İSTANBUL - Yeldana Kaharman’ın şüpheli ölümünde adı geçen ve tüm iddiaların odağındaki AKP’li Tolga Ağar’ın hakkında şikayette bulunduğu Tuba Torun, eril, tehditkar dille güç göstergesi yapıldığını söyledi.
Elazığ'da 28 Mart 2019 tarihinde evinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren gazeteci Yeldana Kaharman'ın ölümü devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker’in itiraflarıyla bir kez daha gündeme geldi. Yeldana’nın şüpheli ölümüyle ilgili ise eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın oğlu AKP Milletvekili Tolga Ağar’a işaret edildi.
Peker’in itiraflarına rağmen hakkında herhangi bir işlem başlatılmayan Tolga Ağar, CHP PM üyesi avukat Tuba Torun hakkında Kaharman’ın şüpheli ölümüne ilişkin yorumları gerekçesiyle şikâyette bulundu. Şikayet dilekçesinde Torun’u hedef gösteren ve bir çok “örgütle” bağlantısı olduğunu öne süren Ağar, “O deliller gelecek! Yok öyle ekranlarda insanların şerefleriyle oynamak” tarzında tehdit içerikli ifadeler kullandı.
Hakkındaki şikayet ve Ağar’ın tehditkar üslubuna ilişkin Torun ile görüştük.
KAHARMAN DOSYASI
Kaharman soruşturması etkin yürütülmediği için dosyaya müdahil olmak istediklerini ve bu bağlamda Elazığ’da araştırma yaptıklarını belirten Torun, “Dosyaya bakmak istediğimizde ortada olmadığını yani takipsizlik verilip kapatıldığını, dosyada yer alan adli top raporunun bize gösterilmediğini gördük. Dolayısıyla bizde bu araştırmamızı anlattık. Kaharman’ın ölümünden önce şikayet dilekçesi verdiğini daha doğrusu karakola gidip şikayette bulunduğunu, bunu da haber kaynaklarından edindiğimizi dile getirdik. Olan biteni böyle özetledik. Sonuçta ortada bir dosya var. Bir soruşturma dosyasının olduğu ve intiharla tespit edilerek kapatıldığı kendi şikayet dilekçelerinde de belirtilmiş. Fakat bu Tolga Ağar hakkında mı yoksa genel bir soruşturma mı buna ilişkin net bir durum yok çünkü dosyayı göremiyoruz. Tolga Ağar da bu konuda açıklama yapmadı.
Aldığımız duyumlardan Kaharman’ın böyle bir şikayetinin olduğunu ve ortada da böyle bir dosya olduğunu anlattığımızda da şikayet ediliyoruz. Efendim işte Tolga Ağar hakkında şüpheli olarak açılmış hiçbir şikayet dosyası bulunmadığı ama benim kendisi hakkında bir soruşturma dosyası olduğu iddiasında olduğumu ileri sürmüşler. Ve buradan da iftira attığımı ileri sürmüşler. Ama iftira dediğiniz suç, ön koşula bağlı bir suçtur. Öncelikle bir soruşturma yapılmalı, o kişinin aklanması gerekmeli. Ve ondan sonra bulunduğunuz iddia, iftira olarak değerlendirilmelidir. Ortada zaten Tolga Ağar ile ilgili bir ön koşul durumu yok. Bununla ilgili bir açıklamada yok. O yüzden iftira denilemez. İftira dedikleri şey; ‘Tolga Ağar hakkında böyle bir soruşturma dosyası yok’ demeleri. Savcılığa ifademizi vereceğiz” dedi.
GÜÇ GÖSTERGESİ
Şikayet dilekçesinin diline de dikkat çeken Torun, şunları söyledi: “Bulundukları suçlamanın unsurlarını yerine getirmeyen bir şikayette bulunmuşlar. Ayrıca dilekçenin dili son derece tehditkar. Adeta savcıya talimat verircesine ‘o deliller gelecek’ şeklinde bir beyanda bulunmuşlar. Bu ne hukuki bir dile, ne de usule yakışır. O yüzden hem usule hem hukuki dile yakışmayan bir beyanatta bulunmuşlar. Burada milletvekilli olan Tolga Ağar’ın kendisi insanların kafasındaki soru işaretlerini gidermesi gereken. Neticede kendisinin çalışanıydı Kaharman. Bununla ilgili kamuoyu hiçbir şekilde bilgilendirilmedi. Ve kamuoyunun kafasında birçok soru işareti var hala. Tolga Ağar’ın kendisinin açıklamada bulunup, her türlü eleştiriye de katlanması gerekirken, bizim duyumlar üzerinden verdiğimiz bilgilendirme, yaptığımız yorumlar üzerinden adeta bir güç göstergesi yapmışlar. Kabul edilebilir değil. Bence adilde değil. Hakkaniyete de, hukuka da aykırı olduğunu düşünüyorum. Burada da bir eril dil kullanımını görüyoruz. Avukat, neticede temsilen orda. Temsilen bir şikayet dilekçesi vermiş ama bir avukat olarak bu dile dikkat etmesi gerekirdi. Ve bu dilde dediğim gibi tehditkar ve son derece eril. Nedense eril tarafı eleştirdiğimizde şikayet ediliyoruz.”