İZMİR - İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından yoğun bir çalışma temposu başlatan EŞİK, bir yandan 584 vekilin karnesini hazırlarken diğer yandan büyük kadın buluşmaları ve grevleri gündemine aldı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 20 Mart gecesi feshedilen İstanbul Sözleşmesi’nden kadınlar vazgeçmiyor. Günden güne yayılan tepkileri ülkenin dört bir tarafını sararken, kadına yönelik saldırılar da dur durak bilmeden devam ediyor. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Gönüllüsü Tülin Kesiktaş ile çalışmaları, kadınların gündemi ve açığa çıkan sonuçları konuştuk.
MECLİS YAKIN TAKİPTE
Ülkede günde en az 3 kadının katledildiğini belirten Kesiktaş, bunu “cins kırımı” olarak değerlendirdiklerini söyledi. Var olan tabloya karşı sürdürdükleri çalışmalar hakkında bilgi veren Kesiktaş, hali hazırda kadın cinayetlerine karşı Meclis’i göreve çağıran çalışmalarının sürdüğünü belirtti. AKP ve MHP’nin gönderdikleri davetleri kabul etmediğini aktaran Kesiktaş, bunun dışındaki tüm siyasi parti temsilcileriyle görüştüklerini dile getirdi. Yaptıkları görüşmelerde ise kadınlara ve kazanımlarına yönelik saldırıların Meclis’te ele alınıp, çözüm için adım atılmasını istediklerini ifade eden Kesiktaş, görüşmelerden olumlu dönüşler aldıklarını söyledi.
Muhalefet partileri ile seslerini duyuran bir noktada buluştuklarını kaydeden Kesiktaş, “Görüşmelerden sonra milletvekillerinin farkındalık düzeyinin arttığını gördük. Çalışmalarımız kapsamında Meclis İzleme Raporları’nı her ay yayınlıyoruz. Hangi partinin kadınlar konusunda duyarlı ve etkili olduğunu kayıt altına alıyoruz. Bu çalışmayla sorunlarımız her ay biraz daha fazla Meclis’te gündeme getiriliyor. Bu durum bir süre sonra kadın politikalarını belirlemede büyük katkı sağlayacaktır” dedi.
MİLLETVEKİLLERİ MARKAJA ALINIYOR
EŞİK olarak saldırılara karşı 81 kentin yerelinde toplantılar gerçekleştireceklerini belirten Kesiktaş, yerelin gündemini Meclis’e taşıyacaklarını vurguladı. Şimdiye kadar Meclis’e dair genel bir çalışma yürüttüklerini sözlerine ekleyen Kesiktaş, “Bundan sonra yerellerden oluşan bir izleme çalışması yapacağız. Her bölgenin kadın örgütlenmesi kent vekillerini yakın markaja alacak. Her kadın bir milletvekilinin karnesini çıkaracak. Yani Meclis’te bulunan 584 milletvekili yakın markaja alınacak. Her vekili bir kadın takip edecek. Milletvekillerinin kadınlar için ne kadar çalıştığını, kadın haklarını ne kadar savunduğunu takip edeceğiz. Bununla milletvekillerinin kadınların yaşam hakları ve Anayasal hakları ile ilgili kendi sorumluluklarını hatırlatmaya çalışacağız. Yine kendi sorumluluklarını hatırlatırken, bizim irademize sahip çıkmalarını sağlayacağız. Meclis’in daha aktif hale gelmesini, milletvekillerinin sorumluluklarının daha fazla olması gerektiğini anlatacağız” diye belirtti.
KARNE SEÇİMDE VERİLECEK
Bu çalışmanın aynı zamanda seçime de bir hazırlık olduğunu ifade eden Kesiktaş, “Milletvekillerinin çalışmasına göre karne oluşturulacak. Seçimde bu karnenin karşılığı olacak. Sadece siyasi partilerin kadın milletvekili göstermesinin yeterli olmadığını, yerel yönetimlerde eşit temsiliyete ne kadar uyulduğu görülecek. Yapılacak çalışmalar sonucunda kim ne kadar haklarımıza sahip çıkmış bunu göreceğiz. Kendi irademizle seçtiğimiz milletvekillerinin neler yaptığını görmek istiyoruz. Bu yüzden takipte olacağız. Bizi yok sayan, haklarımızı savunmayan, temsil etmeyenlerin karnesini seçimde vereceğiz” ifadelerini kullandı.
DÜNYADA KADIN UYANIŞI
Bu çalışmalarının yanı sıra gündemde sıcaklığını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi ve beraberindeki gelişmeleri de değerlendiren Kesiktaş, şöyle devam etti: “Sözleşme’nin feshedilmesi dünyada artan kadın farkındalığı ve bilincinin yükselmesinden kaynaklıdır. Eril iktidarlar kaybetmek istemiyor. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada kadınlar bir uyanış içinde. Bu nedenle eril iktidarlar kadınları baskı altına almaya çalışıyor. Hem kadınlara hem de kazanımlarına saldırıyor. Bence İstanbul Sözleşmesi Türkiye’de kadınlar için bir uyanışa sebep oldu. Mücadele gücünün ortaya çıkmasını sağladı. Sözleşme feshedilse bile tarihte önemli bir yeri olacaktır. Tarihte her zaman bu tür süreçlerde kadın öncülüğünde bir uyanış olmuş ve büyük kazanımlar elde edilmiştir. Bizim içinde aynı durumun geçerli olduğunu düşünüyorum.”
AKP DÜNYADA AFİŞE OLDU
İstanbul Sözleşmesi’nin her türlü şiddeti önleyip bütüncül politika ürettiği için tehdit olarak görüldüğünü yineleyen Kesiktaş, “Sözleşme, ‘aileyi yıkıyor, toplum ahlakını bozuyor’ argümanlarıyla hedef alındı. Oysa tam tersi aile içi şiddeti önleyen, aileyi güçlendiren bir Sözleşme. İktidarın dayandığı nokta son derece saçma ve hiçbir karşılığı yok” dedi. Fesih kararıyla AKP iktidarının dünyaya afişe olduğunu ve Sözleşme’nin daha konuşulur hale geldiğini sözlerine ekleyen Kesiktaş, “Hükümet bilmeden İstanbul Sözleşmesi’nin reklamını yaptı. Uluslararası arenada birçok tepki aldı. Dünyanın birçok ülkesinde kadın örgütlerinden destek mesajları aldık. Dünya kadın örgütleriyle saldırılardan dolayı sürekli toplantı halindeyiz” diye belirtti.
10’UNCU YILDA RAPOR
Çekilme kararının şiddet faillerini nasıl cesaretlendirdiğine dair bir çalışma hazırlığı içerisinde olduklarının bilgisini paylaşan Kesiktaş, şunları aktardı: “Feshedildikten sonra neler oldu, kaç kadın öldürüldü, hangi yöntemlerle öldürüldü, karakola giden kadınlar tedbir kararı alabildi mi? Şiddete maruz kalan kadınlar hastanede rapor alabiliyor mu? Bunları takip ediyoruz. Bu çalışmanın detaylarını İstanbul Sözleşmesi’nin 10’uncu yılı olan 11 Mayıs’ta kamuoyuna deklere edeceğiz. Rapor geniş katılımlı bir basın toplantısıyla açıklanacak.”
BÜYÜK BULUŞMA VE GREVLER GÜNDEMDE
Fesih kararından sonra gündeme getirilen büyük kadın buluşmaları ve grevlerin olup olmayacağına ilişkin ise Kesiktaş, şunları söyledi: “Pandemi şartlarına göre bakacağız, böyle çalışmalar gündemimizde var. Önümüzdeki günlerde konuşup netleştireceğiz. Kadınlar birbiriyle motive oluyorlar. Birlikte bir arada hareket ettiğimiz zaman umut artıyor. Bu süreçte daha çok dijital ortamda buluşmaya başladık. Büyük kadın buluşmalarına çok ihtiyacımız olduğunu gördük. Buluşmalarla birbirimizi yüreklendiriyor, güçlendiriyoruz, artık durmak yok. Daha ileriye koşmak için mücadele edeceğiz.”
6284 HEDEFTE
Kesiktaş ,6284 sayılı yasanın gündeme getirilerek, hedef alınmasına da değinerek, “Hedefte olduğunu biliyoruz. Hedef alınan yasa ve sözleşmeler kadınların çok ciddi bedel ödeyerek kazandığı haklardır. Bunların tehdit unsuru olarak karşımıza gelmesi son derece yanlıştır. Bu saldırılar ülkeyi itibarsızlaştırmaktan, demokrasiyi sekteye uğratmaktan başka bir şeye yaramıyor. Kadınlar olarak haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
OK YAYDAN ÇIKTI
Saldırıların neyi ifade ettiğini ve buna karşı kadınların nasıl cevap verdiğini Kesiktaş, şu sözlerle özetledi: “Erkekler tarafından uydurulmuş rollere artık ‘dur’ diyoruz. Haklarımızın peşindeyiz. Bizleri artık aile içerisine, toplumsal cinsiyet rollerine hapsedemeyecekler. Kadını sadece ‘anne’ kimliği ya da ‘evinin kadını’ kimliğine sığdıramayacaklar. Gelinen süreçte ok yaydan çıkmıştır. Kadınları belirli kalıplara sığdırarak, baskılayamazlar. Artık global mücadele söz konusu. Bütün dünya kadınları da bunun farkında. Dayanışmamız ve mücadelemiz sınırları aşıyor. Kadınlar olarak birbirimizi global anlamda bilinçlendiriyor, destekliyor ve yan yana olduğumuz gösteriyoruz. Eril iktidarlar bunun farkında oldukları için bu kadar çok saldırıyorlar. Kadınlarda da çok ciddi bir uyanış var ve bu uyanış sadece ülke sınırlarıyla kısıtlı değil. Sınırları aşan bir uyanıştan bahsediyoruz. Yıllardır eril iktidar evdeki erillikten başlayıp ülke yönetimine kadar bu zihniyeti yaymaya çalışıyordu. Ancak bunu artık yapamıyorlar. Tahtları sallanıyor. Erkekler iktidarı kaptırmak istemiyor. Ancak bu çabalar da nafile başaramayacaklar. Dediğim gibi ok yaydan çıkmıştır. Eşitlik için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
MA / Semra Turan