'Erkek-devlet şiddetine karşı mücadeleye devam'

img
ANKARA - Sakarya Caddesi’nde bir araya gelen yüzlerce kadın, 8 Mart’ı büyük bir coşkuyla kutlayarak, erkek-devlet şiddetine karşı mücadele mesajı verdi. 
 
Ankara Kadın Platformu, “Ayrımcılığa, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine karşı özgürlüğümüz için isyandayız” şiarıyla, Sakarya Caddesi’nde miting gerçekleştirdi. Kendi renkleri ve kıyafetleri ile miting alanına gelen kadınlar, “Hiçbir yere sığamam gönlüm feminist isyanda”, “Evde işte sokakta medyada erkek şiddetine hayır”, “Ev köleliğine düşük ücrete hayır”, “Katledilen kadınlar için isyan”, “Burjuva ideoloji babandır”, “Yağma yolsuzluk ve yoksulluktan bıktık iş ekmek adalet için özgürlük” yazılı dövizlerle Sakarya Caddesi’ne giriş yaptı.
 
POLİS ABLUKASI
 
Caddenin beş ayrı yerine polis tarafından arama noktası kurulurken, platform üyeleri güvenliği sağlamak için giriş ve çıkışlar da bekledi. Alana girişler yapılırken eylemciler ve polisler arasında yer yer gerginlik yaşandı. Yabancı bir trans kadın alana alınmazken, kadınlar slogan atarak duruma tepki gösterdi. Polislerin trans kadına yönelik “boynunda haç vardı” dedi. Ayrıca eylem boyunca polislerin özelikle Kürtçe pankart ve sloganlara tahammülsüzlüğü de dikkat çekti.
 
ROJAVALI KADINLARA SELAM
 
Miting alanında bir araya gelen kadınlar, burada Sudan’dan Rojava’ya, Şili’ye kadar sokakta direnen ve özsavunmada bulunan kadınları selamladı. Kadınlar yine erkekler tarafından katledilen kadınların isimlerini anarak, “Burada” diye haykırdı. Kadınlar eylem boyunca sık sık, “Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun”, “Kayyım rektör istemiyoruz”, “Devlet yalan, kanun yalan; kadınlar isyanda, isyana devam”, “El-mara El-hayat El-hurriya”, “Susmuyoruz korkmuyoruz, aşağı bakmıyoruz”, “Çıplak arama suçtur kabul edilemez” ve “Jin jiyan azadî” sloganları attı.
 
KADIN KAZANIMLARINA SALDIRI 
 
Platform adına konuşan Dilek Yıldız, AKP iktidarının kadın düşmanı politikalarıyla kadın kazanımlarına saldırdığını belirterek, “Haklarımızı gasp ediyor, erkekleri cesaretlendiren cinsiyetçi söylemlerde bulunuyor. Bu ülkede her gün en az üç kadının en temel haklarından biri olan yaşam hakkı erkekler tarafından ellerinden alınıyor. Peki kadınlar katledilirken, AKP ne yapıyor? Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenebilmesi için bütün mekanizmalarıyla mücadele etmesi gerekirken, erkek egemen yargı İpek Er’e tecavüz eden uzman çavuşu serbest bırakıyor, Nadira Kadirova cinayetinde birincil şüpheli olan AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal milletvekilliğine devam ediyor ancak Melek İpek gibi hayatını savunan, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar haksız ve hukuksuzca cezalandırılıyor” ifadelerini kullandı.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ 
 
8 Mart’a günler kala Cumhurbaşkanı’nın 2023 hedefli İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladığını hatırlatan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii ki kadına yönelik şiddeti önlemek için yapılacakları da sıraladı. İnsan aklıyla dalga geçerek hazırlanan bir insan hakları eylem planı. Tam da kadın cinayetlerinin faili meçhul cinayetlere doğru evirildiği, gözaltında tacizin, çıplak arama tehdidinin arttığı, AKP’li Özlem Zengin’in ‘Türkiye’de çıplak arama yok… Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bu, kurgusal bir harekettir’ diyerek beyanda bulunan kadınları suçladığı bir dönemde insan haklarından, kadın haklarından söz ediliyor. Erdoğan diyor ki; ‘6284 sayılı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ kendi alanında çok ileri bir düzenlemedir.’ Elbette ileri bir düzenlemedir. Çünkü Türkiye’de kadınların uzun yıllardır verdiği mücadelenin sonucunda kazanılmıştır. Tıpkı İstanbul sözleşmesi gibi. Ve bu iki düzenleme de tam olarak uygulansa, öldürülen birçok kadın şu an yaşıyor olacaktı.”
 
NEFRET SÖYLEMLERİ 
 
İktidarın toplumu yeniden inşa etmeye çalıştığını belirten Yıldız, “Türk-Sünnî, heteroseksüel, beyaz ve erkek kimlikleri dışında kalan herkesi kriminalize etmeye adeta ant içmiş halde, kadınları ve LGBTİ+ları nefret söylemleriyle hedef gösteriyor, saldırıya uğramalarına ve öldürülmelerine göz yumuyor. Ne yaparlarsa yapsınlar bizler tüm renklerimizle yan yana olmanın coşkusuyla tüm homofobik, bifobik, transfobik saldırılara karşı birlikte direneceğiz” diye belirtti.
 
DEVLET ŞİDDETİ
 
Kürt illerinde kadınların tecavüz politikalarıyla sindirilmeye çalışıldığını ve örgütlü mücadele veren kadınların her alanda devlet şiddetinin hedefi olduğunu ifade eden Yıldız, cansız bedeni teşhir edilen YJA Star'lı Ekin Wan’dan sonra Gökçe Kurban’ın da kadın bedenine yönelik cinsel ve fiziksel işkence sonucunda katledildiğini anımsattı.
 
EMEK SÖMÜRÜSÜ
 
Yıldız, “Boğaziçi direnişine katılan LGBTİ+’lar iktidar yetkilileri tarafından hedef gösterilerek nefret söylemlerine, saldırılara maruz kalıyor. Kadınların uzun mücadeleleri sonucu elde ettikleri eşbaşkanlık kazanımı iddianamelerde ‘suç’ olarak gösteriliyor. Belediyelere atanan kayyımlar, kadınların erkek ve devlet şiddetine karşı ulaşabilecekleri, dayanışabilecekleri merkezleri kapatarak, kadınları güçsüzleştirmeye ve yalnızlaştırmaya çalışıyor, kentleri erkekleştiriyor. Göçmen ve mülteci kadınlar, nefret söylemlerinin hedefi haline geliyor, ucuz işgücü olarak emekleri sömürülüyor” şeklinde konuştu.
 
‘ALANLARI DOLDURDUK’
 
Yaşamın her alanında ayrımcılığa, yoksulluğa, erkek ve devlet şiddetine karşı direnmeye ve örgütlü mücadeleyi büyüteceklerini vurgulayan Yıldız, devamında şunları söyledi: “Geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana yaşadığımız Kovid-19 sürecinde evlere kapanmayı, isyanımızı bir kenara bırakmayı kabul etmedik. Birbirimizi en iyi bizler koruruz diyerek, birbirimizden güç almak için, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, hayatımız bizimdir demek için, kadın dayanışmasını büyütmek için bu sene de 8 Mart’ta alanları doldurduk.”
 
Yapılan konuşma ardından miting çekilen halaylarla sona erdi.