MARDİN - Barış talebinin seslendirildiği her yerde güleç yüzüyle en önde beliren Barış Annesi Emine Koç, mücadeleye olan inancını “Başaracağımıza inanıyorum” sözleriyle özetliyor.
Güleç yüzü, tavırları, seslenişi ya da durduğu yerle her eylemin en dikkat çeken simalarından biri. Barış Anneleri Meclisi’nde geride bırakılan 22, mücadelede ise 40 yılı aşkın sürede barışın talep edildiği her seste mutlaka beliriverdi. PKK’ye katılan oğlu Mehmet Salih Koç’u (Menal) 30 yıl önce yitiren ve o günden bu yana ölümlerin durması için barış talebini haykırmaktan vazgeçmeyen 64 yaşındaki Emine Koç’tan başkası değil.
BARIŞIN SESİ NEREDEYSE ORADA
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı kırsal Menderê (Çölova) Mahallesi’nde yaşayan Koç, hayatının tamamını mücadelesine göre programlıyor. Mardin başta olmak üzere çevre kentlerde barış talebinin dillendirildiği her eyleme yönünü çeviriyor. 8 Mart, 25 Kasım etkinliklerinin yanı sıra toplumsal olarak demokrasi talebinin olduğu eylemlerde de en önde onu görmek mümkün oluyor. Sabahın erken saatinde kalkan Koç, köyden şehir merkezine gidecek bir araç yoksa Suriye sınırının hemen yanından geçen İpekyolu’na kadar yürüyerek, servisle de olsa o günkü eylemde herkesten önce yerini alıyor.
SINIRDA GEÇEN ÇOCUKLUK
Yaşam hikayesini “Bu kirli savaşa yeter” diyerek anlatmaya başlayan Koç, “Bir damla kanım da kalsa bu mücadelenin içinde olacağım. Başaracağız da. Zindanların kapılarını açacağız” sözleriyle de mücadelesini özetliyor. Menderê’de dünyaya gelen Koç, 3’ü kadın 6 kardeşin ortancası. Kardeşlerinden sadece kendisi köyde kalan Koç, gençliğinin tarlada, hayvanların arkasından koşturarak geçtiğini belirtiyor. Çocukluğu sınırda geçen Koç, askerlerin sürekli ateş açtığını, kendilerinin kaçtığını ancak sonraki gün yine sınır tellerinin yanında kendilerini bulduklarını ifade ediyor.
TEK TALEBİ BARIŞ
Kendi deyimiyle 40 yıldır her eylemde yer alan Koç, “Nerede bir şey olursa gidiyorum. Var olduğum sürece de gideceğim. Yaşadıklarımızı unutacağımızı mı sanıyorlar. Cenazelerimizi kutulara koyup bize gönderiyorlar. Bunları unutacağımızı mı sandılar. Vallahi hiçbir şeyi unutmuyoruz. Kemiklerim yürümeme izin verdiği sürece bu davayı takip edeceğim. Kimse öldürülmesin, kimse ölmesin istiyoruz. Barış annesiyiz. Ne olursa olsun devamlı mücadele içinde olacağız. Emine (Şenyaşar) ananın gönlü eşitlik istiyor, barış istiyor. Ben istiyorum ki; barış, özgürlük eşitlik hakim olsun. Cezaevlerinin kapısı açılsın” diye belirtiyor.
ÖLÜM DE TUTUKLAMA DA OLSA…
AKP’li Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın akrabalarının saldırısı sonucu 2 oğlu ile eşi öldürülen Emine Şenyaşar ve oğlu Ferit Şenyaşar’ın eylemlerini hatırlatan Koç, ekliyor: “Bir oğlu cezaevinde. Eşini ve çocuklarını öldürenler dışarıda. Adalet yok. Bunun için bile olsa her zaman sokakta olacağım, ayaklarımın üstünde olacağım. İnsanlarımız korkmasın. Ölüm de olsa, tutuklama da olsa eylem halinde olacağız. Bunu yapmaktan başka çaremiz yok. Zulüm, hakaret, hastalık bunlar dışında bize bir şey yapmıyorlar. Bu zulüm ve faşist sistemin yok olmasını istiyorum."
MÜCADELEYE ADANAN BİR ÖMÜR
Türkiye’nin Kürtlerin yaşadığı Şengal, Efrîn, Girê Spî ve Serekanîyê bölgelerine dönük saldırılarını da anımsatan Koç, “Ben de bunlara karşı mücadele veriyorum. Benim mücadelem Kürtler için, barış için, adalet için, eşitlik içindir. Adalet, eşitlik arıyorum. Dostluk, iyilik arıyorum, mücadeleyi seviyorum” diyor.
Eylemlere gittiğinde inanılmaz mutlu hissettiğini ifade eden Koç, şöyle devam ediyor: “Yoruldum demiyorum. Hiçbir zaman yeter demiyorum. Yeter dediğim zaman faşistlere yeter diyorum. Kötülüklere, hainlere yeter diyorum. Gidip, gelirken, yaşadığım zorluklar gözümün önüne gelmiyor. Başaracağımıza inanıyorum. Ben görmesem de sonrakiler görecek. Gönlüm görmeyi istiyor ama görmesem de olacağına inanıyorum. Özgürlük, barış olacak. Cezaevlerindekiler de çıkacak.”
MA / Ahmet Kanbal