AYDIN - Söke’de sadece seçim dönemlerinde oy karşılığında barınma sözü verilen Romanlar, çadırlarından çıkarılıyor. Yoksulluğun tüm yükünü omuzlayan kadınlar, sadece bir ev istiyor.
Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Fevzipaşa Mahallesi’nde 50 yıldır çadırlarda yaşayan Roman halkı, ayrımcılık, yoksulluk ve barınma başta olmak üzere birçok sorunla boğuşuyor. Mahallede ikamet eden 100 aile, geçimlerini kamıştan yaptıkları gölgelik, şemsiye, hasır ve sepetlerle sağlıyor. Yılın 8 ayı dağ, ova ve dere kıyıları gezilerek toplanan malzemeler, Nisan ayında Temmuz’a kadar ürüne dönüştürülüyor. 4 aylık bir çalışma süresi olan zanaat ailecek yapılıyor. Elde edilen ürünler ise, yurt içi ve yurtdışındaki tatil bölgelerine satılıyor.
Romanların gittikleri tüm bölgelerde en önemli sorun barınma oluyor. Kendilerine yer verilmemesinden dolayı çadırda yaşamlarını idame ettiren Romanlar, şimdi de Fevzipaşa Mahallesi’ndeki inşaat nedeniyle çıkarılmak isteniliyor. Söke Belediyesi tarafından kendilerine 2 aylık bir süre tanınan Romanlar, çadırları dışında bir şeylerinin olmadığını ve nereye gideceklerini bilmediklerini belirterek, yetkililerin seslerini duymalarını istiyor.
Roman toplumunda tüm yoksunlukların yükü omuzlarında olan kadınlarla, yaşamlarını ve mahalleden çıkarılmak istenmesine ilişkin konuştuk.
GÜNDÜZ KAMIŞ GECE EV İŞİ
İşini severek yapan Ebru Demirdöğen, zanaatını anne ve babasından öğrendiğini belirtti. Demirdöğen, “Boğaz tokluğuna çalışıyor, böylece aç ve açıkta kalmıyoruz. Bir kişi ile yapılacak bir iş olmadığı için ailecek yapıyoruz. İşimi sevmeme rağmen çok ağır geliyor. Çünkü sadece bu işi yapmıyorum, ev işi yapıyor, çocuklara bakıyorum. Gündüz kamış örüyor, gece ev işini yapıyorum. Bütün bu işleri yaptığımda hem strese hem de bunalıma giriyorum. Bu da hepimizi etkiliyor” dedi.
GÜNLÜK 70 TL KAZANÇ
Yaptıkları işin zor ve zahmetli olduğunu dile getiren Demirdöğen, “Biz sadece yerimizde oturup şemsiyeleri yapmıyoruz. Ova ve derelerden topladığımız malzemeleri sırtımızla dağlardan taşıyoruz. Yaptığımız ürünler, demir hayıt ve kargıdan oluşuyor. Bunlar tek tek birçok işlemden geçiyor. Şemsiyenin fiyatı 100 TL ama bize maliyeti 100 TL’den fazla. İçinde kullandığımız demir fiyatı 6,30 TL oldu. Günlük bize kalan sadece 70 TL” diye belirtti.
TEK İSTEĞİ BİR EV
İşlerinin Temmuz ayında bittiğini dile getiren Demirdöğen, “Geçimimizi sürdürmek için bu kez pamuk, zeytin, tarımla ilgili işlere gidiyoruz. Parada gözüm yok. Sadece bir evim ve işimi yapabileceğim bir yerim olsun istiyorum. En azında kafam dinç, huzurlu olurum. Çocuklarımızın istediği hiçbir şeyi karşılayamıyoruz. Kazandığımız sadece karnımızı doyuruyor” dedi.
2 AY SÜRE VERİLDİ
20 yıldır bu işi yaptığını belirten Şükran Döner de, “Üretici olduğumuz için kazanamıyoruz. Ancak boğaz tokluğuna ve çocuklarımızı okutabiliyoruz. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Tek isteğim işimizi yapabileceğimiz bir yerin temin edilmesi. Yıllarca bu sorunu yaşarken, şimdi de burada yapılan inşaat nedeniyle yerimizden edilmek isteniliyoruz. Belediye başkanı seçim döneminde söz verdi. İşimizi yapabileceğimiz bir yer temin edecekti. Ama hala sözünü yerine getirmedi. İnşaat bitmek üzere bize 2 ay bir süre verildi. Çıkmamız isteniyor. Ev tutmaya çalışsak düzenli bir gelirimiz yok. Ne yapacağız bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kendilerine bir mera verilmesini isteyen Döner, “50 yıldır yer sorunu yaşıyoruz. Her seçim döneminde ‘size yer vereceğiz’ diyorlar ama bir şey yok. Sadaka istemiyoruz. Bir yer versinler kira öder gibi paralarını verelim. Kimseden bir şey dilenmiyoruz” diye sitem etti.
GÜNDE 2 HASIR
Çocukluğunda itibaren bu işi yapan Gamze Döner (32) ise, sabahın erken saatlerinde iş başı yaptıkların söyledi. Kamışları dere boylarından suların içinden kesip getirdiklerini belirten Döner, şunları söyledi: “Önce buduyoruz, sonra tellerle örüyoruz. İşimiz çok zor. Kendimi bildim bileli çadırda yaşıyorum. Tek isteğim bir evimin olması. Yaptığımız şemsiyeler otel ve plajlara gidiyor. Yaptıklarımızı toptancıya verdiğimiz için pek bir şey kazandığımız söylenemez. Metre hesabı 10 TL’ye satıyoruz. Günde 2 tane yapabiliyoruz. Bu işi yapmazsak açız. Kışın malzememizi biriktiririz. 4 aylık sezonda da örüp, satarız.”
Yerlerinden edilmek istenilmesine tepki gösteren Döner, “Kaldığımız çadırlardan da bizi etmek istiyorlar. Biz nereye gideceğiz?” diye sordu.
MA/ Semra Turan