AYDIN – Koronavirüs, sera sıcaklığı ve oruçlu halleriyle çilek tarlasının yolunu tutan kadınlar, aldıkları 70 TL yevmiyenin pazar parasını çıkarmadığını belirtirken, yetiştirici ekonomi politikalarına tepki gösterdi.
Türkiye'nin en önemli çilek üretim merkezlerinin başında gelen Aydın'da üreticiler hasada başladı. Yoğunlukta Köşk, Efeler Sultanhisar ve Nazilli ilçelerinde örtü altı seralarda yetiştirilen çilekler, kadınlar tarafından toplanıp, itinayla kasalara yerleştiriliyor. Örtü altında 9 ay boyunca yetiştirilen çilekten üreticiler, 3 ay verim alabiliyor. Hasat, geçen yıla oranla hava koşullarının serin geçmesinden kaynaklı bu yıl daha verimli olsa da hem üreticiler hem de işçiler, ekonomik krizden dolayı dertli.
YEVMİYE 70 TL
Kadın işçiler, hem koronavirüs tehdidi altında hem de oruçlu halde örtü altı seraların sıcaklığında çilek topluyor. Evine ekmek götürebilmek için sabah saat 05.00’da uyanıp tarlalarda mesaileri başlayan kadınlar, günlük 70 TL yevmiye alıyor. Oruç nedeniyle şimdilik saat 13.00’a kadar çalışan kadınlar, aldıkları yevmiyenin ancak ekmek ve su parasına yettiğini belirtiyor.
YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA
Çilek tarlasından önce fabrikalarda çalışan Güneş Kaçmaz, son 3 yıldır çilek toplamaya geldiğini belirterek, “Sabah saat 05.00’da uyanıyorum. 8 yaşındaki çocuğumu evde bırakıp geliyorum. Eşim inşaat işçisi ama şu an iş olmadığı için çalışamıyor. Evde sadece ben çalışıyorum. Evde 7 kişiyiz ve 70 TL’lik yevmiye ile yaşamımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. 1 litre yağ olmuş 70 TL. Yoksulluğun altında yaşıyoruz. Bir pazar parası bile çıkartamıyoruz. Koşullarımız çok zor. Hal böyleyken tarlada yaşadığım zorlukları anlatmak bile istemiyorum” diyor.
KADINLAR İÇİN DAHA DA ZOR
Ekonomik durumlarının kötüye gitmesinden kaynaklı bu yıl çilek toplamaya başlayan Menice Eres, “Hayat şartları zor. Bir yerden para gelmek zorunda, kiracıyız. Benden başka kimse çalışmadığı için çok kötü durumdayız. 3 aydır kiramı ödeyemedim. Yaşamak zor. Yaşamak için mücadele etmek ise çok daha zor. Burada çalıştıktan sonra oruçlu halimle bir de eve gidip iş, yemek yapıyorum. Kadınlar olarak yaşam bizim için daha da zor” ifadelerini kullanıyor.
BU MU REVA?
İktidarın halkı açlığa ve sefalete sürüklediğini dile getiren Eres, tepkisini şu sözlerle dile getiriyor: “Patates, soğan dağıtıyorlar. Biz patates, soğan istemiyoruz. Verdikleri bir çuval patatesi bir hafta yeriz. Öbür hafta ne yiyeceğiz? Kendileri evlerinde güllük gülistanlık oturuyor. Halkı açlığa mahkum ediyorlar. Çocuklarım aç. Kiram geçtiğinde ev sahibi kapı dışarı ediyor. Ne yapacağım? Akşama kadar çalışıyorum ancak bir kilo peynir, bir koli yumurta alabiliyorum. Başka bir şey alamıyoruz. Bu Allah’tan reva mıdır? İnsanlıktan çıkardılar bizi.”
SOFRALAR BOŞ
Çilek toplayıcısı Vesile Dayan da, sabahın ilk ışıklarında uyandıklarını ve çocuklarını evde bırakıp tarlaya gelmek zorunda kaldıklarını belirterek, “Çocuklarıma bakacak kimse yok. Aklım hep onlarda. Ama çalışmak zorundayım, mecburum. Çalışmasam aç kalırız. Sabahtan akşama kadar seraların altında belimizi kırıp çalışıyoruz. Aldığımız para da yetmiyor. Bu parayla kimsenin karnı doymuyor. 1 litre su 5 TL, bir ekmek 2 TL, 70 TL yevmiye neye yetiyor? Ancak ekmek ve su paramızı çıkartabiliyoruz. Soframız boş. Çok zor zamandan geçiyoruz. Bir an önce işsizliğin giderilmesini istiyorum” diye belirtiyor.
KOMİSYONCU KAZANIYOR
İşçiler kadar üretici de ekonominin gidişatından dolayı dertli. Üretici Türkan Uyanık ise, çilek yetiştiriciliğini ve zahmetlerini şöyle anlatıyor: “Önce fide yetiştiriyoruz. Daha sonra bu fideleri Ağustos ayında dikiyoruz. 9 ay boyunca seralarda bakıyoruz. İlaç, gübre verip bakımını yapıyoruz. Nisan ortalarında toplamaya başlıyoruz. 9 ay bakıyoruz, 3 ay verim alıyoruz. İşi de içliği de ağırdır. Yüklü bir para yatırıyoruz. Ancak ihracat olunca kazanabiliyoruz. Bu yıl hasat, havanın serin olmasından kaynaklı geçen yıllara oranlar biraz iyi. Havalar ısınınca bir anda çilekler yetişiyor. Buda yığılmaya ve fiyatın düşmesine sebep oluyor. O nedenle bu yıl havalar bir anda sıcak olmadı. Çileğin kilosu pazarlarda 15 TL. Masrafı çok ağır sadece bir dönümüne 20 bin masraf yapıyoruz. Bana göre parayı komisyoncu kazanıyor. Üreticiler olarak sürekli bankalara borçlu kalıyoruz. Yıllardır durum böyledir. Çilekten ne çiftçi ne de işçi kazanıyor. Burada tarımdan başka bir iş yok. Batsak da mecbur bu işi yapıyoruz.”
MA / Semra Turan