Avrupa Konseyi’ne İstanbul Sözleşmesi çağrısı

img
HABER MERKEZİ - İstanbul Sözleşmesi ile ilgili Avrupa Konseyi’ne çağrı mektubu yazan EŞİK, sözleşme ile ilgili yapılan bildirimin yasallığını ve uluslararası hukuk açısından etkilerinin incelenmesini talep etti. 
 
340’tan fazla kadın ve LGBTİ+ örgütünden oluşan EŞİK Platformu, Avrpa Konseyi’ne İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ile ilgili çağrıda bulundu. Platform, konseyden sözleşmeyle ilgili yapılan bildirimin yasallığını ve uluslararası hukuk açısından etkilerini incelemesini istedi. 
 
İstanbul-Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) tarafından Avrupa Konseyi’ne yazılan çağrı mektubunda,  milletlerarası anlaşmalardan çekilmenin, paralellik ilkesi gereğince, bu anlaşmaların kabul ve onayları için geçerli olan hukuki usulün aynısı ile gerçekleştirilmesi gerektiği; Türkiye açısından bu usulün TBMM’den kanun çıkarılması şeklinde olduğu; böyle bir onayın olmaması durumunda yapılan çekilme bildiriminin yasal olmadığı anlatıldı. Anayasa maddelerinin de ihlal edildiği belirtilen mektupta, sözleşmeden çekilme girişiminin, Türkiye’nin Lanzarote Sözleşmesi, CEDAW ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi diğer tüm insan hakları sözleşmelerinden de çekilmesinin önünü açabileceğine dikkat çekildi.
 
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE DARBE 
 
Sadece yüzde 7’lik bir kesimin sözleşmeye karşı olduğu belirtilen mektupta, “Böyle bir girişim, sadece Türkiye’de hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin geleceğine yıkıcı bir darbe vurmakla kalmamakta, Avrupa Konseyi’ne üye devletlerin, Konsey’in ve uluslararası insan hakları sisteminin temel prensiplerine bağlılığı üzerinde de son derece olumsuz bir etki yaratma potansiyeli taşımaktadır” denildi.  
 
Avrupa Konseyi’ne gönderilen mektupta, şu ifadelerle devam edildi: 
 
 “Çok taraflı uluslararası sözleşmelerden çekilme kararı, bu sözleşmelerin imzalanması ve onaylanması sürecinde izlenen ulusal hukuki usul yollarına ve süreçlerine bağlı kalınarak alınmak zorundadır. Bu yüzdendir ki, Türkiye’nin bu girişimini, yani bir devletin temel insan haklarını ilgilendiren bir uluslararası sözleşmeden kendi Anayasası’nı açıkça ihlal ederek tek taraflı olarak çekilmesini daha önce emsali olmayan bir örnek olarak görmek mümkündür. Dahası, uluslararası hukuk alanında uzmanlaşmış önde gelen hukukçuların görüşüne göre, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 5. kısmında yer alan ve devletlerin İstanbul Sözleşmesi gibi hayati nitelikteki uluslararası insan hakları sözleşmelerinden tek taraflı olarak çekilmesini zorlaştıran maddelere de bu noktada başvurulabilir. 
 
Avrupa Konseyi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı olmaksızın alınmış bu kararın hukukiliğini incelemeden Türkiye’nin çekilme bildirimini kabul etmiş olmasını büyük bir üzüntüyle karşılıyoruz. Avrupa Konseyi’ni süreci inceleyerek bu işlemin hukuka uygunluğunu ve uluslararası hukuk açısından yaratacağı etkileri sorgulamaya çağırıyoruz.”