HABER MERKEZİ - EŞİK, 16 Mayıs-15 Haziran 2021 tarihlerini kapsayan 9’uncu TBMM İzleme Raporu’nu açıkladı. Raporda, 22 grup toplantısında kadının adının geçmediğine dikkat çekildi.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 16 Mayıs -15 Haziran tarihlerini içeren “9’uncu TBMM İzleme Raporu”nu açıkladı. Raporda, “Sadece İstanbul Sözleşmesi değil, toplumun yarısını oluşturan kadınlara karşı şiddet, kadın cinayetleri, kadınların yaşadığı hak ihlalleri, sorunlar ve bunlara ilişkin çözüm önerileri, Meclis gündemine önemiyle orantılı bir şekilde yansımadı” vurgusu yapıldı.
22 TOPLANTIDA KADININ ADI YOK
Raporda, İstanbul Sözleşmesi için siyasi partilerin Danıştay başvurularına da değinilerek, “Sözleşmeden çıkış kararını idari yargıya taşıyan siyasi partiler, davayı takip görevini de kadınlara, kadın milletvekillerine ve partilerinin kadın birimlerine bıraktılar. Açtıkları davanın takipçisi olduklarına dair parlamento çatısı altında herhangi bir açıklama dahi yapmadılar. Rapora konu olan son bir ay içinde gerçekleşen 22 grup toplantısının hiçbirinde bırakın İstanbul Sözleşmesi’ni, yargı sürecini, tek bir kadın kelimesi bile geçmedi. Oysa ülkede kadınlar ayaktaydı, bağırıyordu; ama o sesler grup toplantı salonlarının duvarlarını aşamadı” eleştirisi yöneltildi.
AKP’Lİ VEKİLLERE ELEŞTİRİ
Raporda, genel kurul görüşmeleri sırasında yalnızca üç AKP milletvekilinin kadının adını andığını, ancak onların da küçük düşürücü, cinsiyetçi ve kutuplaştırıcı ifadeler kullandıkları belirtilerek AKP’li vekillere ilişkin şunlar sıralandı: “Bir başka AKP’li kadın milletvekili İstanbul Sözleşmesi’ni hukuksuz kararıyla tek taraflı fesih yoluna giden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın hakları konusunda devrim niteliğinde iyileştirmeler yaptığına dair fikir beyan etti. Ayrıca bir parkta başörtülü bir akademisyene yönelik nefret söylemini ve ayrımcı saldırıyı kınadı ancak ülkedeki siyasal ve toplumsal kutuplaşmanın tüm sorumluluğunu bu tip ayrımcılıklara mal etmekten de çekinmedi. Bir AKP’li erkek vekil de yine olayı dile getirirken tüm kadın örgütlerini ve feministleri ‘başörtülü kadına yapılan saldırıya karşı sessiz kalmakla suçlayıp haksız yere itham etti.”
YARGI SÜRECİ TAMAMLANMADI
İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili yargı aşamasının henüz tamamlanmadığının belirtildiği raporda, “Danıştay sadece İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in davası için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararın üçte iki çoğunlukla verilmesi; karardaki iki karşı oy yazısının, sözleşmeden çıkışın Anayasa’ya açıkça aykırılığını vurgulaması hukuki sürecin henüz tamamlanmadığını gösteriyor. Kaldı ki hukuken yok hükmünde olan bu çıkış girişimine karşı sözleşmenin tüm hükümleriyle topluma anlatılması ve hayatın içinde uygulanabilmesi için muhalefet partilerine büyük görevler düşüyor. Kısacası, Meclis’in sözleşmeye ilişkin sorumluğu da devam ediyor” denildi.
Raporun devamında şu ifadelere yer verildi:
"TBMM Şiddet Komisyonu, tek belirleyicisinin iktidar bloğu olduğu kuruluş ve işleyiş süreci ile TBMM’nin işlevsizleştirilmesi ve devre dışı bırakılması sürecinin somut örneklerinden biri oldu. EŞİK olarak TBMM komisyonu kurulduğunda ‘Bu kaçıncı komisyon’ diye sormuştuk. Kadına karşı şiddeti ‘ayı geni’ ile açıklamaya çalışan, çok eşliliği savunan, 15 yaşında çocukların evlenmesinin insan hakları arasında olduğunu iddia eden, 6284 sayılı kanunun kaldırılmasını talep edenlerin, kadın örgütlerini ve LGBTİ+’ları manşetleriyle hedefe koyan medya kuruluşlarının komisyona davet edilip dinlenmesi, komisyonun ciddiyetsiz ve bilimsellikten uzak yaklaşımını gözler önüne sermişti. Bu nedenlerle, işlevini yerine getirmeyen komisyondan CHP, İyi Parti ve HDP’li üyeler çekildiler; komisyona davet edilen birçok kadın örgütü komisyonun bu tutumunu eleştirdi ve birçok kadın örgütü de komisyon çalışmalarına katılmadı.
TECAVÜZ FAİLLERİNE ‘AF’ TEHLİKESİ
Öte yandan AKP, çocuk istismarcılarına af getirilmesi için hem TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu’nda, hem de Adalet Komisyonu’nda yeni girişimlerde bulundu. Şimdilik muhalefet partilerinin itirazı nedeniyle TBMM gündemine getirilmese de 2016 ve 2020 yıllarında denendiği gibi bir gece yarısı bu affın gündeme getirilmesi tehlikesi sürüyor. Ayrıca TBMM genel kuruluna sevk edilen 4. Yargı Paketi ile katalog suçlarda tutukluluk için ‘somut delil’ aranması kriteri getirilmek isteniyor. Katalog suçlar arasında yer alan çocuk cinsel istismarı ve tecavüz suçlarında da aranacak olan ‘somut delil’ kriteri, bu suçlar nedeniyle bundan böyle tutuklanmama ve cezasızlık algısı yaratma tehlikesi taşıyor."
Raporda “Kadınlar olarak süreci yakından izliyoruz. Çocuk istismarcılarına af, istismarcı ve tecavüzcülere ‘somut delil’ yoksa cezasızlık girişimlerine karşı çıkıyor ve hatırlatıyoruz” denilerek şunlar sıralandı:
"* 22 grup toplantısının herhangi birinde kadına dair tek kelime geçmedi.
* 68 kanun teklifinden sadece 3’ü toplumsal cinsiyet eşitliğine dairdi
* 124 Meclis Araştırma Önergesinden sadece 5’inde kadının adı vardı.
* Bin 567 soru önergesinden sadece 50’si kadınların yaşadığı sorunlarla ilgiliydi, yalnızca 3’ünde İstanbul Sözleşmesi geçti.
* 154 basın toplantısından sadece 7’sinde kadına karşı şiddet ve İstanbul Sözleşmesi’nden söz edildi."