Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan hakkında “örgüt yöneticisi” ve “örgüt üyesi” iddialarıyla yargılandığı davada verilen 30 yıl hapis cezasına karşı tepkiler sürüyor. Bugüne kadar 84 kez gözaltına alınan ve hakkında 167 soruşturma açılan Gökkan şahsında kadın mücadelesinin cezalandırılmak istendiğini belirten kadınlar, mücadele kararlılığını bir kez daha vurguladı. 

 

GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENİYOR

 

Yerine kayyım atandıktan sonra görevden alınan Diyarbakır Ergani Belediyesi Eşbaşkanı Meryem Yıldız, mahkemenin kararını “hukuksuz ve adaletsiz” olarak nitelendirerek, “Bu ceza aslında Ayşe Gökkan şahsında bütün Kürt kadınlara verilen bir cezadır. Dolayısıyla yürütülen politika yıllardır karşı karşıya kaldığımız özel savaş politikalarından bağımsız değildir. Bu gerçekliği görmek gerekiyor” dedi. Son dönemlerde kadın kazanımlarına saldırıların yoğunlaştığına dikkati çeken Yıldız, “Mücadeleyi bir bütünen yok etme ve sekteye uğratma noktasında duruyorlar ve kendilerini öyle dizayn ediyorlar. Bugün, Gökkan’a verilen 30 yıllık ceza dünyada demokrasiyi, barışı, özgürlüğü talep eden tüm kadınlara verilmiştir. Biz bunun bilincinde olarak her dakika her saniye Gökkan’ın bıraktığı yerden bu mücadeleyi daha da yükselteceğiz. Çünkü sözümüz, eylemselliğimiz bitmedi. Leyla Güven’in de dediği gibi içerde dışarda fark etmiyor mücadeleyi her yerde büyüteceğimizi biliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

KADIN TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ 

 

Yerine kayyım atanan Sur Belediyesi Eşbaşkanı Filiz Buluttekin de, cezanın kadın mücadelesine verildiğini söyledi. Gökkan’ın iktidar ve eril zihniyete karşı yıllarca mücadele verdiğini hatırlatan Buluttekin, kadın mücadelesinin kriminalize edilmesine tepki gösterdi. Gökkan’a verilen cezanın kadınlara olan öfkenin göstergesi olduğuna işaret eden Buluttekin, “İddianameye baktığımızda yıllarca eril zihniyete karşı mücadele veren bir kadına karşı alınan kararı görüyoruz. Gökkan, dünya kadın hareketi içinde yer alan ve birlikte hareket eden biri. Dolayısıyla bu ceza bütün kadınlara verildi. Nasıl ki İstanbul Sözleşmesi’nden çıkınca bütün kadınlar yok sayılıyorsa bu cezada aynı özelliği taşıyor. Kadının duruşuna bir tahammülsüzlük söz konusu” diye belirtti.

 

Kadının bütün alanlardan izole edilmeye çalışıldığını belirten Buluttekin,  şöyle dedi: “İktidar kadınları bir kıskaca almaya çalışıyor. Siyasetten, toplumdan aslında yaşam mücadelesi verdiği bütün alanlardan uzaklaştırmak istiyor. Bu ceza da onun pratiğidir. Öfkeyle ve düşmanca verilen bir cezadır. Buna karşı bütün dünya kadın hareketleri olarak örgütlenmeliyiz. Mücadelesini verecek eylem ve etkinlikleri çoğaltmalıyız. Gökkan’a Leyla Güven’ e verilen cezalar bu şekliyle kalmayacak, bu bizi baskılamak ve sindirmek adına verilmiş cezalardır fakat biz bu cezaları kabul etmeyeceğiz.” 

 

MÜCADELEDEYE DEVAM 

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Yenişehir İlçe Eşbaşkanı Remziye Sızıcı ise, Gökkan’ın mücadelesiyle tanınan bir kadın olduğunu söyledi. Gökkan’a yönelik baskıları kabul etmediklerini belirten Sızıcı, “Biz O’nu, mücadelesini ve mahkemenin yaklaşımını biliyoruz. Anadilini konuştuğu için ifadesinin dahi alınmadığını, bu yaklaşımın Kürt kadınlara, mesaj olduğunu biliyoruz. Fakat bu saldırılar bizi mücadeleye daha çok bağlıyor” ifadelerini kullandı. 

 

Tüm saldırılara karşılık geri adım atmayacaklarını vurgulayan Sızıcı, “Mahkeme 30 yıllık ceza ile şunu söylüyor bizlere: ‘Evlerinizde oturmazsanız, sizi cezaevlerinde kapalı kapılar ardında tutarız.’ Bizim de onlara cevabımız nettir, içeride de dışarıda da sesimizi yükselteceğiz. Hiçbir zaman mücadelemizden taviz vermeyeceğiz ve yarı yolda bırakmayacağız. Gökkan ve Güvenlerin yollarından devam edeceğiz, mücadelemizi yükselteceğiz. Kadınları sindirmeye yönelik sistematik saldırıları boşa çıkaracağız. Eylemlerimiz çoğalacak, sözümüz bitmeyecek. Bütün dünya kadınlarına sesleniyoruz; Gökkan bir simgedir. Gökkan şahsında bütün kadınlara mesaj verilmek isteniyor. Öncü kadınlara sahip çıkmalıyız” diyerek, tüm kadınları dayanışmaya çağırdı.

 

MA / Eylem Akdağ-Ceylan Şahinli