ANKARA - Ankara Adliyesi’nde Aile Mahkemeleri’nin başka bir binaya taşınmasıyla kadınların adalete erişimi önündeki engellere bir yenisi eklendi. Avukat Ceren Kalay Eken, "Kadınlar, şimdi parçalanmış adaletle karşı karşıya” dedi.
Ankara’nın Çankaya ilçesine bağlı Sıhhiye semtinde bulunan adliye binasındaki Aile ve Çocuk Mahmekeleri’nin Söğütözü semtinde açılan ek hizmet binasına taşınmasıyla kentteki adliye binası 7’ye çıktı. Sıhhiye’de bulunan ana binada ise ceza mahkemeleri ve savcılıklar kaldı. Bölünmüş adliye binaları, kadınların adalete erişiminin önüne bir engel daha ekledi. Şiddete maruz bırakılan, 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kapsamında koruma tedbiri aldırmak isteyen, boşanma, velayet veya nafaka davası olan kadınlar, savcılık ve mahkemelere tek adliye binasında ulaşabiliyordu. Ancak Aile Mahkemeleri’nin taşınmasıyla kadınların adalete erişimi daha da zorlaştı.
ULAŞIM ZORLAŞTI
Ceza ve aile dosyalarına bakan Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Ceren Kalay Eken, adliye binalarının bölünmesinin adalete erişimde yaratacağı sıkıntıları anlattı. Kadınların ihtiyaçları öncelenmediğinden Aile Mahkemeleri’nin hiç düşünülmeden merkeze uzak başka bir binaya taşındığını dile getiren Kalay, “Aile Mahkemeleri’ne ulaşım zorlaştırıldı. Örneğin; ben taksiyle Çankaya’dan 40 TL’ye gittim. İki hatta üç vasıta yapmak gerekiyor belki” dedi. Çoğu kişinin mahkemelerin taşındığından haberinin olmadığını söyleyen Kalay, “Adalete erişimde her gün bir şeyleri kolaylaştırmak gerekirken, aksine duvarlar ve engeller artıyor” diye belirtti.
PARÇALANMIŞ ADALET
Adalete erişimde kadınların önüne sürekli engellerin konulduğunu ifade eden Kalay, “Bu ülkede kadın olmak zor, başınıza gelen cinsel saldırıyı, tacizi anlatmak, ilgili kişiye ulaşmak ve o kişinin sizi yargılamadan o süreci bitirmeniz zaten çok zor. Şiddete uğrayan ve adalete erişmek isteyen kadınlar, şimdi bir de bina engeli yani parçalanmış adaletle karşı karşıya. Bu çok ciddi bir problem” ifadelerini kullandı. Adalet Bakanlığı’nın Ekim 2019’da yaptığı, “Ankara’ya tek adliye binası yapılacak” açıklamasını hatırlatan Kalay, “Ama Adalet Bakanı’nın verdiği bilgiye de güvenemez haldeyiz. Biz tek adliye beklerken, bir adliyemiz daha oldu. İnsanların yerini dahi bilmedikleri adliyede adalet aramaları can sıkıcı bir durum. Adalet her gün parçalanıyor” diye belirtti.
CEZA VE AİLE MAHKEMELERİ
Kadınların 6284 sayılı yasa kapsamında acil koruma kararlarını semt karakollarından ya da mülkü amirliklerden de alabildiğini söyleyen Kalay, ancak kararın devamının Aile Mahkemeleri tarafından verildiğini vurguladı. Kalay, işletilen sürece dair şu bilgileri verdi: “Ankara’da, 6284 sayılı yasa kapsamında alınan kararlarla ilgili 1. ve 2. Aile Mahkemesi çalışıyor. Boşanma aşamasında davayı gören mahkemeden de koruma kararı istenebiliniyor. 6284 sayılı yasa kapsamında tedbir kararı aldırmak isteyen kadın, savcılığa gittiğinde savcı da, bu kararı Aile Mahkemesi’nden istiyor. Kadına şiddetle ilgili hukuki sürecin iki boyutu var. Biri cezalandırma diğeri de kadının korunması ve şiddetin önlenmesi. Bunun bir ayağı savcılıklar ve ceza mahkemeleriyken diğer ayağı da Aile Mahkemeleri. Dolayısıyla savcılıklarla, aile ve ceza mahkemelerinin aynı binada olması çok kıymetliydi.”
KORUMA KARARLARI
6284 sayılı yasa kapsamında alınan tedbir kararlarının 6 aydan 1-2 aya düşürüldüğünü aktaran Kalay, bu durumun ise İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının tartışılmasıyla birlikte başladığını vurguladı. Kalay, şöyle dedi: “Eskiden 6 aylık koruma kararı istediğimizde veriliyordu. Ama şimdi genelde 1 aylık veriliyor. Ancak kişi bu kararın karşı tarafa tebliğ edilip edilmediğini anlayana kadar 1 ay geçiyor zaten. Ya da karşı taraf itiraz edebiliyor. Örneğin; tedbir kararı 3 aylık alındığında karşı tarafın itirazı üzerine 1 aya düşürüldüğünü ve bu bir ayın bir anda bittiğini yaşadığımız çok vaka oldu. Bu sürelerin takibi de yine Aile Mahkemeleri’nde yapılıyor. Biz de Ankara Barosu Gelincik Merkezi olarak ihtiyaç duyan kadınlar için koruma kararlarının alımı ve takibi için ücretsiz avukat ataması yapıyoruz. Sadece Ankara için avukat ataması yapabilsek de Gelincik Merkezi’nin telefonu Türkiye’nin her yerinden aramalara açık. Özellikle şiddet konusunda, yardım alabilmek adına kadınlar, 444 43 06 hattından arayabiliyorlar.”
ELEKTRONİK KELEPÇE
Tedbir kararı aldıran kadınların çoğunun bu kararın geçici olduğundan haberdar olmadığını da dile getiren Kalay, “Bunun takibinin yapılması, süre bitmeden yenisinin ya da farklı bir tedbirin talep edilmesi, ihlal halinde şikayet edilmesi gerekir. Tüm bunların hepsine Aile Mahkemeleri bakıyor” dedi.
Koruma kararının ihlali durumunda şiddet faillerine elektronik kelepçe takılabildiğini kaydeden Kalay, “Elektronik kelepçenin ciddi oranda hayat kurtardığını söyleyebilirim. Ankara’da en son 40’a yakın elektronik kelepçe kullanılıyordu. Aile Mahkemeleri ve ŞÖNİM’in ortak çalışmalarıyla çok sayıda elektronik kelepçe uygulanmaya başlandı. Burada ev hapsi yok, sadece mağdura yaklaşıp yaklaşmadığı izleniyor. 7/24 iki kişiyi birden izleyen bir bilgisayar sistemi var. Şiddet uygulayanın mağdura yaklaşması halinde direk tarafları arayıp oradan uzaklaşması söyleniyor ve ısrarla yaklaşması durumunda en yakın emniyet birimi gidiyor. Elektronik kelepçe takılıyken vefat eden bir kadın örneği yok. Koruma tedbir kararlarının en önemli yöntemlerinden biri de bu. Ama bunu istemenin yolu da yine Aile Mahkemeleri. Yani alınan tedbir kararının peşini bırakmayacağız. Bunu yine kadınlar mücadeleyle yapacak” diye belirtti.
ŞİDDETLE MÜCADELE ŞART
Neredeyse her gün bir kadının erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdiğini dile getiren Kalay, şöyle devam etti: “Sadece yaşamını yitiren kadınlardan bahsediyoruz ama çok ciddi anlamda yaralanan, engelli hale gelen ve şiddetin birçok türüne maruz kalan kadınlar var. Böyle bir ülkede adalete erişimin kolaylaştırılması gerekirken zorlaştırılıyor. Biran önce bundan vazgeçilmesi gerekir. Ankara’da ceza ve aile mahkemelerinin yeniden bir araya getirilmesi kadınlar için hayati önemde. Yetkili herkesin, her birimizin kadına yönelik şiddetle mücadele için samimi bir şekilde elini taşın altına koyması gerekiyor. Bunun yolu toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadeleden geçiyor. Bu anlamda politikaların hayata geçirilmesi lazım. Bir kadın tüm sorunlarını bir adliye binasında halledebilmelidir.”
MA / Zemo Ağgöz