TJA aktivisti: Yargı sopasıyla susturamazlar

img

DİYARBAKIR- Bölgedeki kadın kurumları ve kadın aktivistlere yönelik baskıları “Kürt ve kadın oluşumuz, illegalleştiriliyor” şeklinde değerlendiren TJA aktivisti Zeynep Topçu, “Yargı sopasıyla bizi asla susturamayacaklar” dedi.

Kadın kurumları ve kazanımları uzun süredir iktidarın hedefinde. Son olarak da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında Rosa Kadın Derneği’ne baskın yapıldı ve farklı kurumlar da yer alan 22 kadın gözaltına alındı. Türkiye’nin her yerinden gözaltılara yönelik tepkiler sürüyor. 
 
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad-TJA) aktivisti Zeynep Topçu, kadın kurumlarına ve aktivistlerine yönelik baskıları değerlendirerek, mücadeleyi her yerde yükseltmeye devam edeceklerini vurguladı.
 
DİRENİŞ KORKUTUYOR
 
Kadına yönelik saldırıların yeni olmadığını belirten Topçu, “Özellikle de TJA’ya yönelik baskılar her geçen gün daha da artmakta. İktidar, 40 yıllık mücadele geleneğimizden ve örgütlü kadın yapısından korkuyor. Biraz daha iktidarda kalmak adına, kadın kazanımlarına ve örgütlü kadın mücadelesi veren her kadına karşı korku üzerinden politika geliştiriyor. Bu politikalar ekseninde de topluma bir yön vererek dizayn etmeye çalışıyor ” dedi.
 
Bu baskı ve saldırıların TJA’da karşılığının olmadığını aktaran Topçu, “TJA, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir paradigmayı, felsefeyi esas alıyor. Örgütlü kadın yapısından korkmalarının nedeni Kürt ve kadın olmamız. Onların istediği eve kapanan, “makul ve makbul’ kadın profilidir. Ama biz bu profile sığmayız” dedi.
 
İKTİDARA GÖRE SUÇ TANIMI 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “legal yapı altında örgütün, kadın yapılanması içerisinde faaliyet gösterip örgütsel görüşme, yürüyüş ve toplantı düzenlediği” iddiasına tepki gösteren Topçu, bu iddialara yönelik şunları söyledi: “İktidarın kendisine göre bir suç kavramı var. Kendisine muhalif, kendisinden olmayan herkese düşman politikası izliyor. Kadın varlığını, bulunduğu kurumları illegalize ediyor. Sanki kadınların yer aldığı kurumlar ‘suç’ yerleriymiş gibi topluma lanse ettiriliyor. Kürt ve kadın oluşumuz, illegalleştiriliyor. Bugün Diyarbakır’da yapılan her türlü kadın eylemliliği ‘örgüt propagandası’ veya ‘örgüte hizmet’ olarak lanse ettiriliyor. Sokakta öldürülen bir kadının durumuna tepki göstermemiz propagandaya giriyor. Bugün TJA yargılanıyor. TJA bir suç örgütüymüş gibi yansıtılıyor. Oysa, TJA’nın faaliyetleri ortadadır. Amacımız şiddete yönelik bir mücadele içerisinde olmak, tacize, tecavüze ve çocuk ölümlerine karşı durmak.”
 
MÜCADELE NE ZAMAN SUÇ OLDU?
 
Taciz, tecavüz ve kadın kırımına ses çıkarmanın suç olmadığını vurgulayan Topçu, “Şiddetle mücadele ne zaman suç haline geldi? Kadının ‘ben varım’ demesi varlık mücadelesi neden suç olsun ki? Bu suçu işleyenler cezasızlık politikalarıyla dışarıdayken bu durumu kabul etmeyen ve karşı çıkan bütün kadınlar baskı, gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya. Bu siyasi bir kırımdır” ifadelerini kullandı.
 
ERKEK ZİHNİYETİNE HİZMET EDİLİYOR
 
Ülkedeki tabloyu “kadın kırımı” olarak nitelendiren Topçu, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece çekinilmesiyle kadın cinayetlerinde ciddi bir artış söz konusu olduğunu belirtti. Topçu, gözaltındaki kadınların, kadın varlığı ve kazanımları için mücadele ettiğinin altını çizerek, “Bu duruma baktığımızda iktidarın erkek egemen zihniyete hizmet ettiğini gördük. Nasıl, ‘Türk aile yapısını bozması’ gerekçesiyle uluslararası bir sözleşmeden çekilir. Madem bozuyordu neden imzaladık? Bir erkeğin kalkıp ‘ben çekiliyorum' demesine biz kadınlar müsaade etmeyiz” diyerek kazanımlarından vazgeçmeyeceklerini yineledi. 
 
AMAÇ SİNDİRMEK
 
Baskı, gözaltı ve tutuklamaları kabul etmediklerini söyleyen Topçu, şöyle devam etti: “Amaç bizi sokaklardan çektirmek, sindirmekse; sinmeyeceğiz, itaat etmeyeceğiz. Nerede bir kadın varsa biz onun yanında yer alacağız. Bu ülkede kadınlar öldürülüyor, tacize, tecavüze uğruyorsa, ötekileştirilen tüm bireyler baskı ve zulümle karşı karşıyaysa biz bunları kabul etmeyiz. Yargı sopasıyla asla bizi susturamayacaklar, korkutamayacaklar. Bizim direnişimiz bin yıllardır var ve tek bir kadın kalana kadar mücadelemizi her yerde yükseltmeye devam edeceğiz.” 
 
MA / Eylem Akdağ