IĞDIR - Ailesi tarafından çocuk yaşta ismini dahi bilmediği bir erkekle evlendirilen Miyaser Alagöz, yaşadığı travmanın uzun yıllar devam ettiğine dikkati çekerek, bu tür evliliklerin kabul edilmemesi gerektiğini belirtti.
Dünya genelinde her yıl milyonlarca çocuk farklı şekillerde istismara maruz bırakılıyor. Bu istismarın en yaygın biçimlerinden birisi ise evlilik. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) geçtiğimiz Mart ayında açıkladığı analizler de bu durumu açıkça ortaya koydu. UNICEF, analizleriyle yaklaşık 650 milyon kadının çocuk yaşta evlendirildiği tahmininde bulundu. Yine pandemi sürecinde okulların kapanması, ekonomik zorluklar ve ailelerin kaybedilmesi nedeniyle bu oranın daha artacağına işaret etti.
Kanunen yasak olmasına rağmen önüne geçilmeyen erken yaşta evliliklerin yaşandığı ülkelerden birisi de Türkiye. Ülkede her yıl binlerce çocuk zorla evlendirilirken, bu durumun önünü alacak yasalar ve sözleşmeler ise hükümet tarafından hedef alınıyor. Bu durum zorla evlendirilen çocukların sayısını arttırıyor, çocukların yaşadıkları ağır travmanın da derinleşmesini neden oluyor. Yaşadığı travmayı uzun yıllar atlatamayan ve çocuk yaşta evlendirilen kadınlardan birisi de Miyaser Alagöz.
SADECE YAŞINI BİLİYORDU
Iğdır’ın Hakveyis Mahallesi’nde yaşayan Alagöz, daha 16 yaşındayken ailesi tarafından ikinci eş olarak 45 yaşındaki bir erkekle evlendirildi. Alagöz, ismini dahi bilmediği bir erkekle evlendirildikten sonra uzun yıllar hem korku hem de üzüntüsüyle baş etmek zorunda kaldı. Alagöz, geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren erkekle evlendirilme süreci ve yaşadıklarını anlattı.
Evliliğin ne anlama geldiğini dahi bilmediği bir yaşta zorla evlendirildiğini belirten Alagöz, babası dışında kimsenin bu karardan haberi olmadığını aktardı. “İki kadın bir erkek eve geldi ve nişan yaptılar" diyen Alagöz, "evleneceksin" dendiğinde şaşırdığını ve ne yapacağını bilemediğini anlattı. Alagöz, "Nişandan 3 gün sonra köyden bir kadına sordum, O anlattı. Nişanlandığım kişinin sadece yaşını biliyordum. Bu duruma itiraz ettim ama kimse dinlemedi" dedi.
AİLELERİN HAKKI YOK
Evlendirildiği kişinin ilk eşinin de bu duruma karşı olduğunu ve sürekli üzüldüğünü kaydeden Alagöz, 6-7 yıl boyunca bu duruma alışamadığını ifade etti. Alagöz, yaşadıklarını şöyle anlatmaya devam etti: "Her gün ağlıyordum. Çok zor bir durumdu. O evde büyüdüm. Bu durum beni zorla evlendirenlerin suçuydu. Çocukların hayatına anne ve babalar karar vermemeli. Babamın böyle bir hakkı yoktu. Eşimin birinci eşi de bu durumu hak etmemişti. Ona da büyük haksızlıktı. Bu evliliklere karşı çocukların korunması gerekiyor. Kadınlar da bu durumu kabul etmemeli. Kadınlarla erkekler eşit haklara sahip olmalı."