Öcalan'dan kadınlara: Örgütlenin kendinizi koruyun

  • kadın
  • 09:00 24 Kasım 2021
  • |
img
ANKARA - Kadına yönelik şiddetin vahşet boyutunda yaşandığına dikkat çeken PKK Lideri Abdullah Öcalan,“Bu ölümler savaştan daha beterdir. Bu devletin güvenliği meselesidir. Kadın örgütü, toplumsal örgütlülükle bunları çözmeli” önerisinde bulundu. 
 
Patria, Minerva ve María Teresa Mirabal kız kardeşlerin baskı ve zorbalıklara karşı mücadele bayrağı, 61 yıldır ülke ülke, kıta kıta büyük bir kararlılıkla yükseltiliyor. Ataerkil devletin en faşizan haliyle karşı karşıya olan kadınlar, sistemlerin dayattığı politikaları kabul etmeyerek, meydan okuyor. Kadın mücadelesi ve kazanımlarına en fazla tahammülsüzlüğün yaşandığı ülkelerin başında ise Türkiye geliyor. Kadına yönelik şiddet ve katliamların yüzde bin 400 arttığı ülkede, 2021 yılının sadece ilk 10 ayında 256 kadın erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdi. Yine 87 kadın tecavüz, 396 kadın cinsel tacize uğrarken, 160 çocuk taciz ve tecavüze maruz bırakıldı. İlk 10 ayda kadına yönelik 670 şiddet olayı yaşandı. 
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, kadın sorununa dair tespit ve çözümleriyle dikkat çeken isimlerin başında gelen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kadına yönelik şiddet ve katliamlara ilişkin yaptığı değerlendirme ve sunduğu alternatif çözümleri derledik. 
 
ÖZGÜR YAŞAM MEKANLARI 
 
Devletle diyalog sürecinde yapılan birçok görüşmede kadın sorunu ve özgürlüğüne özellikle değinen Öcalan, 23 Şubat 2013 tarihli görüşmede “Kadını özgür olmayan bir halkın özgür olma şansı yoktur” diyerek, kadının tam özgürleşme halini tanrısalık olarak ifade etti.
 
İmralı Heyeti ile 18 Mart 2013 tarihinde yapılan görüşmede Öcalan, AKP’nin eve mahkum eden siyasetine karşı kadınların karar sahibi olması gerektiğine işaret ederek, “Kadın evin içinde olunca köleleşiyor. Kadın özgürlükçüsü olmak lazım. Kadına biçim vermeyi ahlaksızlık sayıyorum. Kadının ‘xweda’sı gerekir. ‘Xweda’ kendi kendini doğurmadır. Özgür kadın bir güneş gibi doğar. Jin, Jiyan kelimeleri çok anlamlıdır. Kadınlar, kudretli, özgür ve karar sahibi olmalı. Öz kararları olan kadınlar yetiştirin. Kadınların özgür yaşam evleri, binaları olmalı. Yaşamı kararlaştıracağınız mekânlar olmalı. Çalışmalarınızın temeline özgür kadın arayışını alın. Tekrar ediyorum, kadınsız yaşam olmaz. Umutlu olun, emek harcayın, inanarak yapın” diye belirtti.
 
ÇÖZÜM GÜCÜ OLUN 
 
Kadına yönelik “Ya benimsin ya toprağın”, “Sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etme” tanımlamalarına dair de çözümlemelerde bulunan Öcalan, 3 Nisan 2013’teki görüşmesinde şu tespitlerde bulundu: “İşte bu kadar korkunç bir kültür var. Kadın çalışmaları önemlidir. Kadınların ekonomi, sosyal paylaşım çalışmaları olmalıdır. Erkeklere güvenmeyin. Erkeklerin kadından anladıkları ‘al birini kaç’tır. Erkek dogmatiğini yıkın. Bütün erkekler sizin çocuklarınız. İşsiz kadınlara öncülük edin. Kadınlar, güzel yaşayacak çocuklar doğursunlar. Mesele çocuk doğurmak değil, o çocuğu yetiştirmektir. Yüzde kırk-elli kotasını bırakın. Üç ya da dört kadın bir araya gelince çözüm üretin. Erkekler kendilerini tanrısallaştırıyor. Sizler de kadınlığınıza güvenin.”
 
KADIN DEVRİMİ 
 
Var olan sisteme karşı kadının kendini yeniden yaratması gerektiğine işaret eden Öcalan, İmralı Heyeti ile 7 Haziran 2013 tarihinde yaptığı görüşmede,  “Bizim devrimimiz aynı zamanda kadın devrimidir. Eşitlik ve özgürlük kadın meselesiyle sağlanır. Kadınların durumu korkunçtur. İşsizdirler. Kadınlar işsizlik yüzünden başka yerlere gidiyorlar. Kendinizi yeniden yaratacaksınız. Kadın özgür ve cesur olmalı. Kadın yaşam dışı bırakılmış” ifadelerini kullandı.
 
ŞİDDET VE KATLİAMLARA TEPKİ 
 
Kadına yönelik şiddet ve katliamlara 8 Mart 2014 tarihli görüşmede değinen Öcalan, Kayseri’de yaşanan bir olayı örnek vererek, “Kayseri’de bir cinayet işlendi. Bir adam ailesini katletti. En son yedi yaşındaki çocuğunu balkondan atacağı zaman, çocuk ‘Baba, beni atmazsın değil mi’ diye korkuyla babasına yalvarmış. Ben bunu dinlediğim zaman o kadar ürperdim ki, hayatımda diyebilirim ki hiçbir şey beni bu kadar etkilemedi. Hayatım boyunca o çocuğun sözünü unutmayacağım. İşte şimdi söylüyorum. Bunun romanı yazılmadan, bunun filmi çekilmeden, Türkiye’ye dair hiçbir şey yapılamaz. Bu o kadar önemli ve bütün sorunları kendinde barındıran bir olaydır. Türkiye bu çocuğun sözüyle bir deprem gibi sarsılmalıydı ve o çocuğun sözü çözümlenmelidir. İşte kadın katliamları da aynıdır” değerlendirmesinde bulundu. 
 
Öcalan, kadına yönelik katliamlarda yaşanan vahşete ise İmralı Heyeti ile 31 Mayıs 2014’te yaptığı görüşmede şöyle tepki gösterdi: “Her gün kadın cinayetlerini vahşet boyutunda yaşıyoruz. Her gün onlarca kadın öldürülüyor. Bu ölümler savaştan daha beterdir. Bu devletin güvenliği meselesidir. Kadın bu kadar alçakça öldürülmez, bu ülkenin vatandaşı bunu kabul edemez. Ama kadının dört tarafı zincirle bağlanmıştır adeta. Biz bunu yırtmadan sosyalist olamayız, siyaset yapamayız. Kadını özgürleştiremeyen devrim, devrim değildir. Kadını örgütleyemeyen örgüt, örgüt değildir. Bunu bilince çıkarmak gerekir.”
 
TEK KURTULUŞ ÖZGÜRLÜK 
 
İmralı Heyeti ile 26 Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirdiği görüşmede kadına yönelik şiddete dikkat çeken Öcalan, “O adam ondan bin kere özür dilesin! Anasından doğduğuna pişman edecektiniz, yapmıyorsunuz, suçlusunuz. Halkı savunacaksınız. Bir kadını öldüremezler. Zaten her gün kadın ölümlerini görüyoruz” derken, heyetle 15 Ağustos 2014 tarihli görüşmede de şunları söyledi: “Eline bıçağı alıp istemediği ya da beğenmediği kadını öldürüyor ya da tecavüz ediyorlar. Kapitalist sistemde her erkek, her koca tecavüzcüdür. Kadını güçlendirmek lazım. Kadın kocasının eşi, babasının kızı değil, kendisinin olacak. Bir kadını alma, kızını verme vb. terminolojisini asla kabul edemeyiz. Kadın etiği dediğim şey işte kadının karar verme gücüdür. Son olarak 21. yüzyılın ideolojisi kadın özgürlüğüdür. Tek kurtuluş özgürlüktür.”
 
ÇÖZÜM ÖRGÜTLÜ MÜCADELEDE
 
Öcalan, artan tecavüz ve şiddete karşı çözümü ise 4 Şubat 2015’teki görüşmesinde, “Kadın örgütü, derin bir sosyoloji, derin bir toplumsal örgütlülük ile bunları çözmelidir” sözleriyle ifade etti. Katliamlara karşı kadınların kendilerini özsavunma ile korumalarına dikkat çeken Öcalan, “Meşru savunmayı herkes yapar. Ben özsavunma kavramını bunun için geliştirdim. Her grubun herkesin, kadınların, özellikle kadınların kendilerini savunmaları gerektiğinden bahsetmiştim. Kendi özsavunmalarını geliştirmeleri gerektiğini söylemiştim. Herkes bilinç ve iradeleriyle kendilerini korumalarını bilmelidir. İlginçtir, savunma yapmaları gerekenleri de ben savunmak durumunda kalıyorum. Her grup, herkes kendi bulunduğu alanda kendi savunmasını yapar” diye belirtti. 
 
MA / Berivan Altan