Buldan: Adalet önünde kadına yönelmiş her türlü suçun hesabını soracağız

  • kadın
  • 19:37 15 Haziran 2021
  • |
img

ADANA - Adana'da kadınlarla bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların kazanımı olduğunu belirterek, "Sözleşmenin uygulanmadığı sürede yitirdiğimiz her kadının sorumlusu olarak hükümeti bileceğiz ve adalet önünde kadına yönelmiş her türlü suçun hesabını soracağız" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi'nin "Kadın yoksulluğuna hayır" buluşmaları kapsamında Adana'daki temasları için Şirin Park Otel'de Adana Kadın Platformu üyeleriyle bir araya geldi. Etkinlikte Buldan’a, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Menekşe Kızıldere, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ve partinin kadın yöneticileri eşlik etti.

Salona, "Kadına yoksulluğuna hayır" ve "Yaşasın kadın dayanışması" pankartı asılırken, kadınlar; "İstanbul Sözleşmesi bizimdir" yazılı maskeler taktı.

Açılış konuşmasını yapan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kampanyalarına dair bilgi vererek, "10 Şubat’ta ‘Kadınlar İçin Adalet’ kampanyası başlatmıştık. Kadınlar hayatın her alanında farklı türden bir adaletsizlikle yüz yüze kadınlar 2-3 katı daha fazla bu adaletsizlikle yüz yüze kalıyor. Bir de kadın yoksulluğunun yarattığı adaletsizlik var. 5 bölgede kadın yoksulluğuna ilişkin buluşmalar yaptık. Bu soruna nasıl çözüm bulacağımızı belirlemek için bu buluşmayı yaptık" dedi.

'BAŞARIYA HEP BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ'

Daha sonra HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan konuştu. Cezaevlerinde tutuklu bulunan kadınlara değinen Buldan, "Bugün fiziksel olarak aramızda bulunamasalar bile cezaevlerinde mücadelemize güç vermeye devam eden, yürüttükleri kadın mücadelesinin bedelini siyasi rehine olarak ödeyen yoldaşlarımız var. Çukurova’dan, memleketinden, başta sevgili Figen Yüksekdağ olmak üzere bütün kadın yoldaşlarımıza da en içten sevgi ve selamlarımızı iletiyorum. Ortak kadın mücadelemiz özgürlüğün kapısını mutlaka açacaktır. Bütün kadın yoldaşlarımızla alanlarda, meydanlarda büyük buluşmalar gerçekleştireceğiz, başarıya hep birlikte yürüyeceğiz. Bundan hiç kimsenin kaygısı ve kuşkusu olmasın" diye konuştu.

'İKTİDARIN YARATTIĞI ÇÜRÜMÜŞLÜK VAR'

"Kendisini bir kadın partisi olarak kabul eden ve bu tahayyülle siyaset yapan, örgütlenen HDP olarak ortak mücadeleye, ortak mücadelenin gücüne ve başarısına inanıyoruz" diyen Buldan, bu nedenle atölyede, fabrikada, tarlada, evlerde ve farklı platformlarda bütün kesimlerden kadınlarla bir araya gelerek, sorunlarının çözüm arayışını bulmaya çalıştıklarını söyledi. Buldan, "Ortak bir mücadelede güçlü bir kadın birlikteliğinin çabasını veriyoruz. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz ki bugün ülkenin içine çekildiği zifiri karanlığı aydınlatacak en büyük güç; kadınların örgütlü gücü ve mücadelesidir. Kadınların ferasetidir, kadınların cesaretidir. Evet, maalesef ki ülke şu anda ekonomiden sağlığa; hukuktan demokrasiye, eğitime siyasete, bütün alanlarda tam anlamıyla bir çöküşün içerisindedir. Tekçi, erkek, talancı bir düzenin bu ülkeye verebileceği tek şey kıyım, yıkım ve çöküş olabilirdi ve onu da gerçekleştirdiler. Nereye bakarsanız bakın bu iktidarın yarattığı çürümüşlüğün ağır kokusu her tarafta yaşamın her alanında hissedilmektedir. Bu, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden bir tanesidir. Maalesef ki her felakette olduğu gibi bu durumdan da yine en çok kadınlar etkilenmektedir. Tekçi, erkek, faşist iktidar kadınlar için daha fazla şiddet, daha fazla ölüm, daha fazla yıkım, daha fazla kadın yoksulluğu daha fazla emek sömürüsü üretmiştir" şeklinde konuştu.

'BİR AVUÇ RANT CEBİNİ DOLDURUYOR'

"Halkın yüzde 80’i açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır" diyen Buldan, kadınların emek sömürüsü ve yoksulluğun altında olağanca ağırlığıyla ezildiğini belirtti. Buldan, konuşmasını söyle sürdürdü: "Sadece Çukurova’ya bakalım. Kadınların emeği, kadınların alınteri ile bu bereketli topraklarda yok sayılıyor. Fabrikaların çarkları kadınların emeği ile dönüyor. Evde, tarlada, fabrikalarda, atölyelerde insan gücünün olduğu her yerde kadının muazzam emeği hayatı döndürmektedir. Fakat ne yazık ki bu devasa emek karşılığını bulmuyor. Kadınlar eşitsiz şartlarda, eşitsiz ücretlerle, güvencesiz bir şekilde kadınları açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden şartlarda çalışıyor. Kadın üretiyor tekçi erkek iktidar kazanıyor ve tüketiyor. Kadın çalışıyor tekçi erkek iktidar ve bir avuç erkek yandaşlarının cebi doluyor. Ne milli gelirden ne ülke bütçesinden kadınlara kaynak ayrılmazken ülkenin bütün kaynakları iktidarın bir avuç rant çevresinin yağmasına açıldı, açılmaya devam ediyor. İşte bakınız ülkenin kasası sayılan Merkez Bankasından 128 milyar doları erittiler. Bu ülkenin doğasını ve ekonomisini beşli çetelerinin yağmasına açtılar. Çiftçiyi, üretimi, emeği desteklemek için kurulmuş olan bir bankadan çiftçiye, öğrenciye fahiş oranlarda faizler, icralar uygulanırken tek bir adama, Demirören’e 750 milyon dolar peşkeş çekilmiştir.

KADINLARA KARŞI SALDIRI POZİSYONUNDALAR

Topraklarımız, ormanlarımız ve doğamız bu talancıların yağmasına açılmıştır. Her gün bunlar yağmalanmaya devam ediliyor. Peki ya kadınlar? Kadınlar için ülke bütçesinden hiçbir pay ayrılmazken aksine tekçi erkek iktidar, kadınlarla mücadele içerisine girmiştir. Tekçi erkek iktidar, siyaset alanında kadın siyaseti yürüten bizlerle, kadın mücadelesi yürüten kadın örgütleriyle; doğasını, bağını bahçesini, suyunu savunan kadınlarla; hakikati isteyen, adalet arayan kadınlarla mücadele halindedir. Kadınlara karşı saldırı pozisyonundadır. İşte bakınız İstanbul Sözleşmesi’nin, kadınların anayasası niteliğindeki uluslararası bir sözleşmenin tek bir adamın, tek bir imzasıyla feshedilmesi, İstanbul Sözleşmesinin savunan kadınlar hakkında erkek yargı tarafından davalar açılması bunun en açık ifadesi ve göstergesidir. Nedir İstanbul Sözleşmesi? Her kadın bunu iyi biliyor ama bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz. Cinsiyet eşitsizliğine karşı ve bunun bir sonucu olarak ortaya çıkan kadına yönelik her türlü suça karşı önleyici ve koruyucu mekanizmaları oluşturmak ve bu mekanizmaları etkin bir şekilde işletmeyi sağlamak. Özcesi kadını ölümden, şiddetten, sömürüden korumaktır İstanbul Sözleşmesi."

'HESAP SORACAĞIZ'

AKP döneminde kadın katliamlarının yüzde bin 400 oranında artığını aktaran Buldan, iktidarın mevcut tablonun bozulmaması için de her alanda kadınları hak kaybına uğratmak için çok büyük bir çaba sarf ettiğini dile getirdi. Buldan, "Ancak her zaman söyledik yine söylüyoruz. Kadınların elde ettiği hiçbir kazanım erkeklerin bize bir lütfu değildir. İstanbul Sözleşmesi de aynen böyledir! İstanbul Sözleşmesi gerek dünya kadınlarının gerekse bu ülkede yaşayan biz kadınların mücadelesi sonucu elde edilmiş bir kadın kazanımıdır ve bu kazanımımızı ne tek adamın ne de şürekâsının erkek insafına terk etmedik, terk etmeyeceğiz! İstanbul Sözleşmesi'nin her bir maddesi etkin bir şekilde uygulanıncaya dek mücadele etmeye devam edeceğiz ve bunu mutlaka ama mutlaka savunacağız, koruyacağız. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığı süre içerisinde yitirdiğimiz her kadının, kadınlara yönelik olarak gerçekleştirilen her türlü suçun faili olarak bu hükümeti bileceğiz ve adalet önünde kadına yönelmiş her türlü suçun hesabını soracağız, soruşturacağız. Bu da böyle bilinsin” dedi.

"İktidarın kadınlarla mücadelesi HDP’ye açılan kapatma davası ile de devam etmektedir" diyen Buldan, savaş, soygun ve mafya düzeninin son bulması için HDP'nin en büyük değişim gücü olduğunu vurgulayarak, "HDP demokrasi mücadelesidir, eşitlik mücadelesidir, barış mücadelesidir, adalet mücadelesidir! Çünkü HDP’siz siyaset kadınsız siyasettir, kadınsız parlamentodur, cinsiyet eşitsizliğinin derinleştirilmesidir. Emekçiden, kadınlara, Alevilere, Kürtlere, çiftçiye tüm ezilenlerin tasfiye edilmesi, güçsüz bırakılmasıdır. Sonuçta bu iktidar çok iyi biliyor ki HDP bu ülkede gerçek muhalefetin adıdır. Bu karanlığın karşısında temiz ve aydınlık bir alternatiftir. HDP gerçek bir çözüm ve değişim gücüdür. Bu nedenle en büyük mücadeleleri bizlere karşı, HDP’ye karşı; bu temelde tüm ezilenlere ve kadınlara karşıdır. Sevgili arkadaşlar; işte bu nedenle kadınlar başta olmak üzere tüm demokrasi güçleri HDP’ye yönelen bu hukuk dışı saldırılar karşısında HDP etrafında mutlaka ama mutlaka kenetlenmelidir. Biz kadınlar olarak siyaset gücümüz ve imkânımız olan HDP etrafında güçlerimizi birleştirmeye devam etmeli, HDP ile beraber aydınlık geleceğin inşasında yer almalıyız" ifadelerini kullandı.

'BİRLİK VE BERABER OLMA ZAMANI'

Buldan konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Tekçi, talancı, erkek ve mafya düzenine karşı kadınların tam da şimdi birlik ve beraber olma zamanıdır. Bu kirli düzeni değiştirmek, demokratik, eşitlikçi bir hukuk düzenini sağlamak biz kadınların ellerindedir. Bizim bunu sağlayacak gücümüz de var bunun gerçek olduğunu çok iyi biliyoruz. Bizim kurtuluşumuz kendi öz gücümüzdedir. Tekçi, erkek, faşist, mafya düzeni ile mücadele ederken yorulmayacağız, yılmayacağız ve yıkılmayacağız! Daha çok direneceğiz, daha çok güçleneceğiz ve ilk seçimlerde bu kirli düzeni biz kadınlar alaşağı edeceğiz. Bundan zerre kadar kuşkum yoktur hiç bir arkadaşımın da kuşkusu olmamalıdır. Ben bu duygu ve düşüncelerimle bir kez daha hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Şimdi biraz da sizleri dinlemek istiyorum birlikte nasıl büyüyebiliriz, nasıl büyüyebiliriz bunları konuşalım istiyorum. Tekrardan hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum."

Buldan'ın konuşması ardından buluşma basına kapalı olarak devam etti. HDP'nin Adana'daki 2 günlük temasları ise sona erdi.

Heyet yarın Hatay'da kadınlarla bir araya gelecek.