İZMİR - İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı eyleme katıldıkları için haklarında sınır dışı edilme kararı verilen İranlı mültecilerin avukatı Hayriye Buse Bergamalı, kararın anayasaya aykırı olduğunu belirterek, itiraz edeceklerini söyledi.
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı tepki eylemine katılan Esmaeil Fattahi, Leili Faraji, Zeinab Sahafi ve Mohammad Pourakbari Kermani isimli İranlı mülteciler hakkında “kamu düzenini bozma” gerekçesiyle sınır dışı edilme kararı verildi. Mülteciler Aydın İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor. İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan 61’inci madde mültecilerin korunmasına ilişkinde düzenleme içeriyor. Söz konusu madde şöyle: “Taraflar statüsü ve ikamet durumuna bakılmaksızın, korumaya muhtaç, kadına yönelik şiddet mağdurlarının hayatlarının risk altında olabileceği veya işkenceye veya insanlık dışı muameleye veya cezalandırılmaya maruz kalabilecekleri hiçbir ülkeye hiçbir durum altında iade edilmeyeceklerini güvence altına almak üzere gerekli yasal veya diğer önlemleri alacaklardır.”
Sınır dışı edilme kararının hukuki boyutunu mültecilerin avukatı Hayriye Buse Bergamalı ile İstanbul Sözleşmesi kapsamında mültecilerin korunması gerektiğine ilişkin düzenlemeyi de Halkların Demokratik Partisi (HDP) Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Eşsözcüsü Gülsüm Ağaoğlu ile konuştuk.
Avukat Hayriye Buse Bergamalı, mültecilerin hem idari gözetim hem de sınır dışı edilme kararlarına ilişkin itirazda bulunacaklarını belirtti. Mültecilerin kamu düzenine aykırılık oluşturdukları, toplumun huzuru ve sükûnunu bozma iddiasıyla gözetim altına alındığını, sınır dışı edilmek istenildiklerini vurgulayan Bergamalı, Anayasa’da gösteri ve toplumsal yürüyüşlere katılmanın temel bir hak olduğunu söyledi.
GERİ GÖNDERME YASAĞINA UYULMALI
Bergamalı, GGM'de mültecilerle telefon üzerinden görüşebildiğini, sağlık durumlarının iyi olduğunu ancak sınır dışı edilme konusunda kaygılı olduklarını aktardı. Mültecilerin kamuoyundan destek beklediğini dile getiren Bergamalı “4 mülteci de politik sebeplerden dolayı Türkiye’ye sığınmışlar. Bu kişiler uluslararası sözleşme, anayasa ve kanunların mültecilerin geri gönderme yasağı kapsamında olan kişilerdir. İran’a gönderilecekleri takdirde kötü muamele ve işkenceye maruz kalacakları gerçek bir risktir. 4 mülteci de bunun kaygısını yaşıyor. Geri gönderilmek istenmiyorlar. Biz de gönderilmemeleri için elimizden geleni yapacağız” dedi.
HUKUKİ SÜREÇ
Sınır dışı edilme ve gözetim altına alınmalarına karşı hukuki süreci başlatmak için evrakları hazırladıklarını aktaran Bergamalı, hukuki süreçte izleyecekleri yola dair ise şu bilgileri paylaştı: “Mültecilerin haklarında 2 karar var. Sınır dışı edilme ve idari gözetim kararı. İdari gözetim kararına karşı itiraz edeceğiz. Aynı zamanda da sınır dışı edilme kararının iptali için İdare Mahkemesi’ne dava açacağız. Kararın iptali için 7 günlük süremiz var. İdari gözetim kararına itirazda bulunmak için Sulh Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunacağız.”
KARŞISINDA OLACAĞIZ
Bu kararların yeni olmadığını anımsatan Bergamalı, “Yabancılar hukuku dosyalarında idare yetkisini aşarak özelikle ‘kamu düzeni’ kavramını çok geniş yorumluyor. Bundan dolayı da yabancıları sınır dışı etme kararına sıkça başvurulduğunu görüyoruz. Her zaman olduğu gibi şimdi de hukuksuzluğun karşısında duracağız" ifadesinde bulundu.
MÜLTECİLERİ DE KORUYOR
HDP Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Eşsözcüsü Gülsüm Ağaoğlu ise İstanbul Sözleşmesi’nin yalnızca bu ülkede yaşayanları kapsamadığını, ülkeye sığınan mültecileri de korumayı taahhüt ettiğini hatırlattı. Devletin kadınlara yönelik "makul" ve "makbul" kadın yaratma isteğini bu kez de mülteciler üzerinden göstermeye çalıştığını dile getiren Ağaoğlu, mültecilere yönelik bu tutumun da onların sokakta olmaları olduğunu söyledi.
'SEFERBER OLDUK'
Yaşam tehlikesi süren kişilerin zorla göndermelerin Türkiye’nin tarafı olduğu, imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunun altını çizen Ağaoğlu, şöyle devam etti: “Mültecilerin sınır dışı edilmeleri ve İran’a göndermeleri durumdan yaşamları tehlike de olacak. Çünkü kendi ülkelerinde siyasi nedenlerden dolayı Türkiye’ye sığınmışlar. Kamuoyu oluşturmak ve gönderilmemeleri için seferber olduk. Gönderilmemeleri için elimizden geleni yapacağız. Her koşulda mültecilerin yanında olacağız. Mültecilik en temel insan hakkıdır. Bunun karşısında durmanın hiçbir ahlaki etik siyasi karşılığı yoktur. Eşit yurttaşlık için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
NE OLMUŞTU?
Denizli'de 20 Mart’ta İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı yapılan eyleme katılan Esmaeil Fattahi, Leili Faraji, Zeinab Sahafi ve Mohammad Pourakbari Kermani isimli İranlı mülteciler, 5 Nisan’da “kamu düzenini bozmak” gerekçesiyle gözaltına alındı. İlk olarak Denizli Yabancılar Şubesi’nde tutulan mülteciler hakkında, idari gözetim ve sınır dışı edilme kararı verildi. Mülteciler 6 Nisan’da Aydın Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi.
MA / Semra Turan