ANKARA - İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kalkması kararını tanımadıklarını belirten kadınlar, sokakta ve Meclis'te sözlerini söylemeye devam edeceklerini belirterek, "1 Temmuz bizim için son değildi, mücadele devam edecek" dedi.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararıyla çekildi. Resmi Gazetede yayınlanan karara göre sözleşme 1 Temmuz itibariyle yürürlükten kalktı.
Sözleşmeden vazgeçmeyen kadınlar sokakta, Meclis’te, kampüslerde mücadeleye devam ediyor. 1 Temmuz’da bir kez daha sokakları dolduran kadınlar sözleşmeden vazgeçilmediklerini haykırdı. Meclis’teki muhalefet partileri ise İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının geri alınmaması nedeniyle “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu”ndan çekildi.
Komisyon üyesi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ve İstanbul Sözleşmesi Ankara Kampanya Grubu üyesi Yağmur Alaz Gülveren, yürütecekleri mücadeleye dair değerlendirmelerde bulundu.
TEPKİLERE KARŞI KOMİSYON
Komisyonun, sözleşmeden çekilme kararının tartışıldığı bir ortamda kurulduğunu hatırlatan Semra Güzel, kadınların sokakta mücadele ettiği bir dönemde tepkilerin önüne geçmek amacıyla kurulduğunu belirterek, "Komisyonun kurulmasından 11 gün sonra Türkiye, Cumhurbaşkanı kararıyla sözleşmeden çekildi. Kadın Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) bünyesinde kurulan İstanbul Sözleşmesi alt komisyonu, her ne kadar raporu yayınlanmasa da iyi çalışmalar yaptı. Kadına yönelik şiddetin nasıl önleneceği bu komisyonda daha önce zaten konuşulmuştu. Yine sözleşmenin şiddetin önüne geçebilecek en kapsamlı sözleşme olduğu tespiti yapılmıştı” dedi.
6284’Ü HEDEF ALDILAR
Komisyonda oldukları süre boyunca katılan bakanlıkların, bürokratların ve resmi kurum temsilcilerinin şiddeti önlemeye ilişkin hiçbir eksik yokmuş gibi sunumlar yaptığına dikkati çeken Güzel, “Birçok katılımcı da İstanbul Sözleşmesi’ni ve kadın kazanımlarını hedef alan söylemler kurdu. 6284’u dahi hedef aldılar, yeniden düzenlenmesi yönünde söylemler kurdular. Yine nafaka hakkında karşı çıkan, çocuk istismarının önünü açan kimi söylemler oldu. Şiddeti, sadece aile içinde yaşanıyormuş gibi yansıtan ve kadını değil aileyi koruyan söylemler kuruldu. Komisyonda olduğumuz süre boyunca bu söylemlerin hepsine muhalefet ettik” ifadelerini kullandı.
KOMİSYON ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRDI
Komisyonda İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından vazgeçilmesi gerektiğini dile getirdiklerini aktaran Güzel, “Komisyon artık bundan sonra kadına yönelik şiddeti önleme değil, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırma komisyonuna dönüştü. Biz de bu nedenle çekildik” dedi. Danıştay’ın sözleşmeden çekilme kararı sonrası açılan davalara dair verdiği, “yürütmeyi durdurma talebine ret” kararını da anımsatan Güzel, “Bu karar aslında yargının, devlet ile işbirliği yaptığını bir kez daha göstermiş oldu. Hak temelli sözleşmelerde karar verme yetkisi Cumhurbaşkanı’na ait değil. Danıştay aldığı kararla bu kuralı çiğnedi” diye belirtti.
KARARI TANIMIYORUZ
Sokakta kazandıkları hakları için mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Güzel, son olarak şunları dile getirdi: “Hukuki süreci sonuna kadar devam ettireceğiz. Kararı tanımıyoruz, bu nedenle alanlarda olmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
KENDİMİZİ KORUYACAĞIZ
İstanbul Sözleşmesi Ankara Kampanya Grubu'ndan Yağmur Alaz Gülveren ise, sözleşmenin imzalandığı günden bu yana etkin uygulanmadığı için şiddetin arttığını dile getiren budan sonra da daha fazla artacağını ifade etti. Kadınlar olarak birbirlerini koruyacaklarını söyleyen Gülveren, "Çünkü belli ki kimse bizi korumayacak. Biz kendimizi koruyacağız” dedi.
1 TEMMUZ SON DEĞİL
Sokağı terk etmeyeceklerini ifade eden Gülveren, “Yıllardır uygulansın diye sokaktaydık. Şimdi de sokaklarda savunmaya devam edeceğiz. Sözleşmeden daha vazgeçmedik. 6284 hala yürürlükte onun etkin uygulanması için çalışmaya devam edeceğiz. Kendi hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Sözleşmeyi kendi aramızda uygulayabileceğimiz bir ortam var. Kadın örgütleri şuan parça parça mücadele etme yerine beraber mücadele etmeyi seçti. Birlikte olmak çok önemli. Asıl şimdi birlikte olmamız gerekiyor, çünkü bizi koruyan hiçbir şey kalmadı. Artık hukukun gereklilikleri de uygulanmıyor” ifadelerini kullandı.
Kazanımlarını sokakta savunmaya devam edeceklerini dile getiren Gülveren, “Başka bir yolumuz yok. Kendi aramızda sözleşmeyi kendi içimizde nasıl uygulatacağımıza yönelik konuşuyoruz. İstanbul Sözleşmesi Kampanya Grubu çalışmaları da devam edecek. 1 Temmuz bizim için son değildi, mücadele devam edecek” diye konuştu.