İSTANBUL - Urfa'dan geldikleri Kocaeli'de zorlu şartlar altında çalışan mevsimlik tarım işçileri, emeklerinin karşılığını alamadıklarını ancak başka alternatiflerinin olmadığını söyledi.
Her yıl Mart ayıyla birlikte bölge kentlerinden binlerce tarım işçisi, Adana, Mersin, Aydın, Kocaeli, Ordu ve Sakarya’nın yolunu tutuyor. Bir yandan ırkçı saldırılara maruz kalan işçiler, diğer yandan zorlu yaşam şartlarına karşı mücadele ediyor. Kentlerinden uzaklaşan işçiler, ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için metruk evlerde ve barakalarda yaşamak zorunda kalıyor.
Sağlık açısından hijyenik olmayan bu yerlerde yaşayan işçiler, sabah saat 07.00’da uyanıp, akşam saat 18.00’a kadar çalışıyor. İşçiler, bu yorucu çalışma saatleri rağmen emeklerinin karşılığını alamayan işçiler, gündelik 120 TL ücret alıyor.
METRUK OKUL
Urfa’nın Viranşehir ilçesinden Kocaeli Kandıra ilçesine gelen 16 kişilik mevsimlik işçi grubu da zorlu şartlarda çalışıp yaşamını sürdürüyor. Yerinde ziyaret ettiğimiz işçiler, terk edilmiş, kapıları, pencereleri ve tuvaletleri dahi kullanılmayan metruk bir okulda yaşıyor. Kötü koşullardan dolayı bulundukları yeri fotoğraflamamızı istemeyen işçilerin kaldığı okulun kapısı, perdeyle kapatılmış durumda.
YEMEK TARLADA
Sabah 07.00’da iş başı yapmak için bir saat erken uyanan işçiler, çalışacakları fındık tarlasında kahvaltı, öğle yemeğini yapmak için memleketlerinden getirdikleri gıda malzemelerini paketleyip, traktörle tarlaya yol alıyor. Yarım saat yol alan işçiler, daha sonra tarlaya varıyor. Yaşam malzemelerini fındık ağaçlarının bulunduğu gölgelik bir yere bırakarak, iş başı yapan işçiler, ağaçlardan fındık topluyor. Fındıklar daha sonra traktöre dolduruluyor.
İŞÇİLERİN GÜNDEMİ
Tarlada saat 09.00’a kadar bu şekilde çalışan işçilerin kahvaltı hazırlığı başlıyor. Topladıkları çalı çırpıyla hazırlıklarını sürdüren işçiler, gruplar halinde yere serdikleri brandaların üstünde kahvaltı yapıyor. Kahvaltı sırasında ise geldikleri kentlerde yaşanan gelişmeler ve ülke gündemini konuşuyor. İşçilerin temel gündemini mevsimlik tarım işçilerinin yaşadıkları zorluklar, ırkçı saldırılar oluşturuyor. Aldıkları gündelik ücretlerin düşük olması nedeniyle geçim kaygısı yaşayan işçiler, yaşamın sürdürülemez olduğunu söylüyor.
Birer mevsimlik işçi olan lise ve üniversite öğrencileri de ailelerine destek olmak için tarlada çalışıyor. Öğrenciler, koronavirüs nedeniyle geçilen uzaktan eğitim sistemindeki aksaklıklar nedeniyle gelecekleriyle ilgili kaygı duyuyor.
YEMEK DİNLENME BİR SAAT
Kahvaltının ardından işçiler, çalışmalarına kaldıkları yerden devam ediyor. Öğle saatlerine kadar aralıksız çalışan işçiler, yine yemek hazırlıklarına koyuluyor. Yemek ve dinlenme için bir saat verilen işçiler, akşama kadar gün sıcaklığında çalışıyor, gün sonunda traktörlerle metruk okula geri dönüyor.
KADINLARIN AĞIR İŞ YÜKÜ
Tarlada yoğun emek harcayan kadınlar, bu kez evdeki işlere başlıyor. Bir yandan sonraki gün ekmek ihtiyaçlarını karşılamak için hamur yoğurmaya koyulan kadınlar, diğer yandan akşam yemeği hazırlıkları yapıyor. Ancak kadınların iş yükü bunlarla sınırlı kalmıyor. Kadınlar, bu kez su ihtiyaçlarını karşılamak için camiden kaplarla su taşıyor. Gecenin geç saatlerine kadar çalışan kadınlar, hem tarlada hem evde çalışarak ağır iş yüküne maruz kalıyor.
ÇOCUKLARIYLA BİRLİKTE ÇALIŞIYOR
Viranşehir’den mevsimlik tarım işçisi olarak Kocaeli’ne gelen Yusuf Kaynak (53), olumsuz hava koşullarından dolayı sadece bir hafta çalışabildiklerini söyledi. Bu süre zarfında evde kaldıklarını dile getiren Kaynak, çalışmadığı her günün zarar olduğunu ifade etti. Çocuklarıyla birlikte çalıştıklarını belirten Kaynak, “Çocuklarım da benimle birlikte buradalar. Buraya mecburen geliyoruz. Başka bir alternatifimiz yok. Gelirimiz yok. Alın teri akıtarak geçimimizi sağlıyor, ayakta durmaya çalışıyoruz” dedi.
BAŞKA ALTERNATİF YOK
Viranşehir’de inşaat emekçisi olarak çalışan Kaynak, iş bulamadığı için mevsimlik olarak çalıştığını söyledi. Geldikleri kentlerde zaman zaman kötü muamelelere maruz kaldıklarını aktaran Kaynak, “Bazen iyi, bazen de ırkçı insanlara rastlıyoruz. Irkçılık hiçbir zaman iyi bir şey değil. İnsanlık dışıdır. Irkçılık yapanlara insan bile denilmez. Olmaması gereken şeyler yapıyorlar. Biz başka alternatif olmadığından dolayı buraya geliyor ve katlanmak zorunda kalıyoruz. Bütün ailemle buraya geldim. Eğer iş olursa, bir ay çalışıp sonra memlekete gideceğiz” ifadelerini kullandı.
TEHLİKELİ YAŞAM YOLU
Tehlikeleri göze alarak binlerce kilometre yol geride bıraktıklarını, bu yolların birçok tarım işçisinin ölümüne neden olduğunu belirten Kaynak, “Ya ölüyorlar ya yaralanıyorlar ya da sakatlanıyor. Bizde buraya gelmek istemezdik ama mecbur kalıyoruz. Ben buraya geliyorum, devletten hiçbir destek almıyorum, bütün masrafları çalışarak karşılıyoruz” diye konuştu.
EMEĞİN KARŞILIĞI
Yaklaşık 6 yıldır her yaz döneminde mevsimlik tarım işçisi olarak kente geldiklerini paylaşan Diyar Çiyan (19), çalışma şartlarının zorluklarından söz etti. Burada günde 12 saat boyunca çalıştıklarını kaydeden Çayan, emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyledi. Çalışma şartlarına değinen Çayan, “Beslenme, sağlık ve güvenlik açısından endişeliyiz. Mülteci gibiyiz, temel ihtiyaçlara erişim çok zor” diyerek dert yandı.
ZORLUKLARI ANLATTI
Mevsimlik tarım işçisi olan ailesiyle birlikte 10 yaşından bu yana fındık toplayan Berçem Kara (21) da yaşadıkları zorlukları anlattı. Aynı zamanda üniversite öğrencisi olan Kara, “Zor şartlar altında yaşıyoruz. Kovid-19’dan dolayı okula da gidemedim, derslerime de katılamadım. Akşam eve geldiğimizde yorgunluktan bir şey yapamıyoruz, gelir gelmez uyuyoruz. Burada işçilere ırkçı saldırılar oluyor, psikolojik olarak bundan etkileniyoruz. Bir yandan çalışıyor, bir yandan bunları duyuyor ve etkileniyoruz” dedi.
MA / Doğan Kaynak