DİYARBAKIR / ANKARA - Kürt siyasetçi ve hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un serbest bırakılmayarak yargı eliyle intikam alınmaya çalışıldığını belirten DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, başta Tuğluk olmak üzere tüm hasta tutuklular için mücadele çağrısı yaptı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır, Mardin, Siirt, Batman, Bitlis, Şırnak il ve ilçe kadın örgütü üyeleri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Diyarbakır, Siirt, Kürt Dil ve Kültür Ağı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Barış Anneleri, Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk ve Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer’e dair basın açıklaması yaptı. Diyarbakır Barosu hizmet binası önünde yapılan açıklamada kadınlar, “Cezaevleri öldürüyor. Aysel Tuğluk ve tüm hasta tutsaklar serbest bırakılsın” pankartı açtı.
‘GARİBE KAYBETTİRİLDİ’
Açıklamada ilk olarak konuşan TUHAY-DER Diyarbakır Şube yöneticisi Aslıhan Bulut, cezaevlerinin uzun süredir hak ihlalleri, darp ve kötü muamelenin adresi haline geldiğini belirtti. “Uluslararası hukuk bir yana en geçerli insani ilkelerin dahi askıya alındığı bir süreçte Garibe Gezer öldürüldü” dedi. Gezer’in 5 yıldır cezaevinde bulunduğunu ve ailesiyle yaşadıkları süreçten bahseden Bulut, “Garibe 2016 yılında haksız bir şekilde tutuklanıp, ceza almıştır. Garibe, sürekli olarak kendisine ses olunmasını, yaşadığı tehdit, darp ve cinsel saldırıların son bulması için herkesi duyarlı olmaya davet etmişti. Garibe yaşam doluydu. Son telefon görüşmesinde de ailesine iyi olduğunu belirtmesine rağmen bugün aramızda yok. Garibeyi kaybettik, kaybettirildi” şeklinde sitem etti.
‘SAKLANAN HER NEYSE SORUMLULAR ORADADIR’
“Garibe’yi tam olarak tecrit, izolasyon, cinsel saldırılar neticesinde kaybettik” diyen Bulut, Garibe’nin yaşamını yitirmesinin ardından avukatların devreye girerek hem cezaevi girişinde hem de otopsi işlemlerinde engellendiğini harlatarak “Olayda saklanan her neyse sorumlular oradadır” dedi. Bulut, Garibe’nin yaşamını yitirmesinden sorumlu olan kişi veya kişilerin derhal görevden alınması ve haklarında etkin soruşturma başlatılması gerektiğini belirtti.
‘ONLARI MÜCADELEYELE DIŞARI ÇIKARACAĞIZ’
Yine aynı cezaevinde Aysel Tuğluk’un hafıza kaybı yaşadığını da hatırlatan Bulut, Tuğluk’un ağır sağlık sorunları yaşamasına rağmen iktidar yetkililerinin bu hak ihlallerine karşı kulaklarını tıkadığını vurguladı. Tuğluk’un hastalığını ilerlemesine rağmen, ATK’nin “Hayatını yalnız idame ettirebilir” kararına tepki gösteren Bulut, devamında şunları söyledi: “Önceki süreçlerde de bildiğimiz üzere ATK’nin bu tutumu siyasidir. Öyle ki hasta tutsakların cezaevlerinde tabutları çıkıyor ya da serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra yaşamlarını yitiriyor. Aysel Tuğluk gibi yüzlerce hasta tutsak tedavi edilmemekte ve yanlı ATK raporları gerekçeleri ile cezaevlerinde ölüme terkedilmiş durumdadır. Aysel Tuğluk ve tüm tutsaklar yalnız değildir. Onun arkasında güçlü bir kadın örgütlülüğü vardır. Kadın dayanışması ve birlikteliği yaşatma siyasetini savunmaya devam edecektir. Başta hasta tutsaklar olmak üzere, siyasi rehine olarak tutulan kadınları, zindanlardan mücadelemiz ve direnişimizle çıkartacağız.”
KÜRTLERE KARŞI DÜŞMAN HUKUKU
DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz ise, bugünün insan hakları günü olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin bu açıdan karnesi çok dolu. Devlet Kürtlere dönük, Kürt kadınlarına dönük politikalarına devam ediyor. Bunlara karşı her daim düşmanlığını devam ettiriyor. Biz biliyoruz ki bu ölüm, devlet yargısı ile kadına ve Kürtlere karşı düşman hukukuyla gerçekleşti” şeklinde konuştu.
BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
Gezer’in ve tecavüze uğradıktan sonra intihar eden İpek Er’in ölümleri arasında herhangi bir farkın olmadığını belirten Aydeniz devamında şöyle konuştu: “Garibe Gezer’in katili yargıdır. Bugün cezasızlık politikaları savaş politikalarının bir getirisi olarak gerçekleşmiştir. Kürt kadınları olarak, kadın bedeni ve kadın katliamları üzerinde yükselmenize izin vermeyeceğiz. Öldürseniz de, ceza verseniz de sizin politikalarınız bizi engelleyemeyecektir. Bugün onlarca hasta tutukluyu bu bitirme politikalarıyla içeride tutuyorlar. Aysel Tuğluk da bunlardan biridir. Bugün Tuğluk şahsında, Kürt kadınlarına ve Kürt halkından intikam alınmak isteniyor. Aysel Tuğluk ne mücadele verdiyse biz de o mücadeleyi vereceğiz. Buradan kadınlara sesleniyorum, bugün değilse hangi gün yanımızda duracaksınız. Direniş birlikte büyütülür. Türkiye ve Kürdistan halkının özgürlüğü için birlikte mücadele edeceğiz.”
Açıklama, “Katil devlet hesap verecek”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek” sloganlarıyla sonlandırıldı.
ANKARA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi partinin önceki dönem Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna ve Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde dün şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in ölümüne ilişkin açıklama yaptı. Ankara İl Örgütü’nde yapılan açıklamada “Aysel Tuğluk için, Garibe Gezer için tüm hasta tutsaklar için adalet” pankartı asılırken kadınlar sık sık “Jin, Jiyan, Azadi” ve “Yasta değil isyandayız” sloganları attı. Açıklamaya Sosyalist Kadın Hareketi de destek verdi.
Açıklamada konuşan Ankara İl Örgütü Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu, kadın mücadelesinin hafızasızlaştırılamayacak kadar onurlu bir mücadele olduğunu vurgulayarak, Tuğluk’un bir an önce serbest bırakılmasını istedi.
‘İKTİDAR KULAĞINI KAPATTI’
Avukatlarının Tuğluk’un tutulduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nde hafıza kaybı yaşadığına dair açıklamalarını hatırlatan Sinemillioğlu, Tuğluk’un ağır sağlık sorunları yaşadığı aylardır kamuoyuna yansımasına rağmen; iktidarın kulağını kapattığını, ancak raporlara göre bu hastalığın Tuğluk’un cezaevinde kalmasına engel olduğunu söyledi. Tuğluk’un hafıza kaybı yaşamasına sebep olan devletin inkar, imha, asimilasyon ile Kürt düşmanlığı politikaları olduğunu kaydeden Sinemillioğlu, “Neden mi bunu söylüyoruz? Çünkü, Tuğluk cezaevinde birinci yılı dolmadan annesi Hatun Tuğluk’un ölüm haberini aldı. Ve izinli olarak cenazeye katılmak üzere çıkarıldı. Cenazeye katılanlar, mezarlığa girdikleri andan itibaren ırkçı, sözlü saldırılara ve tacize maruz kaldı, akabinde de hepsine yönelik taşlı saldırılar başladı. Aysel Tuğluk bütün bunları, gördü, duydu, yaşadı ve tanıklık etti. Bu ırkçı saldırılar, Tuğluk üzerinde kalıcı etkiler bıraktı” diye konuştu.
‘KADINLARIN HAFIZASI NET’
Tuğluk’un hastalığının ilerlemesine rağmen, ATK raporlarında hayatını yalnız idame ettirebileceğinin belirtildiğini kaydeden Sinemillioğlu, “Önceki süreçlerde de bildiğimiz üzere ATK’nin bu tutumu siyasidir. Öyle ki hasta tutsakların cezaevlerinde tabutları çıkıyor ya da serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra yaşamlarını yitiriyor. Tuğluk’un hastalığının birincil sorumlusu tekçilik rejimiyle saltanatını sürdüren iktidardır. Savaş ve ölüm siyaseti yürüterek, cinsiyetçi, kutuplaştırıcı, ayrımcı, militarist politikalarıyla ayakta durmaya çalışan iktidar; hapsederek, rehin tutarak mücadele etmelerini engelleyemediği kadınlara ‘yaşatmamayı’ , ‘hafızasızlaşmayı’ dayatmaktadır. Ancak, kadınların hafızası gayet net. Bizim hafızamızda katliamlar, siyasi soykırım operasyonları, kadın mücadelesine yönelik saldırılar, Kürtlere, Alevilere yönelik ırkçı saldırılar hala taptaze” ifadelerini kullandı.
‘SORUMLUSU SİYASİ İKTİDAR’
Sinemillioğlu devamında şunları kaydetti: “Kadın mücadelesi hafızasızlaştırılamayacak kadar onurlu bir mücadeledir. Aysel Tuğluk da bu onurlu mücadeleyi sürdüren bir yoldaşımız. Bugün, ‘Aysel Tuğluk için adalet’ demek kadın özgürlük mücadelesini savunmaktır. Aysel Tuğluk derhal serbest bırakılmalı, aksi halde yaşanacak herhangi olumsuz bir durumda sorumlusu başta Adalet Bakanlığı olmak üzere siyasi iktidar sorumludur.
‘CİNAYETTİR’
Aysel Tuğluk için basın açıklaması hazırladıkları sırada Garibe Gezer’in ölüm haberini aldıklarını ifade eden Sinemillioğlu, “Daha önce cinsel tacize uğrayan Garibe Gezer’in otopsi işlemleri avukatları beklemeden apart topar yapıldı. Neden ? Cezaevlerinde yaşanan her ölümden iktidar sorumludur. İntihar deyip geçemezsiniz bu bir cinayettir. Garibe Gezer için adalet mücadelemiz sürecektir “ dedi.