İSTANBUL - Kadın yoksulluğunun en önemli nedeninin cinsiyet eşitsizliği olduğuna dikkati çeken ekonomist Nesrin Nas, “Kadın yoksulluğu ülkenin birincil sorunlarından olmalı çünkü kadın yoksulluğu aynı zamanda ülke yoksulluğu demektir. Gözlerini kapatarak bundan kaçamazlar” dedi.
Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle milyonlarca insan yaşamını yitirirken, işsizler nüfusu da arttı. Bir yılı aşkın süredir devam eden bu süreç en fazla ise kadınların yaşamı üzerinde etkili oldu. Cinsiyet eşitsizliği derinleşti, ilk işten çıkarılanlar kadınlar oldu. Kadın işsizliği artarken, kadın istihdamında da büyük düşüş yaşandı. Pandemi döneminde derinleşen yoksulluğun en görünen yüzleri kadınlar oldu. Yardım kuruluşlarının kapılarını aşındıran, birçok mecrada yapılan yardım çağrılarının sahibi yine sokaklarda çöplerden, halk pazarlarında arta kalanları toplayan O’nlar…
Ülkenin tamamında kamera ve kadrajlara yansıyan kadın yoksulluğu tablosunu ekonomist ve siyasetçi Nesrin Nas, ajansımıza değerlendirdi.
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ
Ülkede zaten düşük olan kadın istihdamının pandemi sürecinde giderek daha da düştüğünü vurgulayan Nas, sorunların başını işsizliğin çektiğini söyledi. Kadın işsizliğinin ise çeşitli nedenlerinin olduğunu ifade eden Nas, bunların en önemlisinin cinsiyet eşitsizliği ve “eve hapsetme” olduğunu söyledi. Kadına sadece aile içinde rol biçildiğine işaret eden Nas, özgürlük mücadelesi verenlere karşı da bir tahammülsüzlüğün söz konusu olduğunu dile getirdi.
Kadın haklarının temel insan haklarından soyutlandığını sözlerine ekleyen Nas, aile geliri çocuklar arasında paylaştırılırken dahi kız çocuklarının dezavantajlı çıktığını belirtti. Eğitime devam tercihinin öncelikli olarak erkek çocuktan yana kullanıldığını ifade eden Nas, bu durumun kadını mesleksiz bıraktığını söyledi. Nas, kadınların sigortasız ve geçici işlerde istihdam edildiğini paylaşarak, “Bu durum kadın istihdamını olumsuz etkiliyor ve bu durum her geçen gün derinleşiyor. Pandeminin maddi ve manevi tüm yükü kadınlara bırakıldı. Bu da yeniden gösterdi ki, yaşamın idame etmesinde kadının rolü çok önemli” ifadelerini kullandı.
KADIN YOKSULLUĞU
Kadın yoksulluğunun Türkiye’de çok özel bir noktada durduğunu ifade eden Nas, kadınların yoksulluk çemberi içerisinde birçok olanaktan mahrum bırakıldıklarını söyledi. “Kadın yoksulluğunun aynı zamanda ülke yoksulluğu” olduğunu vurgulayan Nas, “Kadın yoksulluğu, çocuk yoksulluğu demek. Kadın yoksulluğu, eğitim yoksunluğu, maddi yoksunluk demek” diye belirtti.
Nas, akşam saatlerinde halk pazarlarında arta kalan sebzeleri toplayan kadınlara dikkati çekerek, bunun yoksulluğun açık tarifi olduğunu belirtti.
GELİR DAĞILIMI
Yoksulluğun özellikle de kadın yoksulluğunun ülkenin birincil sorunlarından olması gerektiğini dile getiren Nas, devletin bu krizlere gözlerini kapatarak kaçamayacağını ifade etti. Nüfusun yarısından fazlasının iktidar eliyle yoksulluk çemberine hapsedildiğine işaret eden Nas, “Pandeminin cefasını çeken yoksul halktır. Siz hiç salgından dolayı ölen zengin gördünüz mü” diye sordu. Gelir dağılımının değişmesi gerektiğini vurgulayan Nas, kamu politikalarının yoksulluğu önleyici politikalar olması gerektiğini söyleyerek, buraya ciddi kaynak ayrılması gerektiğinin altını çizdi.
Nas, şöyle devam etti: “Türkiye’deki kaynaklar, patronlara, müteahhitlere aktarılırken, sıfır destekli kapanmalar insanlara ‘öl’ emri veriyor. Toplam kaynakları arttırmadan var olanı heba ederek, gelişmiş bir ülke olamazsınız. Her türlü yolsuzluğa ayrılan bütçeler gösteriyor ki, nerede bir yolsuzluk varsa orada yoksulluk vardır. Türkiye açık bir yolsuzluk ve yoksulluk örneğidir.”
MA / Berfin Karaman