Feride annenin hikayesi

img

DERSİM - Köyü yakılır, kaçırılır, işkence görür, bu yolda oğlunu yitirir. 30 yılını baskı, göç, sürgün, gözaltı, tutuklama ve cezaevi kapılarında geçirir ancak vazgeçmez. Tüm bunlar ve daha fazlası, mücadelenin vücut bulmuş hali olan Feride annenin hikayesinde.  

 
Dersim’de 1937-1938 yılında gerçekleştirilen katliamlarda net olmayan sayılara göre, 13 bin insan katledildi. Sayısız kadın ve çocuk tecavüze uğradı. Kadınlar askerlerin eline geçmemek için yüzünü başta Halvori kayalıkları olmak üzere dağlara çevirirken, Dersim teslimiyete karşı ölümü seçen kadınların diyarı olarak tarihe geçti. 
 
Baskı ve zulme karşı hala direniş halinin sürdüğü Dersim’de, 49 yaşındaki Feride Kıt’ın hikayesine tanıklık ediyoruz. Ömrünün 30 yılını baskı, kaçırılma, sürgün, gözaltı, tutuklama ve cezaevi kapılarında geçiren Feride Kıt (49), yaşamını devlet baskısına karşı mücadele ederek geçirir.
 
ÖNCE KÖYÜ YAKILIR 
 
Feride Kıt’ın eşi ve 5 çocuğuyla birlikte yaşadığı Ovacık’ın Petek köyü, 1994 yılında askerlerce ateşe verilir. Daha sonra eşi Dedali Kıt da gözaltına alınır. O yıllarda “faili meçhul” cinayetler yaşanmakta ve eşinin gözaltında kaybettirilmemesi küçük yaştaki çocuklarını da yanına alan Feride Kıt, köyden yaya olarak ayrılarak yollara koyulur.  
 
Eşini bulmak için dönemin birçok devlet yetkilisiyle görüşme yapmaya çalışan Kıt, dönemin Tunceli Valisi’nden, "Senin eşini PKK’liler götürdü" yanıtını alır. Eşini almadan gitmeyeceğini söyleyen Kıt, darp edilir, hakarete uğrar. Ancak pes etmeyen Kıt, eşini kurtarmaya kararlıdır ve 3 gün sonra ısrarı sonuç verir. Dedali Kıt, gözaltına alındığı gibi geri köye bırakılır. Ancak Dedali ile birlikte gözaltına alınan 7 muhtar ve sayısı net olmayan birçok Dersimli gözaltında kaybettirilir. 
 
İSYANKAR VE DİRENGEN
 
Kıt’ın eşi Dedali Kıt, kısa bir süre sonra tekrar tutuklanır ve 3 yıl 9 ay tutuklu kalır. Feride Kıt, 3 yıl 9 ay boyunca cezaevi kapılarında bekler. Serbest bırakılan Dedali Kıt, 1997’de “örgüte yardım etmek” iddiasıyla yeniden tutuklanır. Eşinin görüşüne gitmek için yeniden cezaevi yolculuğu başlayan Kıt, tüm zorluklara, baskılara rağmen her şeyin üstesinden tek başına gelmeye çalışır. 
 
10 yıl tutuklu kalan ve sürekli sürgün edilen eşi için Türkiye’nin birçok cezaevini gezen Feride Kıt, “isyankar ve direngen” duruşuyla ayakta kalmayı başarır. 
 
KAÇIRILMA, İŞKENCE, TACİZ… 
 
Bir yandan çocuklarına bakan, eşinin görüşü için kent kent gezen bir yandan da özgür ve eşit bir yaşam için mücadele veren Kıt, 1998 yılında yine bir görüş gününden döndüğü sırada, sivil kişiler tarafından bir araca zorla bindirilerek kaçırılır. Kıt, Dersim merkezde bulunan jandarma karakoluna götürülür. 
 
YOKSULLUĞA RAĞMEN…
 
Gözleri bağlanan Kıt için 120 saat süren işkence seansları başlar. Çıplak bir şekilde işkence edilen Kıt, taciz edilir ve ırkçı müzikler dinletilir. Kıt ile birlikte işkence odalarında başka kadınlarda taciz edilir. Uzun yıllar yaşadıklarının etkisinde kalan Kıt, duruşundan taviz vermez ve vazgeçmez. Ancak yaşadığı köyde artık istenmiyordur. Kıt, çocuklarını da yanına alır ve kent merkezine taşınır. Eşyasız bir evde yaşamaya başlayan Kıt’ın okul çağındaki çocukları da vardiyali kullandıkları çantalar ve yırtık ayakkabılarla okula gider, gelir. Tüm yaşanılanlara rağmen Kıt pişman değildir. Çocuklarını tek başına dirençli, bilinçli, kültürlerini ve manevi değerlerini bilen bireyler olarak yetiştirir. Mücadeleden geri adım atmayan Kıt, Dersim kadınının direnciyle hem kimlik hem de kadın mücadelesi verir. 
 
Devlet baskısı arttıkça Kıt’ın oğlu Mahir 2009 yılında PKK'ye katılım yapar. Böylece Kıt ailesinin yıllarca yaşadığı baskılar ikiye katlanır. Baskınlar, baskılar ve işkenceler tekrarlanır. 
 
5 YILLIK TUTUKLULUK  
 
2009 yılında öldürülen Aydın Erdem için düzenlenen protesto eylemlerine katılan Kıt, gözaltına alınır ve tutuklanır. Boyun eğmeye niyeti yoktur. Cezaevi girişinde çıplak aranmak istenen Kıt, direnir ve burada darp edilir. Kolu alçıya alınır, kafasına 8 dikiş atılır. Kıt, tutuklu kaldığı 5 yıl içinde birçok cezaevine sürgün edilir. 2014’te sürgün edildiği Kocaeli Gebze Cezaevi’nden ise serbest bırakılır.  
 
5 yıl boyunca cezaevinde mücadele eden Kıt, artık özgürdür. Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği’nin (MEYA-DER) kuruculuğunu üstlenir. 2015 yılında ise oğlu Kazım, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanır ve yargılama sonucunda 9 yıl ceza alır. Kıt bu sefer oğlu için cezaevinin yolunu tutar. Samsun Bafra Cezaevi’ne giden Kıt, cezaevi yolları, çalışmalar derken 2018’de oğlu Mahir’in yaşamını yitirdiği haberiyle sarsılır.
 
Bir oğlu cezaevinde bir oğlu yaşamını yitiren Kıt, oğlu Mahir'in cenazesinde yaptığı konuşmadan dolayı 3 çocuğuyla birlikte gözaltına alınır, ardından serbest bırakılır. 
 
ÖYLE GÜZEL ‘ANNE’ DİYORDU Kİ…
 
"Oğlumu, ‘zulüm ne olursa olsun, son muhteşem olacak’ duygusuyla toprağa verdim” diyen Kıt, devamında verdiği mücadeleyi şöyle anlattı: Evimiz sürekli baskın yeriydi. Her baskın yaptıklarında oğlumun fotoğrafını almaya çalışıyorlardı. Vermeyince yırtıyor, çerçevesini kırıyorlardı. Fakat her kırdıklarında ben yenisini yaptırıp yerine asıyordum. Oğluma verdiği mücadelenin yolunu sürdüreceğimin sözünü verdim, inandım. Çünkü inanmasaydım, bu kadar yol almazdım. İnanmasaydım, zulme karşı ayakta durmazdım. 
 
Mahir’in benden istediği şekilde başı dik durdum. Asla hiçbir zaman başımı öne eğmeyeceğimi söyledim. Oğlumun cenazesini doğduğu, büyüdüğü ve sevdiği topraklarda defnettik. Mahir bana çok bağlıydı. Mahire göre ‘Annem bir şey diyorsa doğrudur. Ya da varsa bir sorun annem oradaysa çözer.' Bana yaklaşımı buydu. Öyle güzel içten anne diyordu ki…
 
‘BU MÜCADELEDE GÖZYAŞI VAR'
 
Şimdilerde cezaevinde başlatılan açlık grevlerine karşı her gün yakınları açlık grevinde olan ailelerle bir araya geliyoruz. Oğlum Kazım, Hepatit B hastalığı olmasına rağmen açlık grevinde kaldı. Bir yönüyle zordu bir anne için ama diğer tarafta da ben onunla beraber alanlara çıktım. Seyit Rıza Meydanı’nda ailelerle birlikte basın açıklamaları yapıyorduk. Oğlum içerde ben dışarda mücadele ediyorum. Ne olursa olsun bu halk direnecek. Çünkü bu halkın tarihi direnişlerden geçiyor. Eğer bir gün gerçekten barış gelirse, çocuklarımızın emeği, milyonlarca annenin gözyaşı var bu mücadelede.” 
 
Tüm baskılara rağmen mücadeleden geri adım atmayan Kıt’ın son olarak evinin duvarlarına “ay-yıldız” çizildi. 
 
MA / Ayşe Sürme