ANKARA - Son günlerde Taliban’la somutlaşan erk zihniyetinin tüm dünyada olduğunu belirten kadın örgütleri temsilcileri, güçlenen kadınların da dünyanın her yerinde bu zihniyete karşı direndiklerini söyledi.
ABD ve NATO’nun çekildiği Afganistan’da 15 Ağustos’ta başkent Kabil’i işgal ederek yönetimi ele geçiren Taliban, 20 yıl aradan sonra tekrar ülkede hakimiyet kurdu. Pek bir direnişle karşılaşmadan kısa süre sonra hakimiyetini ilan eden Taliban’ın ilk yasak ve uygulamaları ise kadınlara yönelik oldu. Ülkedeki sokaklar neredeyse erkeklere kalırken, kadın resimlerinin bulunduğu billboard, afiş ve tabelalar sprey boyayla kapatıldı. Kamusal alan kadınlara yasaklandı, eğitim ve çalışma başta olmak üzere birçok hakları ellerinden alındı, peçe zorunluluğu getirildi.
Taliban’ın yarattığı karanlığa teslim olmayan kadınlar ise hakları için ilk günden itibaren sokaklarda direniyor. Yeni hükümette yer verilmeyeceği açıklanan kadınlar, Kabil’de “Eğitim, çalışma ve güvenlik hakkımızdır” sloganlarıyla protestolarını sürdürüyor.
Ankara Kadın Platformu üyesi Fatma Kılıçarslan ve Kadın Dayanışma Ağı Üyesi Buse Üçer, Taliban’ın şeriat kurallarına karşı direnen Afganistanlı kadınlarla enternasyonal direniş çağırısında bulundu.
DİN ARAÇSALLAŞTIRILIYOR
Platform üyesi Kılıçarslan, erkek egemen zihniyetin iktidara geldikten sonra ilk olarak kadın haklarına saldırdığını belirterek, yıllarca direnerek elde edilen hakların bir gecede alınmaya çalışıldığını söyledi. Dünya tarihinde birçok kez erkek egemen zihniyetin iktidarı ele geçirdikten sonra kadınları hedef aldığını ifade eden Kılıçarslan, “Emperyalist devletler, Ortadoğu’yu sömürmek için İslam’ı bir maşa olarak kullanıyor. Buradaki çetelerin güçlenmesi, emperyalist devletlerle yaptıkları işbirliğinden bağımsız değil” ifadelerini kullandı.
TALİBAN ZİHNİYETİ HER YERDE
Afganistan’da Taliban’ın kadınlara yönelik uygulamalarının Türkiye ve birçok ülkede de yaşandığını dile getiren Kılıçarslan, “Kadının olduğu yerde umut, güzellik ve en başta direnç vardır. Bu saldırılar, toplumun direncini kırmaya yöneliktir. Çünkü biz de tecrübeliyiz. Kürdistan coğrafyasında devam eden bir savaş, işgal var. Bu işgal kadın boyutunda artarak devam ediyor. Kürdistan’da kadınlara yönelik ayrı bir savaş yöntemi uygulanıyor. Özellikle Türkiye’de ve Kürdistan’da erk zihniyetin kadınları düşürme çabaları çok gündeme geliyor. Erkek iktidar, kadın üzerinden savaşını yürütmeye çalışıyor. Bugün 'Taliban'la oturmaya hazırız' diyen erkek devletler, Taliban'ın zihniyetinden farksız politikalar yürütmüyor" dedi.
KADINLAR 20 YIL ÖNCEKİ GİBİ DEĞİL
Afganistan’da kadınların 20 yıl önceki gibi olmadığını söyleyen Kılıçarslan, dünyada kadın hareketinin daha da güçlendiğini vurguladı. Kılıçarslan, “Kadınlar her şeyi göze alarak sokağa çıktılar. Dünyanın birçok yerinde de kadınlar bu direnişe dayanışma gösteriyor. ‘21’inci yüzyıl kadın yüzyılı’ diyoruz. Ve kadın yüzyılı olmaya da devam ediyor. Afganistan’daki kadınlarda bu güçle dirençlerini gösteriyorlar. Özellikle yakın tarihte Ortadoğu’da karşılaştığımız birçok isyanda kadınların en ön saflarda yön verdiklerini gördük. Çok fazla kazanım elde ettik çok fazla güçlendik. Bu haklarımızdan vazgeçmeye niyetimiz yok. Çok bedeller ödedik, hayatlarımızı ortaya koyduk. İnanıyorum ki Afganistan’da devrim kadınların öncülüğünde olacak” diye konuştu.
Kuzey-Doğu Suriye, Afganistan ve dünyanın diğer yerlerinde direnen kadınları desteklediklerini söyleyen Kılıçarslan, şöyle konuştu: “Başta Rojava’da ve Afganistan’da olmak üzere dünyanın her yerinde direnen bütün kadınların direnişini selamlıyoruz ve destekliyoruz. Rojava’da nasıl ki kadınlar IŞİD barbarlığını tarihin karanlığına gömdüyse bugün de Afganistan’da kadınlar Taliban’ı o karanlığa gömecekler ve yeni bir yaşam filizlenecektir. Dünyanın bütün yerinden tüm kadınları da bu mücadeleye ses olmaya çağırıyoruz.”
EMPERYALİZME KARŞI ORTAK MÜCADELE
Kadın Dayanışma Ağı üyesi Buse Üçer ise, Afganistan’da Taliban’a karşı direnen kadınların mücadelesinin tüm dünya kadınlarının ortak mücadelesi olduğunu vurguladı. Kadın hareketinin enternasyonal bir harekete dönüştüğünü ifade eden Üçer, “Kadınlar birçok yerde ses vermeye devam ediyor. Emperyalist ülkeler işbirliği içinde hareket ederek kendi çıkarları uğruna başta kadınlar olmak üzere Afganistan halkına zulmeden Taliban rejimini tanımaya devam ediyor. Bu bir çıkar ortaklığı ve bu çıkar ortaklığı da elbette erk zihniyetle işkili” diye belirtti.
TALİBAN’DAN CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİNE
Dünyanın birçok ülkesinde direnen kadınların ortak yaşanmışlıkları ve bunlara karşı ortak mücadeleleri olduğunu söyleyen Üçer, “Biz kadınlar olarak Taliban’ın kadınlara yapmış olduğu tüm hak ihlalleri, zulüm ve baskılarını buradan hissediyoruz ve aynı noktada ortaklaşıyoruz. Bu yüzden de Afganistan’daki kadınlarla duygudaşız diyoruz. Taliban kadınların direnerek sahip olduğu hakları ‘din’ adı altında ellerinden alıyorsa, Türkiye’de de kadınların direnerek kazandığı İstanbul Sözleşmesi ve dahilinde birçok hakları Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bir gecede ellerinden alınmaya çalışıldı. Bugün aslında Afganistanlı kadınların sesi olurken, dünyanın her yerindeki kadınların sesi oluyoruz. Direnişin enternasyonal olması da bu anlama geliyor. Bütün dünyanın kadınları birleşelim. Kadın hareketini, ortak bir dil oluşturarak, feminist hukuk ve ilkelerle, bütün dünyada patriarkal kapitalizmi yıkarak, özgür ve eşit dünya kurarak yayalım” şeklinde konuştu.
MA / Berna Kişin