DİYARBAKIR - İstanbul Sözleşmesi uygulanıp, özgür bir toplum inşa edilene dek mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen TJA aktivistleri, “Asla eril zihniyete itaat etmeyeceğiz” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 20 Mart gecesi yayımlanan kararnameyle Türkiye’nin, kadınları şiddetten koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği duyuruldu. Sözleşmenin kaldırılacağı tarih 1 Temmuz olarak Resmi Gazete’de yayımlanırken, bu kararı tanımadıklarını ilan eden kadınlar sokaklarda eylem ve etkinliklerini sürdürüyor.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri de İstanbul Sözleşmesi uygulanana ve özgür bir toplum inşa edilene kadar mücadeleye devam kararlılıklarını vurguladı.
106 KADIN KATLEDİLDİ
Her türlü şiddete karşı yaptırım gücüne sahip tek sözleşme olduğunu belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bağlar İlçe Eşbaşkanı ve TJA aktivisti Sümeyye Kirici, “İktidarın, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesinin asıl amacı kadın mücadelesini ortadan kaldırmak. Şiddet, taciz, tecavüz ve istismarın önünün açmaktır. 2021 yılının ilk 4 ayında 106 kadın katledildi, eğer uygulansaydı o kadınlar bugün yaşayacaktı. İktidar, kadının hak ve özgürlüklerini savunan ilk uluslararası belge olan İstanbul Sözleşmesi’ni yok sayarak kadın kırımına destek çıkmıştır” dedi.
Sözleşmeden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Kirici, “Aktivist ve kadın siyasetçileri cezaevi politikalarıyla yıldıramazlar. İstanbul Sözleşmesi uygulanana kadar eylemlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Alanlarda haklarımızı savunmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
HEDEF KADIN KİMLİĞİ
Sözleşmenin uzun süredir AKP başta olmak üzere cemaat, vakıf ve tarikatların hedefinde olduğunu vurgulayan TJA aktivisti Zülfiye Kişmir, “Nabız yokladılar ama kadınlar kampanyalarla buna cevap oldu. İktidar, çekilmeyle ülkede tavan yapan kadın cinayetlerini meşrulaştırdı. İstanbul Sözleşmesi kadınlar için savunulacak son kale. 19 yıldır kadının yaşam hakkı kimi zaman yasal düzenlemelerle kimi zaman da keyfi olarak yok sayılıyor. Çalışma hayatından evlilik ilişkilerine kadar her türlü alanda kadını eksik gören tek adam rejimi, şiddet olaylarında da failden çok kadını suçlar durumda. Kadın kimliğini yok sayarak sorunu çözemezler. Kadını sahneden indirip sindirmeye çalışıyorlar ama biz şunu söylemeye devam edeceğiz; ‘kadın cinayetleri politiktir ve İstanbul Sözleşmesi yaşatır’” ifadelerini kullandı.
Hem fesih kararını hem de eril yönetimi tanımadıklarını söyleyen Kişmir, “Fesihle birlikte milyonlarca kadının hayatı bir adamın bekasına kurban gitti. Kağıt üzerindeki maddeleri silebilirler ama bizim kadın dayanışmamızı ve mücadelemizi silemezler. Haklarımız için bütün kadınları alanlarda, sokaklarda, evlerde ve medyada mücadeleye çağırıyoruz. Mücadeleden vazgeçmek yaşamdan vazgeçmek demektir” diye belirtti.
LÜTUF DEĞİL YASAL HAK
Yerine kayyım atanan Silvan Belediyesi Eşbaşkanı ve TJA aktivisti Naşide Toprak da, yüz yıllardır varoluş mücadelesi veren kadınların erkek egemen sisteme karşı direndiğini ve vazgeçmediğini vurguladı. Toprak, şöyle dedi: “2005’ten bu yana evde, kamuda, sokakta, Meclis’te kadınlar hedefte. Günde en az 3 kadın katledilirken, sözleşmeden çekinildi. İstanbul Sözleşmesi kadınlara verilen bir lütuf değil, örgütlü kadın mücadelesinin bir kazanımı, yasal haktır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, dezavantajlı grupların ve LGBTi+’ların korunmasının yasal güvencesidir.”
İTAAT YOK
Kararın altında yatan asıl nedenin “makul kadın” profili olduğunu söyleyen Toprak, “Toplumun yarısı olan kadına itaat etmeyi, kölece yaşamayı dayatıp, tüm toplumu tecrit altına alıp tek adam rejimini hayata geçirmek istiyorlar. Ama biz kadınlar, haklı mücadelemizin farkındayız ve asla eril zihniyete itaat etmeyeceğiz. Yaşamın her alanında kadın mücadelesi ve dayanışmasıyla özgür bir toplum inşa etmek için var gücümüzle haklarımızı savunacağız” dedi.
MA / Eylem Akdağ