DİYARBAKIR - Anneler Günü’nün kendisi için bir anlamının kalmadığını belirten Raife Ergül, “Çocuklarımızı katlettikleri gün Anneler Günü’nü bizden aldılar” dedi.
Dünyada ilk olarak ABD’de 1914’te, Ana Jarvis adında bir kadının yaşamını yitiren annesine duyduğu özlemle başlayan ve daha sonra resmileşerek tüm dünyaya yayılan Anneler Günü, her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanıyor. Kürt anneleri, bu yıl da 107 yıldır kutlanan Anneler Günü’nü buruk karşılıyor.
Yıllardır süren savaşın mağduru olan Kürt annelerinin çektiği acıların sonu gelmiyor. Anneler, gün geliyor darp ediliyor, gün geliyor tutuklanıyor ya da katlediliyor. Annelerin bir kısmı kaybedilen, katledilen çocuklarının kemiklerini bulma mücadelesi veriyor, bir kısmı hala tutuklu bulunan çocuklarının özgürlüğe kavuşacağı günleri cezaevi kapılarında bekliyor. Bir kısmı ise bu uğurda mücadele ederken yaşamını yitiriyor.
Evi defalarca basılan, yaşadığı yerden göçe zorlanan, polisin fiziksel şiddetine maruz kalan, cezaevine giren ve bir kızını çatışmada kaybeden Raife Ergül (63), zulme maruz kalan sayısız Kürt anneden sadece biri. Kızının bir mezarının olmasına dahi sevindiren bu sisteme tepki gösteren Ergül, diğer annelerin acılarının daha derin olduğunu söyleyerek, bunun mahcubiyetini yaşıyor.
GÖÇ, BASKI, TEHDİT
Bitlis'in Hizan ilçesinde geçimini hayvancılıkla sağlayan bir ailenin kızı olarak 1958'de dünyaya gelen Ergül, sadece ilkokul 5’e kadar okuyabildi, 24 yaşında evlendirildi ve 4 çocuğu oldu. Evliliğin ilk yıllarında devlet baskısıyla karşılaşan Ergül, önce Adana sonra ise Diyarbakır’a göçe zorlandı. Göç etse de devletin baskı ve zulmünden kurtulamayan Ergül’ün, birçok kez evi basıldı, eşi 2 defa tutuklandı. Ergül, baskın sıralarından birini hiç unutamadığına söyleyerek o günü şöyle anlattı: "Bir keresinde saatlerce benim ve çocuklarımın önünde eşimi yumrukladılar. İnsanlık dışı davranışlardı. Her gece bomba sesleri vardı, çocuklarım bana sarılmadan uyuyamazlardı. Bu tutuklamalardan sonra bölük komutanı eşimi çağırarak, '3 yol var ya öleceksin ya tutuklanacaksın ya da gideceksin’ sözleriyle tehdit etti. Doğup büyüdüğümüz topraklarda kalmak isterdik, ayrılmak istemezdik ama göçe zorlandık."
3 AY TUTUKLU KALDI
Daha sonraları yaşadıkları baskılardan dolayı çocuklarının isyan seslerinin başladığını aktaran Ergül'ün ikinci çocuğu Gülistan Ergül (16), 2005 yılında canlı kalkan eylemlerine katıldı. Ergül ise, 2006'da 15 Şubat protestosu sırasında polisler tarafından hakaretlere maruz kalarak, darp edildi. Gözaltına alınan Ergül, sonrasında tutuklanarak Adana Kürkçüler Cezaevi'ne konuldu. 3 ay tutukluluk süresi geçiren Ergül, o zamanki anısını şöyle anlattı: "3 ay tutuklu kaldım, içerideyken annelere okuma yazma öğretiyordum. Direniyordum, fakat 5 yaşındaki küçük kızımı görünce annelik duygusuyla ağlamaya başladım. Bir ay hiç ağlamamıştım, kızımı görünce neredeyse 1 saat ağladık. Küçük kızımdan ayrı kalmak beni bayağı etkilemişti ve 3’üncü ayda tamamıyla rahatsızlandım. Cezaevi bir anne için çok ağır bir işkence. Ben hala o etkiyi üzerimde hissediyorum."
OLMAYAN BİR GÜN
5 yıl sonra (2010) kızının Şemdinli’deki çatışmada yaşamını yitirdiği haberini alan Ergül, gözleri dolarak "Ağlamayacağımı söylemiştim, fakat kendimi kaybettim, dayanamadım ağladım. Acı içinde kıvranmak, insana başlı başına bir ceza. Bizim çocuklarımız sadece barış istiyordu, fakat onları katlettiler. Kızım ve arkadaşı birbirine sarılarak şehit düşmüştü. Adli tıpta ayırabilmişler onları. Çocuğunu o durumda gören anneler için Anneler Günü yok. Çocuklarımızı katlettikleri gün anneler gününü bizden aldılar. 'Umarım benim kızım son olur' dedim ama maalesef acı devam ediyor" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
ANNELER BİRLEŞSİN
Yıllardır barıştan başka bir şey istemediklerini vurgulayan Ergül, “Kimliğimin cebinde olması, kendi dilimde eğitim görmem, kültürümle yaşamam, neden Türkiye’yi bölsün? Kendi çıkarı için neden savaş çıkartıyorlar? Biz yıllardır barıştan başka bir şey demedik. Kendi çocuklarımızın mezarları başında bile bunu dile getiriyoruz. Bir Kürt ve şehit annesi olarak, annelerinin gözyaşı aynıdır diyorum. Türk anneleri de bunu söylesin. O zaman bu savaş biter. Aynı topraklarda neden barış içinde yaşamayalım. Bir an evvel savaşı dursun, açlık grevinde olan binlerce çocuğumuzun talepleri karşılansın ve suçsuz insanlar serbest bırakılsın. Anneler Gününde Kürt ve Türk anneleri el ele versin” diye belirtti.
MA / Eylem Akdağ