VAN - Ataerkil söylem ve dayatmalara rağmen küçük yaşta klam söyleyerek, divanlarda yerini alan dengbêj Emine Şaybak, "Kadına biçilen rollere göre davranmış olsaydım sesimi çıkarmamam gerekiyordu. Ben bu biçilen rollere boyun eğmedim” dedi.
Kürt kültürü ve dilinin günümüze ulaşmasında dengbêjlik geleneği önemli bir yere sahip. "Yasaklı bir dilin çığlığı" olarak nitelendirilen dengbêjlik geleneğinin günümüze ulaşmasında kuşkusuz kadın dengbêjlerin rolü ise büyük. Susika Simo, Gulîzar, Cemila Cawiş, Kubara Xudo, Meyrem Xan, Zadina Şakir, Nevrîn Şerwan, Asliqa Qadir, Ayşe Şan ve Fatma Îsa, bu isimlerden sadece birkaçı. Kadın dengbêjler, günümüze kadar seslendirdikleri birçok klam ile Kürt sözlü kültürüne büyük katkı sundu.
Kadın dengbêjler, klamlarının yanı sıra dayatılan ataerkil kalıpları da yıkarak kendilerini var etmeyi bildi. "Günah", "ayıp" ve "ahlaksız" gibi ataerkil söylemlere aldırış etmeden, uzun kış gecelerinde kurulan divanlarda yerlerini alan kadın dengbêjler, güçlü sesleriyle hem acılarını, kederlerini hem aşklarını hem de özlemlerini dile getirdi.
KÜÇÜK YAŞTA ELİNİ KULAĞINA GÖTÜRDÜ
Söz konusu geleneğin güçlü olduğu yerlerden Serhat Bölgesi’nde dengbêjlik yapan Emine Şaybak (Sîsê), bu isimlerden sadece biri. 15 yaşında evlendirilen ve bir yıl sonra ise anne olan Şaybak, daha küçük yaşlarda elini kulağına götürerek klam söylemeye başladı. Üçüncü çocuğuna hamileyken eşi askere giden ve uzun bir süre çocuklarını tek başına büyütmek zorunda kalan Şaybak, yaşamı boyunca kendisine dayatılan kalıplarla karşı çıktı. Halen bu geleneğin sürdürücüsü olmaktan mutluluk duyan Şaybak, PKK'ye katılan bir çoğundan 20 yıldır haber alamaması ve çatışmalı süreçte kaybettikleri yakınlarından kaynaklı kendisini "derbêj (dert anlatan)" olarak nitelendiriyor.
TEK DESTEKÇİSİ EŞİ
"Bu acı ve keder insanı dertbêj yapıyor" diyen Şaybak, dengbêjliğe ilk başladığında eşinin kendisine destek verdiğini belirtti. Eşi dışındaki diğer yakınlarının dengbêjlik yapmasına karşı çıktığını aktaran Şaybak, "‘Neden kadınlar gidip dengbêjlik yapıyorlar’ diye söylenenler oldu. Ne ben onları dinledim ne de eşim. Hiçbir zaman söylenenlere kulak asmadım. Dengbêjler evinde toplandığımızda bizi dinlemeye hep gençler gelirdi. Denbêjlik yaptığımız yer tıklım tıklım olurdu. O zamanlar hiç 'ayıp' demezdik ve klamlarımızı söylemeye devam ederdik" diye anlattı.
ERKEK BASKISI
Kadınların dengbêjlik geleneğine katkısının büyük olduğuna dikkat çeken Şaybak, karşılarına çıkarılan engellerin yıkılması gerektiğini vurguladı. Önceki süreçlerde kadın dengbêjlere çıkarılan zorlukların daha fazla olduğunu kaydeden Şaybak, gün geçtikçe mücadeleleriyle bu kalıpları yıktıklarını ve divanlarda yer aldıklarını söyledi. "Kadınlar yeter ki istediğini yapsın” diyen Şaybak, erkek baskısından kurtulunması gerektiğini ifade etti.
Çevresindeki birçok kadının dengbêjlik yeteneğinin olmasına rağmen erkek baskısından kaynaklı klam söylemediğini dile getiren Şaybak, şöyle dedi: "Kadınlar 'ayıptır' diye kendilerini kısıtlamamalı. Eğer ben bu bölgede kadına biçilen rollere göre davranmış olsaydım başımı önümden kaldırmam ve sesimi çıkarmamam gerekiyordu. Ancak ben biçilen bütün rollere boyun eğmedim ve dengbêjlik yaptım."
MA / Özlem Yayan