DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, yılın ilk 10 ayında bölge illerinde, 30 kadının katledilmiş, 37 kadın ise şüpheli bir biçimde öldüğünü açıkladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, 2021 yılının ilk 10 ayında bölgede yaşanan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin bilançosunu ilişkin hazırladığı raporu şube binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Açıklamaya İHD Eş Genel Başkanı Yardımcısı Rehşan Bataray Saman da katıldı.
SAVAŞIN MAĞDURLARI
Hazırladıkları raporu ilişkin söz alan İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu üyesi Derya Yıldırım, kadına düşmanlık politikaların tarih boyunca devam ettiğini hatırlatarak, erkek iktidarların bu politikaları farklı şekillerde sürdüğünü dile getirdi. Özellikle Ortadoğu’da sürdürülen savaşların kadınlar üzerinde ciddi etkilerinin olduğunun altını çizen Yıldırım, “Ortadoğu’da kadınlar ve çocuklar; savaşların en çok ezileni ve acı çekenidirler. Suriye’de yaşanan savaşta da tecrübe edildiği üzere kadınlar, LGBTİ+’lar ve çocuklar ayrımcılığa maruz bırakılmakta, kaçırılma, cinsel istismar, fuhuşa zorlanma veya işkence gibi birçok suçun mağduru olmaktadırlar. Yine savaş sebebiyle göçmek zorunda bırakılan, farklı ülkelerde mülteci statüsünde bulunan birçok kadın ve çocuk ırkçı ayrımcı saldırılara maruz kalmaktadır. Sadece diğer ülkelerde değil Türkiye’de de benzer birçok politika yürütülmektedir. Özellikle Hakkâri, Şırnak, Dersim gibi kolluk kuvvetlerinin sayıca fazla olduğu bölge illerinde yürütülen, kamuoyuna yansıyan ve kamu otoritelerinin de çoğu zaman sessiz kaldığı, etkin idari ve yargısal soruşturmalar yürütmediği durumlar neticesinde fuhuş zorlanma, madde bağımlılığı, kadınlara yönelik birçok hak ihlali de yaygınlaşmaktadır” ifadelerini kullandı.
CEZASIZLIK POLİTİKASI
Bölge illerinde bulunan asker ve polislerin kadınlara karşı işlediği suçlarda iktidarın cezasızlık politikaları nedeniyle failleri cesaretlendirdiğini belirten Yıldırım, “Uygulanan cezasızlık politikası kolluk kuvvetlerinin artık alenen suç işlenmesi gerçeğini karşımıza çıkararak, cezasızlık politikasının en acı sonucunu yaşatmaktadır. Bilançoda da görüldüğü üzere toplumsal alanda gerçekleşen şiddet sonucu yaralanmaların çoğu cinsel şiddet, taciz ve tecavüz sonucu gerçekleşmiştir. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın hak savunucularının yargısal tacize (gözaltı, tutuklama vb.) maruz bırakılmaları kadın mücadelesini engellemeye yöneliktir” dedi.
SALGIN SÜRECİ
Salgın süreciyle beraber kadına yönelik şiddet verilerinin arttığını da sözlerine ekleyen Yıldırım, bu durumun çıkartılan infaz yasası ile beraber kadına şiddet uygulayan erkeklerin serbest kalmasıyla ortaya çıktığını aktardı. Yıldırım, yine salgın nedeniyle sığınma evlerinin işlevsizleştiğini, bu durumdan kaynaklı da kadınların başvuracağı, sığınacağı bir alan bırakılmamasından dolayı da ev içi şiddet vakalarını da beraberinde getirdiğini kaydetti.
KADINLARIN UMUDU
AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin de bu döneme denk geldiğini hatırlatan Yıldırım, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için önemini şu sözlerle aktardı: “ 2014 yılından bu yana pratikte uygulama sorunları yaşansa da İstanbul sözleşmesi kadınlar için hep bir umut yarattı. Kadın hareketi güç kazandı ve kadınlar taleplerini daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Eril iktidar bundan sebeple olsa gerek ‘kutsal aile’ ‘makbul kadınlık’ ‘sözde namus’ üzerine tartışmalar başlattı. Ve nitekim tek bir kişinin imzası ile kadınların varlığı hedef alınarak, kadınların emek ve mücadelesi yok sayılarak 19 Mart 2021 günü sözleşmeyi feshetti.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedildiği 19 Mart 2021 tarihinden sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde aile içi şiddet sonucu 10 kadın, toplumsal alanda uğradığı şiddet sonucu ise 6 kadın yaşamını yitirmiştir. Yine İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi sonrası birçok kadın kuşkulu bir şekilde yaşamını yitirmiştir. Onlarca kadın ise yaralanmıştır. Bu göstermektedir ki İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması kadını daha fazla hedef haline getirmiş, erkeğe ise kadına karşı ne yaparsa yapsın sonucun cezasızlık olacağını düşündüren bir güç vermiştir. Nitekim kadına yönelik şiddet sonucu açılan davaların hemen hepsinde İstanbul Sözleşmesi'nin görmezden gelinerek verilen beraat kararları, adli para cezaları, hükmün açıklanmasının geri bırakılması vs. gibi göstermelik hükümler şiddet yanlısı erkeğin şiddet uygulasa dahi ceza almayacağı yönündeki düşüncesini destekler niteliktedir.”
30 KADIN KATLEDİLDİ
Yıldırım'ın ardından İHD Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, 10 aylık bilançoyu okudu. Demir’in aktardığı bilanço verileri şu şekilde: "Tüm bu sosyolojik olgular ile birlikte ekonomik yetmezlikler de ayrıca bölgemizde intihar vakalarını artırmaktadır. Son 10 aylık dönemde tespit edebildiğimiz kadarıyla 19 kadın intihar ederek yaşamını yitirmiş, 7 kadın ise intihar teşebbüsünde bulunmuştur. Yine aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 30 kadın katledilmiş, 37 kadın ise şüpheli bir biçimde ölü olarak bulunmuştur."