DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Yöneticisi Çiğdem Sevimli, İstanbul Sözleşmesi ile harekete geçirdikleri adli mercilerin fesih kararıyla tekrar pasifleşeceğini belirterek, toplumun her kesimine Sözleşme’yi sahiplenme çağrısı yaptı.
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Yöneticisi Avukat Çiğdem Sevimli, kadına yönelik şiddet olayları karşısında pasif davranan adli mercilerin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa ile harekete geçtiğini, Sözleşme’den çekilmenin bu mercileri daha fazla pasifleştireceği kaygısını taşıdıklarını belirtti. Mevcut iktidarın kadınlara ve kadın haklarını savunan aktivistlere dönük saldırılarının artarak devam ettiğini söyleyen Sevimli, çekilme kararının beklenilen bir karar olduğuna dikkati çekerek, “İstanbul Sözleşmesi bir takım basit siyasi çıkarlara kurban edilmek istendi” diye belirtti.
AB KABUL ETMEYEBİLİR
Sözleşme’den çekilme kararının hukuki olmadığına değinen Sevimli, “Sözleşme ilk imzalandığında Meclis ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edildi. Normlar hiyerarşisine göre, kanunla aynı düzeydeydi. Dolayısıyla ‘sözde geri çekilme’ dememizin nedeni, bu yasanın geri çekilmesi için kanun nasıl getirilmişse o şekilde bertaraf edilmeliydi. Bugün Meclis’in fiiliyatta yetkileri çok kısıtlanmış olsa da Meclis’in de söz alması gerekirdi ancak Cumhurbaşkanın bir kararnameyle kendi imzasıyla çekildi. Bu duruma baktığımızda yine idari açıdan da bir sorun var. Fesih kararının geçerli olabilmesi için 3 aylık bir süresi de var. Çekilme kararı Avrupa Birliği’ne de sorulacak ilgili mercii geri çekilmeyi kabul etmeyebilir de. Çünkü açıkça bir yetki gaspı var” ifadelerini kullandı.
VAHİM TABLO ORTAYA ÇIKACAK
Çekilme kararının adli mercileri de etkileyeceğini vurgulayan Sevimli, “Biz şiddet olaylarında koruma kararlarımızı sözleşmeye ve yasaya dayandırıyorduk. Sözleşmeye dayanarak, koruma kararları aldırabiliyor, zorlama hapsi verilebiliyor, Kadın Destek Uygulaması (KADES) uygulaması ve sığınaklar gibi çok fazla destek sağlayabiliyorduk. Adli mercilerin bir pasifliği vardı ama Sözleşme adli mercileri de harekete geçiriyordu. Şiddet hep vardı ama Sözleşme ile birlikte mücadelemiz çok gelişmişti. Adli mercilere bir avukat olarak başvuru yaptığımızda elimizde gerekçeler (ses ve görüntü kaydı) olmasına rağmen çok zorda olsa yine de koruma kararı aldırabiliyorduk. Çünkü elimizde sağlam bir metin vardı. Şimdi bu sözde çekilmeyle birlikte meydan biraz boş kalmış gibi olacak. Eğer Türkiye’nin geri çekilme kararı kabul edilirse vahim bir tablo ortaya çıkacak” dedi.
DAHA FAZLA EYLEM
İktidarı karardan vazgeçirmek için kadınların her alanda eylemleri arttırması gerektiğinin altını çizen Sevimli, şunları söyledi: “Son yıllarda kadın mücadelesi tüm dünyada her alana sirayet ediyordu. Türkiye’nin her yerinde farklı şekillerde birden çok eylemler yapılıyordu. Kadınlar bundan sonraki süreçlerde eylemlerine devam etmeli. Biz avukatlarda mücadelemizi sürdüreceğiz.”
MA / Ergin Çağlar- Cengiz Özbasar