İSTANBUL - Feminist avukat Diren Cevahir Şen, 4’üncü Yargı Paketi’nde boşanan eşe karşı işlenen suçlarda ceza arttırımına gidilmesinin kadınları korumadığını belirterek, “Bu düzenlemede sadece akrabalık bağı gözetilmiş. Burada iktidarın muhafazakar, islami bakışı devreye geriyor” dedi.
AKP’nin Meclis’e sunduğu “4’üncü Yarı Paketi” olarak bilinen “Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin Meclis Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeleri bugün başlıyor. Yargı paketinde, boşanmış eşe karşı işlenen “kasten öldürme”, “kasten yaralama”, “eziyet”, “zorla alıkoyma” suçları da eşe karşı işlenen suçlarda olduğu gibi nitelikli suç kapsamına alınıyor ve cezası ağırlaştırılıyor. Ayrıca yargı paketi teklifi; "terör", “soykırım”, “insanlığa karşı suçlar”, “kasten öldürme”, “çocuğun cinsel istismarı”nın da aralarında bulunduğu "katalog suçlar"dan tutuklamada "somut delil" aranması koşulunu da getiriyor.
4 MADDEDE DÜZENLEME
Teklifte kadına karşı şiddet eylemlerinin önlenmesi amacıyla Ceza Kanununun dört maddesinde düzenleme yapılıyor. Bunlardan birincisi TCK’nin 82’nci maddesi ile düzenlenen “kasten öldürme” suçu ile ilgili. TCK’nin ilgili maddesinde kasten öldürme suçu “üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı” işlendiğinde fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılıyor. Madde de yapılan düzenleme ile fail bu suçu boşanmış eşe karşı işlediğinde de aynı hükümle cezalandırılacak.
KASTEN YARALAMA
TCK’nin 86’ncı maddesi ise kasten yaralama suçu ile ilgili düzenlemeyi içeriyor. Mevcut düzenlemede kasten yaralama suçu işlendiğinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası veriliyor. Bu suç “üstsoya, altsoya eşe veya kardeşe karşı” işlendiğinde ise şikayet aranmaksızın verilecek ceza yarı oranında arttırılıyor. Getirilecek yeni düzenleme ile “üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı” ibaresine boşanmış eşte eklendi.
EZİYET SUÇU
Teklifte eziyet suçuna dair düzenleme de yer alıyor. TCK’nin mevcut 96’ncı maddesinde eziyet suçunu işleyen fail, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor. Mevcut düzenlemede bu suçu, “üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı” işlendiğinde suç 3 yıldan 8 yıla kadar arttırılıyor. Teklife boşanmış eşe karşı suçlar da dahil edildi.
HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA
TCK’nin kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile ilgili mevcut 109’uncu maddesine göre, bu suçu işleyen kişi bir yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Mevcut madde de yer alan “üstsoy, altsoy veya eşe karşı” ibaresine boşanmış eş ifadesi de eklendi.
SÖZLEŞMEDEN NEDEN ÇIKILDI?
Kadına yönelik şiddette AKP’nin şiddeti “önlemeyi” amaçladığı düzenlemeyi Feminist avukat Diren Cevahir Şen değerlendirdi. Şen, iktidarın kadına dönük şiddeti önleme niyetinde olmadığını, bu düzenlemenin gündem değiştirmek amacıyla getirildiğini söyledi. Şen, iktidarın bu konuda samimi olmadığının göstergesinin kadınların hayatlarını güvence altına alan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek olduğunu belirterek, “Herhangi bir yargı reformu ile kadınların hayatlarını kurtarmak gibi bir dertleri varsa neden İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar? İktidarın hedef gösterdiği İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ile beraber erkek şiddetinin bilinçli ve koordineli bir şekilde arttığını görüyoruz. Kadınlara şiddet uygulayan erkekler aslında herhangi bir tehlike içinde olmayacaklarını, hukuki ve cezai bir yaptırımla karşılaşmayacaklarını biliyorlar” dedi.
KADINLARI KİM KORUYACAK?
Şen, hem İstanbul Sözleşmesi’nin hem de 6284 sayılı kanunun kadınlara dönük sadece boşandıkları erkeler tarafından değil, tüm erkekler tarafından maruz kaldıkları ve kalacakları şiddeti önleme mekanizması olduğunu hatırlattı. Ancak yeni düzenlemede “üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı” ibaresine “boşanan eş” ibaresinin de eklenmesinin ayrımcı olduğunu ifade Şen, “Erkek şiddetti erkek şiddetidir. Bir kadın sevgilisi, ayrıldığı ya da flört ettiği ya da sokakta herhangi bir erkek tarafından şiddete uğradığında, bu kadınları kim koruyacak? Böyle mi koruyacaklar? Kadınlar potansiyel olarak her erkeğin saldırısı altında. Kadın olarak sokakta var olmak şiddete açık hale gelmek demektir. Çünkü kadınlar şiddete açık hale getirilmişlerdir” diye belirtti.
TÜM ERKEKLERİ KAPSAMALI
Şen, bu nedenle cezaların, bütün kadınlara karşı işlenen suçlar bakımından ve bütün erkeklerin işlemesi bakımından ayrımsız uygulanması gerektiğini vurguladı. Yeni düzenlemede sadece akrabalık bağının gözetildiğine vurgu yapan Şen, “İktidarın muhafazakar, islami bakışı devreye geriyor. Geleneksel bakış var. Kadını aile içine hapseden bir bakış var. ‘Kadının yeri ailedir, kadın için ailenin dışında bir hayat yok ama aile içinde de bir hayat yok. Aile içinde uğradığı şiddette muhatap biziz. Diğeri ile onu baş başa bırakıyoruz’ diyor. Diğeri ‘onun suçudur’ diyor. Bu düzenleme ile ‘Elin adamları ile ne işi var’ diyor. Yani burada şiddetin failini değil, yine kadını suçlayan bir bakış açısı var” ifadelerini kullandı.
MA / Diren Yurtsever