarına karşı sokağa çıkan kadınlar,  davalardaki cezasızlığa ve medyanın tavrına tepki göstererek geniş çaplı bir grev örgütledi. Yer almadıkları yaşamın nasıl olacağını göstermeyi amaçlayan kadınlar, grevlerine “Bizsiz bir gün” adını verdi.
 
Grev kapsamında kamu ve özel sektörde çalışanlar, işçiler iş bırakırken, üniversite öğrencileri de derslere girmedi. Ülke çapında sokağa çıkan milyonlarca kadın, hükümetten, erkek şiddetiyle mücadele edilmesini ve soruna çözüm bulunmasını talep etti.
 
HAYATİ GREV MANİFESTOSU 
 
Hayati önemdeki birçok sektörü ayakta tutmalarına rağmen “görünmez” kılınan emeklerinin karşılığı için kadınlar bu yılda grev kararı aldı. Ulusaşırı Hayati Otonom Mücadeleler (Essential Autonomous Struggles Transnational) ağı, “Emeğimiz hayati, yaşamlarımız hayati” diyerek 8 Mart’ta kapitalist, patriyarkal ve ırkçı şiddete karşı mücadele veren herkesi greve katılmaya çağırdı.
 
TÜRKİYE’DE DE İKTİDARA GEÇİT VERİLMEDİ
 
Türkiye’de de muhalefetin en önemli dinamiği haline kadın mücadelesi, AKP iktidarının 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarına geçit vermedi. Kadınlar, sokaklarda olmanın dışında, afişler, bildiriler, medya ve sosyal medya için hazırlanan çeşitli içerik ve görsellerle İstanbul Sözleşmesi’nin bilinirliğini artırma ve iptaline engel olma kararlılığını gösterdi.
 
Önce, #challengeaccepted, sonra #İstanbulSözleşmesindenVazgeçmiyoruz etiketleriyle geniş katılımlı kampanyalar düzenleyen kadınlar, ülkenin dört bir yanında meydanlara çıkarak sözleşmeden ve güvence altına aldığı haklardan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
 
Bunun üzerine iktidar geri adım atarak, sözleşmeden çıkmak yerine bazı maddelerinde değişiklik ya da şerh koyma talebinin değerlendiklerini duyurdu. Konu hala değerlendirme aşamasında ancak kadınlar, “sözleşmeden çıkmanın” tartışma konusu bile yapılmaması, aksine İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanması için mücadele veriyor. 
 
ERKEKLERİN UYKUSUNU KAÇIRAN HAREKET
 
8 Aralık'ta "Leyla Salinger" isimli bir kadın kullanıcının, yazar Hasan Ali Toptaş'la ilgili attığı tweetin ardından kadınlar yüksek sesle ve “kim ne der” diye düşünmeden yıllardır dayatılan toplumsal baskıya rağmen halı altına ya da bilinçaltına attıklarını ifşa etmeye başladı. “Uykularınız kaçsın” etiketiyle paylaşım yapan çok sayıda kadın erkeklerin adeta korkulu rüyası oldu.
 
Hasan Ali Toptaş ve Bora Abdo gibi yazarların ifşa edilmesiyle başlayan hareket, dayanışmanın gücünü yaptırıma dönüştürdü. İfşaların ardından Toptaş’ın kitaplarını basan Everest Yayınları, yazarla yollarını ayırdı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası da bu yıl Toptaş’a verilmesi planlanan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü geri aldı. Everest’in ardından İletişim ve İthaki Yayınları da yazarlarıyla yollarını ayırdı. Diğer yayınevleri de kadınların haklı mücadelesinin yanında olduklarını belirterek destek açıklamasında bulundu.
 
Edebiyat dünyasının ardından sanat, reklamcılık, sinema, hukuk vb. pek çok sektörde kadınlar, yaşadıkları tacizi ve cinsel saldırıları anlatmaya devam etti. 
 
TÜRKİYE VE YUNAN KADINLARDAN ORTAK TUTUM 
 
Türkiye ve Yunanistan arasında Doğu Akdeniz’de tırmanan gerilimin durdurulması için iki ülkeden kadınlar barış çağrısı yayınladı. Türkiye ve Yunan kadınları tarafından oluşturulan "Barış İnisiyatifi” içerisinde yer alan kadınlar, çağrı metniyle, anlaşmazlıkların özenli bir diplomasi doğrultusunda, uluslararası hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde çözülmesini isteyerek, Ege'de ortak kültürü geliştirerek dayanışma ve dostlukla, barış içinde yaşamaya kararlı olduklarını belirtti.
 
ULUSLALARASI DAYANIŞMA: SESSİZ KALMA 
 
Toplumsal Hukuk üyesi avukat kadınların başlattığı “Evde kal ama sessiz kalma, kadın mücadelesi yaşatır” kampanyasına 30 farklı ülkeden kadınlar mesaj gönderdi. Kadınlar mesajlarında, “Erkek şiddeti koronavirüsten daha çok can almakta” dedi.
 
CİNAYET DEĞİL ‘CİNSKIRIM’
 
Türkiye'de günde en az 4 kadın, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiriyor. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), kadın cinayetlerinin Türkiye'de "cinskırım" boyutuna ulaştığını belirterek, bir kampanya başlattı. Meclis'i göreve çağıran kampanyaya verilen destekler, her geçen gün büyüyor. Kampanyaya destek verenler, Meclis'in acil gündemle toplanmasını talep ediyor.
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), Meclis Genel Kurulu’nda görüşme talebi AKP-MHP oylarıyla reddedilirken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “EŞİK'in çağrısına uyalım ve derhal toplanalım” çağrısı da yanıtsız bırakıldı. Tablo ise, iktidarın kadın politikasını bir kez daha gözler önüne serdi.
 
‘KENDİMİZİ SAVUNUYORUZ’  KAMPANYASI
 
Tecride, siyasi soykırıma, tacize, tecavüze, anadile ve inançlara yönelik saldırılara karşı Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad-TJA) 15 Eylül 2020 tarihinde “Em xwe diparezin” (Kendimizi savunuyoruz)“ sloganıyla başlattığı kampanya beşinci ayını geride bıraktı. 
 
8 Aralık'ta, HDP Genç Kadın Koordinasyonu, “Şimdi Mor Seferberliğe” kampanyasının startını İstanbul'da verildi. “Tacize, tecavüze, kadın kırımına, erkek-devlete karşı şimdi Mor Seferberlik” diyen genç kadınların kampanyası, 8 Mart’a kadar sürecek. 
 
CADI AVLARINDAN ELEKTRONİK KELEPÇEYE  
 
Şiddet uygulayan erkekler için bir cezalandırma yöntemi, kadınlar açısından ise koruma aracı olan elektronik kelepçe uygulaması ilk olarak 15 pilot ilde hayata geçirildi. Takip sistemi ile kadınların güvenliğini 7/24 sağlanmaya çalışılması hedeflenen uygulama şu sıralar yerini geniş bir kullanım alanına bırakmış durumda.
 
Kişinin toplum içinde takibinin ve denetiminin sağlanmasını amaçlayan uygulama şimdilerde alanlarda mücadele eden başta kadınlar olmak üzere toplumsal tüm kesimlere dönük bir baskı aracına dönüştü. “Modern pranga” tabirine karşılık gelen elektronik kelepçenin son günlerde özellikle hak ve adalet mücadelesi veren kadınlara uygulanması hız kazandı. 
 
Bu durum aynı zamanda kadınların ev hapsi ile izole bir hayat sürmesini ve kolayca denetim altına alınmasını da hedefliyor. Yüzyıllardır kadınları yok sayan uygulama ve yöntemlerin işe yaramadığı “cadı avları”ndan beridir ortadayken, kadınların ayağına takılan pranganın da istenilen etkiyi göstermeyeceği aşikar. 
 
2021’İN SLOGANI: ÖZGÜRLÜK
 
Alanlara çıkmaya hazırlanan kadınlar, 8 Mart Kadın Platformu öncülüğünde “Büyük Kadın Buluşması” gerçekleştirecek. 5 Mart saat 19.00’da Kadıköy İskele Meydanı’nda gerçekleştirilecek kadın buluşmasının sloganı ise “Özgürlüğümüzü Kazanacağız” olarak belirlendi. 
 
Her yıl İstanbul Taksim’de bir araya gelen kadınlar, “18 yıldır olduğumuz yerdeyiz” diyerek 19’uncu Feminist Gece Yürüyüşü’nde olacak.  
 
YARIN: Özgürlüğe yürüyen mücadelede 100 yıl
 
MA / Necla Demir