TJA aktivisti Bilgin: Katıldığım eylemler ifade özgürlüğü kapsamındadır

  • kadın
  • 13:02 8 Haziran 2021
  • |
img
DİYARBAKIR - Tutuklu yargılanan TJA aktivisti Zelal Bilgin, yargılandığı davanın ilk duruşmasında katıldığı eylemlerin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirtti.  
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Zelal Bilgin'in "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Bilgin'in tutuklu bulunduğu Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi'nden Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldığı duruşmada, avukatları Sidar Gümüş ve Diyar Çetedir hazır bulundu. 
 
Daha önce hakkında açılan davaların görülen dosyayla birleştirildiği davanın duruşmasında savunma yapan Bilgin, Demokratik Toplum Kongresi'nde (DTK) Diyarbakır Eşsözcüsü olarak yer aldığını söyledi. KJA ve TJA içerisinde de aktif olarak kadına şiddete karşı, çocuk istismarının önlenmesine dönük çalışmalar yaptığını ifade etti. İçinde yer aldığı kurumların örgütle ilgisi olmayan kurumlar olduğunu dile getiren Bilgin, "Ben de bu kurumlar içerisinde faaliyet yürütürken herhangi bir silahlı illegal örgütle emir ve talimat almış değilim. Katıldığım eylemlerle ilgili ayrıntılı açıklamayı yazılı savunmamda yaptım. Katıldığım eylemlerin tamamı şiddetten uzak yasal eylemlerdir. Örgütlenme özgürlüğü kapsamında katıldığım faaliyetlerdir” diye konuştu.
 
'KRİMİNAL OLAYLARLA ALAKASI YOKTUR'
 
Gizli tanığın kendisi aleyhine verdiği beyanların doğru olmadığını ve verdiği bilgilere herkesin açık kaynaklardan ulaşabileceği bilgiler olduğunu işaret eden Bilgin, "Yaptığım eylem ve faaliyetler Anayasa ve uluslararası kanunlarla koruma altına alınmış ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü hakkı çerçevesinde katıldığım eylem ve faaliyetlerdir. Herhangi bir kriminal olayla da ilgisi alakası yoktur" ifadelerini kullandı.
 
'KARARTILACAK HERHANGİ BİR DELİL YOK'
 
İddia makamının Bilgin'in tutukluluğunun devamı yönünde görüş bildirdiği duruşmada savunma yapan Bilgin'in avukatı Sidar Gümüş, müvekkilinin 2018 yılında DTK dosyasıyla başlayan süreçten sonraki süreçte her dosya içerisinde hakkında soruşturma yapıldığını kaydetti. Müvekkilinin tutuklu bulunduğunu hatırlatan Gümüş, "Müvekkilim sağlık personelidir. Ödediği kredisi ve geçimini temin etmek zorunda olduğu ailesi vardır. Dolayısıyla sürekli tutuklanması kendisini mağdur etmektedir. Kaldı ki müvekkil ilk dosyadan tahliye edildikten sonra herhangi bir yere kaçmamış veya kaçma girişiminde bulunmamıştır. İddia makamına göre dosya tekemmül etmiştir. Dolayısıyla karartılacak herhangi bir delil de yoktur. Dosyanın esasına bakıldığında yalnızca gizli tanık beyanları vardır. Bu beyanlar da itibar edilebilir nitelikte değildir" şeklinde konuştu.
 
Gümüş, müvekkilinin tahliyesini talep etti.
 
'GİZLİ TANIK BEYANLARI SOYUTTUR'
 
Esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapmak için tevsii tahkikat talebinde bulunan Bilgin'in avukatlarından Diyar Çetedir, şunları söyledi: "Gizli tanık beyanlarının tamamı açık kaynak araştırmalardan edinilen bilgilerden oluşturulmuş soyut beyanlardan ibarettir. Müvekkilin katıldığı eylemlerle ilgili kendisi ayrıntılı savunmasını yapmakla birlikte eylemlerin hiçbirisi illegal bir süreçte gerçekleşmemiştir. Yasal zeminde başlayıp son bulmuştur. Yaptığı basın açıklamaları tamamen legal bir faaliyettir. Bu basın açıklamalarının bir benzeri devlet yetkililerince de yapılmıştır. Müvekkilim sabit ikametgâh sahibi olduğu yapılan teknik takipte de anlaşılmakta, herhangi bir kaçma veya delil karartma ihtimali söz konusu değildir. Bu nedenle müvekkilin tahliyesini talep ediyoruz."
 
TAHLİYE KARARI ÇIKMADI
 
Mahkeme, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle Bilgin'in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, avukatların savunmalarını hazırlamaları için süre verilmesi talebini kabul ederek, duruşmayı 2 Eylül'e erteledi.