ANKARA - Avukat Zekiye Karaca Boz, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılamayacağını belirterek, sözleşmenin kaderinin siyasi gündeme bağlı olduğunu söyledi.
İstanbul Sözleşmesi 10’uncu yılını geride bıraktı. Kadın kazanımlarının başında yer alan sözleşmeden geri çekilme tartışmaları ise sürüyor.
LİBERAL GÖRÜNME ÇABASI
Avukat Zekiye Karaca Boz, sözleşmenin devlete, kadınların yaşam hakkını güvence altına alma, bedenini ve kimliğini koruma ve eşit yaşam hakkı yükümlülüğü getirdiğini söyledi. Sözleşmenin imzalandığı süreci hatırlatan Boz, AKP iktidarının liberal görünmeye ve Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedeflerini kabul ettirmeye çalıştığını belirtti.
Boz, “AB uyum yasaları çıkarılıyor, demokratik açılımlarla barış süreci yürütülüyordu. Sonra ne oldu? 2015 yılında her alanda çatışmanın başladığı bir sürece girdik. ‘Millî görüş gömleğini çıkardık’ deseler de aslında AKP Siyasal İslam’dan hiç uzaklaşmadı. AB hedefi ve liberal politikalar ‘iktidar oldu ama muktedir olamadı’ denen dönemde ihtiyaç duyduğu desteği kazanmak içindi demek yanlış olmaz. İşte hem ülkede hem bölgede başlatılan çatışmalı dönemle iktidar asıl hedefe yöneldi; dini ve otoriter bir yapı. İktidarın milliyetçi politikalara döndüğü, din ve milliyetçilik temelinde koalisyonların oluşturulduğu bir dönem başladı ve her şey ondan sonra şeklini aldı” ifadelerini kullandı.
KADIN VE ÇOCUKLARI KORUYOR
Sözleşmenin hala yürürlükte olduğunu anımsatan Boz, “Sözleşmeden çıktık diye sevinenler var. Bir kez daha vurgulamak gerekirse sözleşme ve 6284 sayılı yasa hala yürürlükte. Sorun sadece İstanbul Sözleşmesi değil. 6284 sayılı ve çocuklara yönelik cinsel sömürüye karşı hazırlanan Lanzarote Sözleşmesi’de hedefte. Gücünü mevcut siyasi iktidardan alarak şiddeti meşrulaştıran bir yapı var. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa olmasa bile bu saldırılar ve hedef göstermeler TCK’de suç olarak düzenlenmiştir. Can güvenliğimizi TV kanalları ve sosyal medya üzerinden tehdit edenler hakkında dahi hiçbir işlem yapılmaması çok kaygı verici” ifadelerinde bulundu.
Sözleşmenin Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereğince “uluslararası anlaşmaların kanun hükmünde” olduğunu belirten Boz, “Hatta uluslararası sözleşmelerin kanundan daha güçlü bir koruması vardır. Bu nedenle Anayasaya aykırılık iddiası ile AYM’ye bile başvurulamaz. Tüm kanunlar gibi, uluslararası sözleşmenin onaylanmasını uygun bulan kanun da Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yürürlükten kaldırılamaz. Yürürlüğe girmesi böyle bir hukuksal süreç izleyen sözleşmenin Cumhurbaşkanı’nın kararıyla yürürlükten kalkması söz konusu değildir” dedi.
‘SÜRPRİZ KARAR ÇIKABİLİR’
Boz, kabul edildiğinde olduğu gibi Meclis’ten geçecek bir kanunla sözleşmeden çekilebileceğini ifade etti. Boz, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanlığı kararında ‘10.02.2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan’ diye söz edilerek bu karar sanki Bakanlar Kurulu kararıymış gibi sunulmuş. Fakat Bakanlar Kurulu’nun bu onayı TBMM tarafından uygun bulunarak kanun hükmü kazanmıştır. Yürürlüğe giren kanun, Cumhurbaşkanlığı kararı ile kaldırılamaz. Tabii bu karar Avrupa Komisyonu’na bildirildikten üç ay sonra yürürlüğe girecek. Bu arada pek çok kişi ve kuruluş kararın iptali için dava da açtı. Yargı bağımsızlığının geldiği noktada çok umutlu olmasak da, politikada bir değişiklik olursa sürpriz bir karar çıkabilir. Bunun dışında uluslararası sözleşmelerin yaptırımı siyasal ve ekonomik tepkilerle sınırlıdır. AB ve AK organlarından ‘kaygılıyız, izliyoruz’ gibi açıklamalar yapıldı ama yaptırım konusunda çok istekli olmadıkları da ortada.”
Sözleşmenin yeniden yürürlüğe girmesinin siyasi gündemin kaderine bağlı olduğunu ifade eden Boz, “Yargının vereceği karar ile ya da uluslararası politikada yön değişikliğiyle Sözleşmeden çıkma kararı değişebilir. Kadınlar ve kadın örgütleri bu yön değişiklerini beklemiyor ve kendi eylem planlarını yapıyor. İstanbul Sözleşmesi hiç gündemden düşürülmedi, düşürülmeyecek. Pandemi koşulları ve iktidarın pandemiyi kullanarak uyguladığı engelleme girişimlerine rağmen eylemler sürüyor. Bir yandan da hala yürürlükte olan yasanın uygulanması için zorlamaya devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.