İSTANBUL - TMMOB Kadın Komisyonu'nun 7'nci Kadın Kurultayı'nda, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, emek sömürüsü, yokluk ve yoksulluğun sistemleşmesine karşı mücadele vurgusu öne çıktı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kadın Komisyonu, 7’nci Kadın Kurultayı’nın İstanbul ayağını Büyükkent Şube binasında gerçekleştirdi. 8 oturum şeklinde planlanan kurultayın moderatörlüğünü TMMOB Mimar Odası Büyükkent Şubesi’nden Aysel Durgun yaptı.
PANDEMİ SÜRECİ
Kurultayın açılışında konuşan moderatör Aysel Durgun, hayatı zorlaştıran pandemi sürecinin eşitsizliği de derinleştirdiği söyledi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, emek sömürüsü, yokluk ve yoksulluğun sistemleştiğine vurgu yapan Durgun, bu durumun en çok kadınları etkilendiğini belirtti. Durgun, “Ekonomik krizin salgında daha da derinleşmesi nedeniyle en önce işinden edilenler ve güvencesiz çalışmaya zorlananlar kadınlar oldu" diye belirtti.
CİNSİYETÇİLİK
AKP iktidarının ekonomik ve siyasal krizin bedelini İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadınlara ödetmeye çalıştığını söyleyen Durgun, "Kapanan meydanlara, parklara, kesilen ulaşıma, haksız ve keyfi gözaltılara, karakollardaki çıplak arama ve tacize, LGBTİ+ bireylere karşı ayrımcılığa karşı kadınlar sokakları terk etmedi" dedi.
ERİL TAHAKKÜM
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası’ndan Dilek Yüksel, bütün kriz dönemlerinde olduğu gibi pandemi sürecinde de ilk işten çıkarılanların kadınlar olduğuna dikkati çekti. İstihdam alanlarında da ilk gözden kadınların çıkarıldığını söyleyen Yüksel, eril tahakküme karşı mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
KURULTAYIN ALT BAŞLIKLARI
İç Mimarlar Odası Kadın Çalışma Grubu Temsilcisi İrem Gölay İzmitli Yıldırım, çalışmalarına dair bilgi verdi. Yıldırım, kurultaylarda, "Kadın Örgütlülüğü, Kadınların Eşitlik Mücadelesi, Uluslararası ve TCK Sözleşmeler, Pandemi Sürecinde Şiddet, Pandemi Süreci Ev İçindeki Dengeleri Nasıl Değiştirdi?, İstihdam ve Ücretlendirme Konusunda Cinsiyet Ayrımcılığı, Cinsiyetçi İş Tanımları, Genç Öğrenci Kadın Üyelerin Pandemi Sürecinde Yaşadıkları, İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, LGBTİ+ Bireylerle Dayanışma, Kadın Çalışmalarının Yerellerdeki Yansımaları, Meslek Odalarındaki Kazanımlar, İlham Veren Çalışmalar” başlıklarını işlediklerini aktardı. Pandemi sürecinin en çok kadınları ve dezavantajlı bireyleri etkilediğine işaret eden Yıldırım, "Ülkemizde de kadınlara, çocuklara, LGBTİ+ bireylere ve hayvanlara yönelik mobbing, psikolojik baskı, dayak, taciz, tecavüz ve cinayet gibi biçimlerde ortaya çıkan bir şiddet yaşanıyor. 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır' demeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
PANDEMİNİN KADINLARA ETKİSİ
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden Özlem Kizir de, İKK Kadın Komisyonu Pandemi Forumu sonuçlarını "Pandemide kadın olmak" başlığıyla sahada çalışan kadınların yaşadığı sorunları sıraladı. Kizir, okulların kapanmasıyla çalışan kadınların çocukları için bakım desteği ihtiyacının ortaya çıktığını belirtti. Bu kadınların çocuk ile işi arasında kaldığını söyleyen Kizir, çocuk bakımı kadın çalışanlar için kriz haline geldiğini ifade etti.
Pandemide evden çalışan kadınların paylaştıkları sorunları ise Kizir, şöyle anlattı: "Kısa çalışma ödeneğine başvuru sırasında belirtilen resmi saatler değil, işverenin keyfiyeti ile çalışıyoruz. Haftalık izinler ve resmi tatiller, yemek kartlarımız alınıyor, ücretleri ödenmiyor. Bunun maliyeti de üzerimize yıkılıyor, maaşlarımızdan ödüyoruz. İşverenlerin sorumluluğunda olan elektrik, internet, ısıtma-soğutma giderleri üzerimize yıkılıyor. İş hattı yoksa buna telefon giderleri de dahil oluyor. Evden çalışmanın getirdiği mobilizasyon yükünü zamlanmış faturalarla biz karşılıyoruz."
KONUT HAKKI
TMMOB Büyükkent Şube yöneticilerinden Mücella Yapıcı, "Pandemi Sürecinde Ev ve Ev İçi Emek" başlığıyla bir sunum yaptı. Konut hakkının bir sosyal hak ve isteme hakkı olarak güçsüz toplumsal katmanlara yönelmekte olduğunu ifade eden Yapıcı, "Konut hakkı güvence altına alınmadan, konut dokunulmazlığı ve sağlık hakkının bir anlamının kalmayacağı gibi, fengeli bir çevre ve kentleşme olanaklı değildir. Bu nedenle konut hakkı insan haklarının en düşük eşiği olarak nitelenebilir" dedi.
İŞ GÜVENLİĞİ VE SAĞLIĞI
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden Selin Top, "İşçi Sağlığı, İş Güvenliğinde Toplumsal Cinsiyet" başlıklı bir konuşma yaptı. Top, iş yerinde cinsiyetçiliğin ruh sağlığını etkilediğini belirterek, "Kadın işlerinin spesifik karakteristiği zamanla fiziksel ve mental sağlığı etkiliyor. Ortalama erkek bedeni ve yaşam tarzına göre düzenlenmiş ortam, cihaz ve çalışma programı kadınlar için problem olabilir. İşyerinde cinsiyetçilik ruh sağlığını etkiliyor. Part-time çalışanlar hastalık izni ve annelik izni gibi sağlık ihtiyaçlarından faydalanamıyor" diye belirtti.
FEMİNİST BAKIŞ AÇISI
Kadın ve trans emekçilerin işe alımda cinsiyetçilikle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Top, iş yerinde kimliğini gizlemek zorunda kalanların olduğunu aktardı. Top, kimliği nedeniyle iş yerinde ayrımcılık ve işten çıkarılmaya maruz bırakılmasının kronik stres, anksiyete, depresyon, psikososyal riskler gibi problemlere daha açık olmasına sebep olduğunu kaydetti. Top, Toplu İş Sözleşmelerine işaret ederek, "Regl izni, babalık izninin uzaması, 8 Mart'ın ücretli izin sayılması, İstanbul Sözleşmesi ilkelerine uyum, kreş hakkı, en önemlisi sendikalarda kadın temsili, sendika yönetimlerinde ve çalışmalarında feminist bakış açısının olması gerekiyor" dedi.
TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi üyesi Aynur Savaş ise, TMMOB'daki kadın örgütlenmesine değindi. Savaş, "Yapılan çalışmalardan da görüldüğü üzere hem TMMOB içindeki kadınlarımızın kayıplarına karşı onların yanında bir destek veriyoruz hem de kurum dışındaki kadınların hak kayıplarına karşı destek modelleri geliştiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından forum yapıldı. Forumda, kadınlar yaşadıkları sorunlara ilişkin tartışma yürüttü.
Kurultay, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.