BATMAN - Batman’daki kadınlar, şiddete karşı bağlayıcılığı olduğu için İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığını belirterek, kadın hareketinin bu kazanımdan asla geri adım atmayacağını vurguladı.
İstanbul’da 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi ismiyle anılan "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 10’uncu yılında. Aradan geçen 10 yılda Sözleşme’yi uygulamamakta direten Türkiye, 20 Mart gecesi yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile imzayı geçen ilk ülke oldu.
Kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nin önemini 10’uncu yılı dolayısıyla kadınlara sorduk.
Hiç şiddete maruz kaldınız mı?
HDP Batman Merkez İlçe Eşbaşkanı Gurbet Doğan: Şiddet fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak bana zarar veren bir eylem. Evde yaptığım yemeğin defalarca aşağılanması, sokakta gülmemden rahatsız olduğunu ima eden bakışlar, devlet nezdinde kadınlığımın hiçe sayılması, özgürlüğümün kısıtlanması, tartışılması, giyimim… Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Kimse şiddet görmediğini iddia edemez. Hele de kadın ise, maalesef bunlardan birkaçı ile karşılaşır. Sözleşme, bu şiddet çeşitlerini ortadan kaldırmak, en aza indirgemek için bir dayanak.
Şiddete maruz kaldığınızda ilk nerelere başvuru yapacağınızı biliyor musunuz?
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genlik Meclisi Üyesi Bermal Can: Fiziksel şiddet üzerinden değerlendirmek gerekirse ilk önce bir sağlık kuruluşundan rapor alıp belgelerim. Sonra bir avukatla savcılığa başvurup uzaklaştırma veya ne gerekiyorsa onu yaparım. Evet, neler yapacağımı biliyorum. Peki beni koruyacak bir kurum var mı? Gittiğim yerde tehlikeler bitecek mi? Ölümümü engelleyecek güçler hangi tarafta duracak? Beni mi şiddet gösteren erkeği mi savunacak? Beni koruyacak, savunacak bir Sözleşme var ve onun gerekliliği yerine getirilse güvende hissedeceğim.
Kendinizi güvende hissediyor musunuz?
Özgür Kadın Hareketi (TJA) Batman Sözcüsü Gülistan Sönük: Ortalama günde 3 kadının erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdiği Türkiye'de, özel savaş politikası olarak üniformalı tecavüzcülerin cezasız kaldığı bölgede kimse kendini güvende hissetmiyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için politikalar üretmek yerine, her gün cinsiyetçi söylemlerle toplumu kutuplaştıran, kadın cinayetlerini meşrulaştıran, kadın kazanımlarını ortadan kaldıran bir iktidarla karşı karşıyayız. Caydırıcı cezalarla kadın cinayetlerini durdurmak yerine, öz savunmasını gerçekleştiren kadınları cezalandıran bir yargı sistemi mevcut. Bu şartlarda güvende değiliz. Ancak kendi güvenliğimizi sağlayacağız, eril zihniyetin dayatmalarına karşın geri adım atmadık atmayacağız.
Sözleşme sizin için ne ifade ediyor? Neden önemli?
HDP Batman İl Eşbaşkanı Fatma Ablay: Kadına karşı her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve kadınları güçlendirmek demek. Her türlü şiddetin önlenmesi, demokratik ve özgür bir yaşam demek.
Kozluk Belediyesi Eşbaşkanı Nazime Avcı: 10 yıldır yürürlükte. Sözleşme, kadına karşı şiddeti önlemek, kadın ve erkek eşitliğinin sağlanması açısından oldukça hayati öneme sahip. Mevcut iktidar, kadını hiçbir zaman irade olarak görmedi. Sözleşme’den vazgeçmiyoruz.
Niçin hedef haline getirildi?
TJA aktivisti Seher Aksoy: Sözleşme’ye karşı çıkanlar özellikle AKP zihniyetine misyonerlik yapan dernek, vakıf ve bazı basın yayın organlarıdır. Ensar Vakfı, Osmanlı Ocakları, Akit Gazetesi gibilerin taciz, tecavüz ve şiddet ile ilgili sicillerine baktığımızda neden Sözleşme’ye karşı çıktıları anlaşılacaktır. Yine Sözleşme’nin 3’üncü ve 4’üncü maddeleri, kadını devlet kurumlarında görev yapanlardan korumaktadır. Sözleşme yürürlükte olduğu sürece emir komuta zinciri olarak herkes yargılanacaktır. Bu sebeple karşı çıkılmaktadır.
Fesih kararının altında yatan gerekçe nedir?
TJA aktivisti Ruken Zeryam Işık Yıldız: İktidarın, kadın kazanımlarına darbe yaparak Sözleşme’yi fes etmesi, iktidarlarını kaybetme korkusuyla alakalı. Bu temelde erkek, güç haline getirilmek isteniyor.
Yerine kayyım atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz: Fesih kararından sonra kadın cinayetleri arttı. Devlet, bu kararla kadınları şiddet ve ölümle baş başa bırakmak istiyor. Bu saldırı, iktidarın hedefinde olan kadın kimliği, iradesi ve kazanımlarına yöneliktir.
MA / Fethi Balaman