İSTANBUL - Taksim’de bir araya gelerek, kazanılmış hiçbir haklarından vazgeçmeyeceklerini bir kez daha ilan eden kadınların Cumhurbaşkanı’na da selamı var: “Bu ışıltılı sokakları sen seçtin Tayyipp!”
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırıldığı 1 Temmuz, yaşam haklarını savunan kadınların direniş tarihi olarak kayıtlara geçti. Günler öncesinden hazırlıkları başlatılan buluşma noktalarının en önemlisi olan İstanbul’dan yetkililere “Artık size huzur yok” mesajı verildi. Buluşmaya saatler kala polis ablukasına yabancı olmayan kadınlar, barikatların ne yürüyüşlerini ne de kararlılıklarını engelleyemeyeceğini bir kez daha ilan etti. Eylem alanına (Taksim Tünel) ilerlerken, gözümüze çarpan polis ablukası tereddüt ettirmedi değil. “Barikatlar katılımı etkiler mi?” sorusuyla girdiğimiz alanda ise haklılığın vermiş olduğu kararlılıkla karşılaştık. Gruplar halinde birbiriyle sohbet eden kadınların arasına karışarak, mikrofon uzattık.
Sokağa çıkma nedenlerini anlatan kadınlar, bundan sonraki sürece ilişkin şunları aktardı:
LÜTUF DEĞİL KAZANIM
Seray Mertoğlu: İstanbul Sözleşmesi kimsenin lütfu değil, mücadeleyle kazanılan bir sözleşme. Sözleşme varken de kadınlar ölüyordu, yürürlüğe konulmuyordu. Ama bir gece yarısı tek adam tarafından kaldırıldı diye susacak değiliz. Bunun için mücadelemiz devam edecek. Dün nasıl mücadeleyle bu sözleşmeyi kazandıysak, tekrar mücadelemize devam edeceğiz. Mücadeleyle gasp edilen haklarımızı tekrar alacağımıza inanıyoruz. Ve bundan sonra hayat böyle devam edecek, kusura bakmasınlar hayatlarımızı gasp edemezler. Bizleri eve hapsedemezler. Aile denen kurumu korumak istiyorlar. Biz aile denen kurumun içerisinde hapis olmayacağız. Eşitlik ve özgürlük için mücadelemize devam edeceğiz.
KORKU DUVARLARI YIKILIYOR
Lütfiye Bozdağ: İktidar tamamen güvenini yitirmiş durumda. Yalan söylemeye devam ediyor. Sözleşme kadınları koruyan bir sözleşme. Kadına şiddet, çocuğa şiddet, cinsel istismar her geçen gün artarak devam ediyor. Erkek egemen zihniyet failleri koruyarak, kadınları daha çok mağdur ediyor. Bu cinayetlerin artacağını düşünüyorum. Bu sözleşmeden çıkılsa da çıkılmasa da, kadınlar sokaklara çıkıp mücadelesine devam edecek. Biliyorsunuz ki 12 Eylül’den sonra da ilk kadınlar korku duvarını yıkmıştı. Eşi, babası, yakını cezaevinde olan kadınlar sokaklara çıkıp haklarını aramıştı ve birçok kazanım elde etmişti. Buda böyle olacak, hep böyle olacak. Biz buradayız, kadınlar burada. Kadınlar olarak birbirimizi koruyacağız. Bunu toplumsal kitleye yayarak daha da etkili hale getireceğiz.
Kadınlar bu ülkede korku duvarlarını yıkacaklar. Buradaki kalabalık kitle, topluma cesaret verecek. “Temiz siyaset” için “temiz toplum” için de kitleler sokaklara çıkacak. Kadınlar da bunun öncülüğünü yapacak, buna çok inanıyorum. Bunun için buradayım.
ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ
Hanım Candan: Özgür olmak istiyoruz. Çünkü kadınlar öldürülüyor. Sokakta rahat yürüyemiyoruz. Daha dün bir tanesi şort giydiği için taciz edildi. Hiçbir şekilde pes etmiyoruz. Kadınlar özgür olana kadar bu mücadele devam edecek.
SOKAKLAR TERK EDİLMEYECEK
Evren Altınel: Mücadelemiz kime karşı neye karşı belli. Her zaman için ezilenlerin, hakları yenenlerin hayatı tehdit edilenlerin emeği sömürülenlerin hepsi birlikte mücadele edeceği bir alan bu. Mücadelelerin birbirinden ayırt edileceğini düşünmüyorum. Onun için görevimiz buralarda olmak. Mücadele buraları çoğaltmak, buraları kalabalıklaştırmaktır. Her şey için bu böyle. Biraz daha buralarda kalabalıklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Erkek ve kadın arasında düşünürsek, kas gücü anlamında fark olabilir. Onlar yalnız bunun üstünlüğünü kullanabiliyorlar. Bunun dışında kadınlar bir maratoncu gibidir. Her zaman daha dayanıklı ve dirençliler. Hiçbir zaman vazgeçmeyecekleri de kesin. O yüzden bu mücadele sürecek, gözdağı falan fark etmez.
ÇÖZÜM DAYANIŞMA
Soyismini kullanmak istemeyen Aslı: Kadınlar tüm farklılıklarıyla bir araya gelerek, özgürlükleri için mücadele ediyor. Tarihten biliyoruz ki kadın mücadelesi bütün mücadelelerin önünde yer alıyor. Sokaklarda bulunmasak, kimse haklarımızı savunmaz. Yaşam haklarımızı savunmak için buradayız ve İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması kararını tanımıyoruz. Bugün sözleşmeyi korumak için geldik. Bir mücadeleyi kazanmak için örgütlenmek gerekiyor, kadınların yan yana gelmesi gerekiyor. Bundan başka bir çözüm yok.
YENİ BAŞLIYOR
Eftelya Koyuncu: Mücadele bizim açımızdan bitmiş değil. Biz sözleşmeyi mücadeleyle kazandık. Mücadeleyle de savunacağız. Haklarımızı savunacağız ve AKP’ye teslim etmeyeceğiz. Karanlığa teslim olmayacağız. Kadınlar her zaman sokaklarda, asla evlere hapsedemeyecekler. Kadınların mücadelesi asıl şimdi başlıyor.
SAVAŞ İLANI
Hivda Seren: Kadınlara karşı açılmış bir savaş olduğunu düşünüyorum. İktidar sözleşmeden çekilerek, kadınların şiddete maruz kalmasını ve katledilmesini meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu ülkede her gün en az 5 kadın katlediliyor. Dolayısıyla bizde ‘hayatlarımız sizin umurunuzda değilse, biz de sizin hayatınızı işlevsiz kılarız’ diyoruz. ‘Hayatı durdururuz’ diyerek buraya geldik. Bu yüzden isyanımızı alıp geldik. Hayatlarımızdan ve haklarımızdan hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz. Bugün AKP-MHP iktidarı politik İslamcı faşist bir nesil yaratmak istiyor. Biz bu nesilden olmayacağız. Kadın üniversitesi de kurmak istiyorlar. Buna karşı da duracağız. Sözleşmeyi yürürlükten kaldırma kararı bizim için yok hükmündedir. Onlar bizi savunmuyorsa biz birbirimizi savunuruz. Bunun için özsavunma mekanizmalarımızı inşa edeceğiz.