MERSİN - Mimoza Kadın Derneği, kuruluşunun birinci yıldönümü nedeniyle düzenledikleri etkinlikte kadına yönelik şiddete karşı çözüm önerilerini paylaştı.
Mersin’de faaliyet yürüten Mimoza Kadın Derneği, kuruluşunun birinci yıldönümünü bir otelde yaptığı etkinlikle kutladı. "Kadın cinayetleri politiktir, yasaları uygula failleri koruma, aklama, yargıla" pankartının asıldığı etkinlikte salona, "Kadın dayanışması güçlendirir", "Kendimizden kimliğimizden vazgeçmiyoruz", "Hevgirtina jinan bi hêz dike" dövizleri asıldı.
SIĞINMA EVLERİ YETERSİZ
Etkinlikte konuşan Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy, derneğin faaliyetlerinden söz etti. Türkiye’de sığınma evlerinin yetersiz olduğuna dikkati çeken Göksoy, “Kadına yönelik artan şiddete karşı Türkiye’de sığınma evlerinin sayısı 145’tir. Yetersiz olduğu gibi yaşam koşulları sınırlı ve ihtiyaçları karşılayamamaktadır. Gönül ister ki sığınma evlerine ihtiyaç duyulmadan, kadınlar yaşamlarına yön verebilsinler. Sığınma evleri sığındıkları değil, hayatlarındaki zorlukları toplumsal dayanışma içinde aştıkları yerler olsun. Şiddet gördüğü için evini, işini, yakınlarını hatta çocuklarını terk etmek zorunda kalmak, şiddete maruz kalanın tecridi anlamına gelmektedir” dedi.
ÇUKUROVA’DA 9 AYDA 12 KADIN
2020’de erkeklerin Türkiye genelinde 300 kadını katlettiğini, 171 kadının da şüpheli bir şekilde öldüğünü hatırlatan Göksoy, “Bu sayıyı Çukurova’ya indirgediğimizde katledilen kadın sayısı 29 olup bunun 9’u ise şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti. 2021 yılının ilk 6 ayında Türkiye’de, 130 kadın katledildi. 2021 yılı Çukurova bölgesinde yılın ilk 9 ayında 12 kadın katledildi, 9’u şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti” bilgisini paylaştı.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Göksoy, kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için şu önerileri sıraladı: “İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmeli. 6284 sayılı ‘aileyi koruma yasası’ etkin kullanılmalı. Kadın konuk evlerinin sayısı artırılarak yaşam koşulları iyileştirilmeli. Medya kadına yönelik şiddeti özendirici, meşrulaştırıcı yayın ve haberleri yapmaktan vazgeçmeli. 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunda geçen ‘delil ve belge’ aranmadan şiddet mağduru kadınların hemen korumaya alınması etkin uygulanmalı. Lanzarote Sözleşmesi uygulanmalı. ‘Alo Şiddet Hattı’ bağımsız 7-24 çalışan bir hat olmalı. Aile Bakanlığı yerine özgün Kadın Bakanlığı kurulmalı. Kadını ikincil cinsiyet durumundan çıkartıp, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı politikalar geliştirilmeli.”