GİRESUN – Giresun’da düzenlenen İstanbul Sözleşmesi panelinde konuşan Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi aktivisti Ebru Yiğit, iktidarın faşist politikalar karşısında özne olan kadın hareketi ile irade savaşı verdiğini söyledi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Giresun Şubesi, Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım ve Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi Aktivisti Ebru Yiğit’in katılımıyla bir panel gerçekleştirdi. Eğitim Sen Giresun Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde salona, “Şiddeti cezasızlığı, şüpheli ölümleri kadın cinayetlerini durdurmak için İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” pankartı asıldı.
Açılış konuşmasını yapan Eğitim Sen Giresun Şube yöneticisi Neslihan Çıtlak, kadın erkek eşitliğinden yana bir dünya için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
‘HEDEF EŞİT YAŞAM’
Ardından konuşan Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım, İstanbul Sözleşmesi’nin eşitlik ve ayrımcılık konularını temel aldığını söyledi. Toplumda “eşcinselliğe yol açar”, “aile yapısın bozar” gibi söylemlerin gerçekliği yansıtmadığını belirten Yardım, “İstanbul Sözleşmesi AKP-MHP iktidarının yaratmak istediği toplum tam tersini anlatıyor. Bu sözleşmeden çekilmeden sonrasında istismar yasasını tartışmaya açtılar. Kadınların mücadelesi ile geri çekildi. Fakat yeniden gündeme getirmek istiyorlar. Aynı şekilde nafaka meselesi konuşuluyor. Eşitliğin olmadığı bir toplum yaratmak istiyorlar” dedi.
GREVİO RAPORUNA DİKKAT ÇEKİLDİ
GREVİO’dan da bahseden Yardım, kuruluşun sözleşmenin koşullarına uyulup uyulmadığını denetlediğini söyledi. GREVİO raporunda Türkiye’nin ciddi eleştirilere tutulduğunu aktaran Yardım, “Raporda özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde devam eden savaş ortamında kadınların daha fazla taciz ve tecavüze uğradığı belirtilir ve buna karşı önlem getiremediğinden ciddi bir eleştiri getirilmişti. Bu süreçten sonra sözleşme tartışmaya açıldı” diye konuştu.
‘HAREKET BÖLÜNMEK İSTENDİ’
AKP’nin ülkenin siyasi durumundan kaynaklı destek kaybetmesinden kaynaklı İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışı gündeme getirdiğini aktaran Ebru Yiğit ise, iktidarın bu amaçla toplumsal bir kutuplaşma yaratarak bir kutupta yer almayı hedeflediğini söyledi. Sözleşmeye yönelimin diğer nedeninin ise kadınlarda yükselen cins bilincinin devlet tarafından kontrol edilmesi gerekliliği olduğunu dile getiren Yiğit, “Bu nedenle AKP’nin taraftarı olan erkekler peş peşe sözleşmeden neden çekilmek gerektiğini belirten paylaşımlar yaptı. Makbul kadın-makbul olmayan kadınlar ayrımı yapılmak istendi. Bütün amaçları erkek egemen politikaların karşısında irade birliği oluşturan kadın hareketini bölmekti” ifadelerini kullandı.
‘KADINLARLA İRADE SAVAŞI VERİLİYOR’
AKP’nin kendi içerisinden sözleşmeye sahip çıkan kadınları bile ezdiğini aktaran Yiğit, bu hamlenin kadınların iradesini kıracak bir hamle olmadığını söyledi. Kadınların dinmeyen bir toplumsal muhalefet hareketi olarak hep tepkisini koyduğunu kaydeden Yiğit, “AKP’nin faşist politikalarının karşısında sindiremediği bir özne olarak iktidarın iradesini kıran bir özneye dönüştü. Dolayısıyla AKP’nin sözleşmeye bu kadar saldırmasının tek sebebi kadın düşmanı olması değil. Düpedüz bir irade savaşı vermesidir. Asıl sorun bu ülkede tarihsel olarak kadınların bu kadar büyük bir özne olmasıydı. O yüzden bu gerçekliği anlamak ve bu gerçeklik üzerinden 1 Temmuz’a hazırlanmak gerekiyor” dedi.
‘ÖLMEK İSTEMİYORUZ’
“Kadın cinsi olarak bir saat ya da birgün hayatı durdurduğumuz anda, toplumsal yaşamda artık bir şeyler eskisi gibi gitmeyecek” diyen Yiğit, “Bunun çok büyük bir şeyde değil, ölmek istemiyoruz talebine yönelik bir öfkedir. Yani çok insani bir öfke. Başka bir şey istemiyoruz. Ölmek istemiyoruz talebimizin toplumda bir karşılık aldığını göstermiş olacağız” diye konuştu.