AĞRI - Leyla Aydemir cinayetinde 7 sanık hakkında verilen beraat kararının gerekçesini tamamlayan mahkeme, tüm köylülerin bildiklerini anlatmadığı ve tanıkların tamamına baskı yapıldığını belirtti.
Ailesiyle birlikte Ağrı'nın Bezirhane (Bezirgane) köyüne akraba ziyaretine giden 4 yaşındaki Leyla Aydemir, 15 Haziran 2018 tarihinde kayboldu. 18 gün sonra cenazesine ulaşılan Aydemir ile ilgili hazırlanan Adli Tıp (ATK) raporunda, “cinsel istismar” bulgularına rastlandı.
Açılan davada Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önceki kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince bozulmasının ardından yeniden yargıladığı 7 sanık hakkında verdiği beraat hükmünün gerekçesini tamamladı. Gerekçeli kararda, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaası, sanık savunmaları, tanıkların, avukatların ve katılanların beyanlarına yer verildi.
DEĞERLENDİRME
Kararın değerlendirme ve gerekçe kısmında, otopsi raporlarındaki mevcut verilerle Leyla'nın ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği, aç ve susuz kalarak öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının nedeninin bir süre soğuk ortamda tutulması veya sonrasında suya atılması sonucu olduğu kanaatinin oluştuğu ve kesin olmamakla birlikte bulunduğu tarihten önceki 3 gün ile kaybolduğu tarih arasında ölümün meydana gelmiş olabileceği kaydedildi.
TANIKLARA BASKI
Tüm bilgi, belge, beyan ve raporlar doğrultusunda mahkemenin olayın gelişimine yönelik kabul kısmında baba Nihat ile kardeşi Yusuf Aydemir arasında aileye ait traktör, birden çok altın ve miras dolayısıyla büyük tartışma ve anlaşmazlık yaşandığı belirtilen kararda, şunlar kaydedildi: "Olayın aydınlanacağı telaşı ile suçun Yusuf Aydemir tarafından işlendiğinin aile ve köy büyüklerince anlaşılması ile adli yargılamadan kurtulmak amacıyla ve olayın aile içerisinde kapanması hedeflenerek köyün önde gelenlerince ve Yusuf Aydemir tarafından olayın aydınlatılmaması ve tüm köylünün bildiklerini anlatmayarak tek bir ifade çevresinde beyan vermeleri hedeflenmiş ve bu konuda tanıkların tamamına baskı yapılarak kovuşturma aşamasında beyanlarını değiştirmelerine sebebiyet verilmiştir."
ANNENİN BEYANI
Kararda, anne Şükran Aydemir'in beyanlarıyla ilgili şu ifadelere yer verildi: "2011'de kayınvalidem ile tartıştım ve önemli günler haricinde köye gidip gelmeyi kestim. Kayınpederim M.A. iki yıl boyunca bizde kaldı. Elimden geleni yaptığım halde eşimin ailesi beni kabul etmedi. Kızımı kaçıranların dışarıdan biri olmadığını, cinsel istismara uğramadan dereye cansız bedeninin atılmış olmasından da bu işi aile içinden birinin yaptığını düşünüyorum. Eşimin ailesi kendi içinde mal davasından kavga etti. Bundan eşimle beni suçladılar. Kızımın derede bulunduğu gün Yusuf Aydemir olay yerine geldi, çok ağladı ve aşırı tepki verdi. Kızımın kaçırılmasından sonra Yusuf Aydemir ve eşi F.A. her gün banyo yapıp geldi ve bu durumları nedeniyle onlardan şüphelendim. Bunu kızımın kokusunun üstlerine sinmesini önlemek için yaptıklarını düşünüyorum."
Dosyada yer alan "Yiğit" kod adlı gizli tanık ise Leyla Aydemir’i kaçıranların B.D. ile Yusuf Aydemir olduğunun aile içinde konuşulduğu, ancak mahkemede kimsenin bir şey anlatmadığını söyledi.
Kararda, Leyla Aydemir'in amcası Yusuf Aydemir ile Y.A, B.D, H.D, M.A, M.A.A. ve A.A. hakkında üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit olmadığından "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "kasten öldürme" suçlarından beraatlerine karar verildiği belirtildi.