ANKARA - Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen 5. Yargı Paketi’nde ön görülen değişiklerin kadın ve çocuklar için ciddi riskler taşıdığını belirten HDP’li Filiz Kerestecioğlu, “Çocuğun üstün yararını gözetmiyor" uyarısı yaptı.
Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 5'inci Yargı Paketi'ni içeren “İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” Genel Kurul’a gönderildi. Meclis Genel Kurul’unda görüşmeleri başlayan yargı paketinde, boşanmış eşler arasında çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair madde hükümlerinin “Çocuk Koruma Kanunu”nda yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Söz konusu teklif, önerilen değişikliklerin uygulamada çocuk ve kadınlar açısından ciddi riskler taşıdığı eleştirilerini de beraberinde getirdi. Çocuğun üstün yararını gözetmediği yönünde eleştirilen teklife dair Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de muhalefet şerhi düştü.
HDP şerhinde, çocuğun üstün yararı ilkesine aykırı olması, kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasına yönelik somut tedbirler içeren kurumsal bir mekanizma örgütlememesi, idari belirsizliklerle dolu olması, eşitlikçi bir yapıda olmaması ve birçok konuda Anayasa’ya aykırılık içermesi sebebiyle çocuklara dair düzenlemenin geri çekilmesini istedi. Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlayan ve önümüzdeki hafta devam edecek olan teklife dair HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, değerlendirmelerde bulundu.
ÇOCUĞUN KİŞİLİK HAKKININ KORUNMASI
Önerilerin düzenlemelerin erkek egemen sistemde risk teşkil ettiğini vurgulayan Kerestecioğlu, niçin riskli olduğuna da şöyle açıklık getirdi: “Halihazırda velayet sorumluluğu olan kadının, çocuğu teslim etmemesinin gerekçesi şiddet veya taciz olayı olabiliyor ve böyle durumlarda kadınlar haykırsa da çoğu zaman çocukları için adalete erişemiyor; dahası çocuklar şiddet gördüğünü söylediğinde bile önleyici ve engelleyici mekanizmalar çoğu zaman devreye sokulmuyor. Yeni düzenleme, yaşanabilecek böyle olayların araştırılmaması ihtimalini arttırdığı için riskli.”
Şahsi bir ilişki kurulmuş ve mahkeme kararı varsa çocuğun karşı tarafla elbette görüştürülmesi gerektiğini dile getiren Kerestecioğlu, bunun için de bütünlüklü bir politikaya ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Asıl eksikliğin bütünlüklü politikanın yokluğu olduğunu ifade eden Kerestecioğlu, “Bu düzenlemeyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da biraz devre dışı bırakılıyor. Aile Mahkemeleri tarafından verilen ilam veya tedbir kararları, Adalet Bakanlığı’nın Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri müdürlükleri tarafından yerine getirilecek. Ama Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri müdürlüklerinin iş yükü de çok fazla. Bu uygulamalar baştan savma yapılamaz. Çocuğun icra yoluyla alınması hoş değil ama bunun yerine konulacak düzenleme düşünülerek mi yapılıyor? Örneğin Kamu Denetçiliği Kurumu’nun düzenlediği bir çalıştayda bu konuların nasıl olması gerektiğine ilişkin önemli veriler tespit ediliyor. Bu yeni düzenleme onu pek takip etmiyor” dedi.
OKULLAR TESLİM YERİ OLABİLECEK
Yeni düzenlemede okulların da bir teslim yeri olabileceğinin yer aldığını aktaran Kerestecioğlu, “Çok tehlikeli. Bu durum çocuğun oradaki itibarını zedeler, konumunu farklılaştırır. Bunun herkes tarafından bilinmesi gerekmiyor. ‘Çocuk haczi yaparak çocukları zedelemeyeceğiz’ derken bu sefer başka türlü zedeleyebilirsiniz. Ya da uzman dediğiniz kişiler kimler olacak? Bunların hepsinin çok donanımlı olması ve iyi eğitimlerden geçmesi gerekiyor. Bu sefer polisle gitmeyecekseniz ama uzman kuvveti mi kullanacaksınız? Bunlar iyi değerlendirilmemiş, çocuğun üstün yararını önde tutmayan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Daha detaylı, dikkatli incelenmesi gerekiyor. Hepimiz çocuğun üstün yararını düşünerek bunu yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
VELAYET YÜKÜMLÜLÜĞÜ
“Velayet hakkı” yerine “velayet yükümlülüğü” kavramını kullanmak gerektiğine dair tartışmaların yürütülmesinin önemli olduğunu vurgulayan Kerestecioğlu, “Çünkü çocuğu almak bir hak değil. Çocuk bir eşya değil. Bunun üzerine düşünmek tartışmak da lazım. Bugüne kadar kullandığımız verili olan dilin kadınlar açısından ‘cinsiyetçi’, ‘eril’ diyor ve değiştirmek için mücadele ediyorsak çocuklar için de daha dikkatli olmamız gerekiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı devre dışı bırakmadan, bakanlıkta yetişmiş uzmanlardan yararlanarak ve daha yeni nitelikli uzmanlar yetiştirerek dikkatli yürünmesi gereken bir yol” diye belirtti.
MECLİS’TEKİ KADIN TEMSİLİ
Kadın ve çocukları ilgilendiren kanun tekliflerinin görüşüldüğü Meclis’te verdikleri mücadeleye de değinen Kerestecioğlu, şöyle dedi: “Son bir yıl içinde yine savaş tezkeresi geldi. HDP’li kadınlar olarak savaşa her zaman karşı olduğumuzu, her ülkenin kendi kaderini tayin hakkı olduğunu ve savaşın en fazla kadın ve çocuklara zarar verdiğini defalarca ifade ettik. Sadece parlamentoda değil sokakta ve alanda da kadınlar olarak hep var olduk. Diğer yandan kadın yoksulluğu gerçekten çok ciddi şekilde arttı. Şimdi bütçe görüşmelerinde bunu dile getirmeye devam ediyoruz. Meclis’te daha fazla mücadeleye ve ortaklaşmaya gerek var
Meclis’teki kadın sayısını artıran bizim partimiz. Meclis’te eşit temsil kararımız var ve bu karara uymaya gayret ediyoruz. Fakat en başta bu karar biz de yeterince uymadığımız için özeleştiri vermiştik. Ancak diğer partilerde böyle değil. Kadın temsiliyetinin azlığı yeterince güçlü olmayı ve dayanışma göstermeyi de engelliyor. Şuan HDP dışında hiçbir partinin kadın grup başkanvekili yok. AKP’de Özlüm Zengin vardı o da çok uzun zamandır görünürde değil. Burada da erkek temsil var. Komisyonlarda kadın vekil sayısı çok az. Bu durum mücadelenin daha eksik verilmesine neden oluyor. Ayrıca bu eksiklik kadınların söz ve sorunlarını konuşmayı, tartışmayı da zorlaştırıyor. Ne kadar yan yana olursak çözüm yollarında ortaklaşmak da o kadar mümkün olacak. Hem komisyon, hem genel kurul, hem de yasa yapım aşamalarında.”
ÇÖZÜM DAYANIŞMA
Baskıya karşı aydınlığa yürümek için uğraştıklarını dile getiren Kerestecioğlu, “Çünkü bizim arkadaşlarımız cezaevinde. Gülten, Sebahat, Figen hepsi mücadelen gelen insanlar. Onlara da borcumuz var. Biz mücadele ederken aynı zamanda onları da temsil ediyoruz. Kadınların sesi olmaya gayret ediyoruz. Bugüne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da özellikle kadınlar için yaşamı daha yaşanılır kılmak, yoksulluğa son verebilmek için de sonuna kadar yürüyeceğiz, hep birlikte. Tüm kadınların hep birlikte olmaya ihtiyacı var, dayanışmayla her şeyin üstesinden geleceğiz” ifadelerini kullandı.
MA / Zemo Ağgöz