ANKARA - Evlerine atılan bomba nedeniyle kızıyla beraber yanan ve ambulansla Türkiye’ye getirilen Menaz, 5 yıldır çocuklarıyla beraber verdiği hayat mücadelesinde bir de kansere yakalandı.
Kadınların her türlü şiddet ve yaşam şartlarına mültecilik de eklenince yaşadıkları ve verilmesi gereken mücadele iki kat artıyor. DAİŞ’in saldırısında Halep’teki evlerine atılan bomba nedeniyle iki buçuk yaşındaki kızıyla beraber yanan Menaz, ambulansla 5 yıl önce geldiği Türkiye’de başlayan hayat mücadelesi devam ediyor.
Menaz ve ailesi Türkiye’ye ambulansla getirildi. Menaz ilkin Antep’te, kızı ise Malatya’da tedavi gördü. Menaz’ın, yüzü ve vücudunun çoğu yanan kızı farklı şehirlerde toplam 17 ameliyat geçirdi. Yüzünde ve çeşitli yerlerinde yanık izleri kalan kızının tedavisi için mücadele veren Menaz’a iki ay önce meme kanseri teşhisi de konuldu.
Evli olduğu erkeğin kendisini terk etmesinin ardından çocuklarıyla beraber Türkiye’de kalan Menaz, kanser olduğunu öğrendikten sonra geçecek zorlu tedavi sürecinde çocuklarına bakamayacağından kaygılı. Bir yandan tedavi olmak için uğraşan Menaz, diğer yandan bu süre zarfında çocuklarının mağdur olmaması için babalarına göndermeye çalışıyor. Ancak Türkiye’deki mülteci politikaları, Menaz’a destek olmaktan çok uzak.
KARAKOLDAN ARANDI
Menaz çocuklarını Suriye’de yaşayan babalarına göndermek için ilkin mültecilerle ilgilenen karakola başvurdu. Menaz’la konuştuğumuz sırada karakoldan arayan bir yetkili, çocukların yetişkin bir aile bireyi tarafından Suriye'ye götürebileceğini, ancak çocuklarla giden kişinin de bir daha Türkiye’ye dönemeyeceğini söyledi.
Güvenlik kaygısıyla isminin açık verilmesini istemeyen Menaz’ın verdiği mücadeleyi, Türkiye’ye geliş sürecini kendisinden dinledik.
HASTANEDE KALDI
Suriye’nin Halep kentinde 16 yaşında evlendirildiğini söyleyen Menaz, ilk çocuğunu 17 yaşındayken dünyaya getirdiğini söyledi. 4 çocuğu olan Menaz, Suriye’de savaştan önce normal bir hayatlarının olduğunu ifade ederek, “Savaş çıkınca çok kötü oldu” dedi. Evlerinin bombalanması sonucunda yaralanınca ambulansla Türkiye’ye kaldırıldıklarını söyleyen Menaz, “Suriye’de hastane ve doktor kalmamıştı. Ben bir buçuk ay Antep'te hastanede kaldım. Bana oğlum baktım. Kızım da Malatya’da 4 ay hastanede kaldı. Ona da babası baktı. Kızımı sonra ameliyat için Antalya’ya gönderdiler, orada özel hastanede insanların yardımıyla ameliyat oldu. Bir ameliyatını da Bodrum’da oldu. Sonra kardeşim İstanbul’da olduğu için oraya gittik. Ama tedavimizin devam etmesi gerekiyordu. İstanbul’da doktora gittik, doktorlar kızımın tedavisi için bizi Ankara’ya yolladılar. İstanbul’da üç buçuk ay yaşadıktan sonra Ankara’ya geldik” diye belirtti.
TEDAVİ İÇİN ANKARA’YA GELDİ
Ankara’ya geldiklerinde tedavi olmak için çok uğraştıklarını belirten Menaz, “İstanbul’da oturduğumuz için burada bizi tedavi etmediler. Kaydımızı Ankara’ya aldırmamızı istediler. Kızımın tedavisinin 5 yıl süreceğini söylediler. Biz de Ankara’ya taşındık ve Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi ve Hacettepe Hastanesinde tedavisi sürdü, ameliyatlar oldu” dedi. Hastanelerde tedavi olmak için uğraştıkları süreçte yaşadıklarını da anlatan Menaz, “Çok dışlandık. Ankara’ya geldiğimizde kimliğimizde İstanbul yazdığı için bizi hastanelere almadılar. Değiştirmek için çok uğraştık, sonra kızımı Ankara’da tedavi etmeye başladılar” ifadelerini kullandı. Dil bilmedikleri için de çok zorlandıklarını dile getiren Menaz, “Komşulardan öğrendim. Dil kursuna gittik bir şekilde öğrendim. Komşularım çok yardımcı oldu” diye belirtti.
Kızının yüzünün tamamen yandığını belirten Menaz, estetik ameliyatı için iki yıl önce Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurduğunu belirtti. Hastanedeki yetkililerin, kendisine, “Doktorlarımız yok, biz ayarlayıp sizi arayacağız” dediğini söyleyen Menaz, “Ama aramadılar, ben de tekrar hastaneye gittim, yine aynı şeyi söylediler. İki buçuk yıl geçti arayan olmadı. Başka hastaneden sordum ve oradaki doktor bana, kızımın 18 yaşına geldiğinde, ancak estetik ameliyatı olabileceğini söyledi” diye anlattı.
ÇOCUKLAR OKULDA DIŞLANDI
Çocuklarının okula gittiğini söyleyen Menaz, dışlandıkları için çocuklarının okulda çok zorlandığını söyledi.
Ankara’ya taşındıktan yaklaşık iki yıl sonra evli olduğu erkeğin bayram ziyareti için Suriye’ye gittiğini ve bir daha geri gelmediğini söyleyen Menaz, “20 gün sonra geleceğim’ dedi ama orada evlendi. Ben de buradan boşanma davası açtım. Şuan 4 çocuğumla beraber yaşıyorum. 3 çocuğumun yaşları küçük. En büyük oğlum 20 yaşında, o çalışıyor. Ama iş bulmakta çok zorlanıyor. Günlük yevmiye veriyorlar, bazen de işe çağırmıyorlar” diye aktardı.
KANSER TEŞHİSİ KONULDU
Kendisine yaklaşık iki ay önce meme kanseri teşhisi konulduğunu dile getiren Menaz, “İlk öğrendiğimde öleceğimi düşündüm. ‘Ben ölünce çocuklara kim bakacak’ dedim. Ama ayakta durmam lazım. Bunu anladım ve ağlamaktan vazgeçtim. Moralimi yüksek tutmaya uğraşıyorum. Ama aklımdan çıkmıyor. Ben olmazsam çocuklarım ne yapar? Bu nedenle çocuklarımı Suriye’ye babalarına göndermek istiyorum. Çocuklar da babalarının yanına gitmek istiyor. Bu işlere bakan karakola da başvurdum. Ama tek başına gitmelerinin yasak olduğunu söylediler. Birinin onlarla gitmesi gerekiyormuş. Ama onları götüren kişi de bir daha geri dönemezmiş” dedi. Bir an önce iyileşmek istediğini dile getiren Manas, “Tedavi sürecimin ağır olacağını söylediler. Çocuklarımı alıp Suriye’ye gitsem orada tedavi olamam. Bu nedenle tedavi sürecim boyunca çocuklarımın babalarında kalmasını istiyorum” şeklinde konuştu.
Çocuklarının yanından ayrılmasını istemediğini ama mecbur kaldığını da sözlerine ekleyen Menaz, “Burada kimsem yok. Sadece bir gün radyoterapi gördüm, üç gün yatakta kaldım. Çocuklarım gitsin, ben iyileşince tekrar gelsinler, isterim” dedi.
‘KEYFİMİZDEN GELMEDİK’
Kendilerine yönelik, “neden ülkelerini ter edip buraya geliyorlar” şeklindeki söylemlere dair de konuşan Menaz, “Savaş olmasaydı buraya gelmezdik. Savaştan önce buraya gelmeyi hiç düşünmedik. Savaştan kaçtık, tedavi için geldik. Yandık biz. Ambulansla girdik Türkiye’ye. Keyfimizden gelmedik” şeklinde konuştu.
‘AYAKTA DURACAĞIM’
Çocukları ve kendisi için mücadele ettiğini belirten Menaz, “Ayakta duruyorum, çocuklarım için uğraşıyorum. Hem anne hem de baba oldum. Çok zor ama mücadeleye devam edeceğim. Hayat çok zor ama yine de ayakta duracağım” dedi.
MA / Zemo Ağgöz