ANTALYA - Azra Gülendam Haytaoğlu’yu katleden Mustafa Murat Ayhan cinayeti nasıl gerçekleştirdiğini anlatırken, mahkeme sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair rapor alınması için duruşmayı erteledi.
Antalya'da, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu'yu (21) katleden Mustafa Murat Ayhan ilk kez hakim karşısına çıktı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteyen iddianame hazırladı. Hazırlanan iddianame, Antalya 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilerek, dava açıldı. Davanın ilk celseyi Antalya 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Ayhan, "nitelikli kasten öldürme", "nitelikli cinsel saldırı", "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" ve "hırsızlık" suçlarından yargılanıyor.
TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Duruşma öncesinde avukatlar mahkeme salonuna sığmadı. Duruşmaya Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan sanık Ayhan SEGBİS aracılığıyla katılırken, katledilen Azra Haytaoğlu’nun annesi Mezide Haytaoğlu, babası Mustafa Haytaoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Türkiye’nin birçok ilinden 30’dan fazla yetki belgeli avukat, şikayetçi müdafii olarak katıldı. Duruşma kimlik tespiti ve iddianamenin kısa özetinin okunması ile başladı.
Mahkeme heyeti, şikayetçi ve sanık vekillerinin dosyaya kısmen yayın yasağı getirilmesi yönündeki talebini reddetti.
CİNAYETİ ANLATTI
Fail Ayhan, duruşmada Haytaoğlu’nu nasıl katlettiğini anlattı. Haytaoğlu’nun kendisine konum attıktan sonra kendisine konum attığını belirten katil zanlısı Ayhan, "Arabamla aldım. Lokantada çorba içtik. Sonra arabamla gezdik. Ben ona işi anlattım. Akşam aldığım yere geri döndük. Bir arkadaşını aradı. Saat 01.30 sıralarında. Benim evime gittik" şeklinde konuştu. Psikolojik sorunları olduğunu öne süren katil zanlısı Ayhan, gece odasında alkol ve uyuşturucu aldığını belirtti. Ayhan, "Uyumuşum. Sabaha doğru 05.00-06.00 gibi uyandım. Arabadan hapı aldım. Kapı sesinden Azra uyanmıştı. Azra'nın yanına oturdum ve elimle ateşine baktım. Nereden geldiğimi sordu. Ben de kendisine ilacı arabadan aldığımı söyledim. Tekrar uyudu. Ben de odama döndüm ve alkol almaya devam ettim. 08.30 sıralarında gelen arkadaşa işyerinin anahtarını verdim. Yine uyudum. Öğlen saat 13.30 sıralarında uyandım. Azra'dan ses çıkmayınca, uyanmayınca eğilerek ağzına ve yanağına dokunarak ateşini ölçmek istedim. Maktule birden silkelenerek kalktı ve bağırdı. Eliyle beni itti ve 'Ne yapıyorsun?' dedi. Evimizin duvarlarından sesler geçtiği için 'Bağırma' dedim. Panikledim. Elimle ağzını kapattım. Elim ağzında kaldı. Zayıftı, hastaydı, direnemedi. Kendisinin ağır astım hastası olduğunu bilmiyordum. Sonra hareketsiz kalıncaya kadar ağzını kapattım. Ne olduğunu anlayamadım" dedi.
Katil zanlısı Ayhan, cenazeyi ormanlık alana gömdüğünü söyledi.
'KIZIM SÜREKLİ RÜYALARIMA GİRİYOR'
Sanık avukatının bir sorusu üzerine Haytaoğlu’nun babası Mustafa Haytaoğlu, duruşma salonunda küfür ederek, bağırmaya başladı. Bunun üzerine salonda bulunan polis ve avukatlar Haytaoğlu'nu sakinleştirmeye çalıştı. Sakinleşmesi üzerine Haytaoğlu, dışarıya çıkarıldı. Haytaoğlu, "Ben çok iyi bir babayım, uyuyamıyorum, kızım sürekli rüyalarıma giriyor" diyerek gözyaşı döktü. Müşteki Ezgi Haytaoğlu ve erkek kardeşi ise babasının dışarıya çıkarılmasına tepki gösterdi. Müşteki Mezide Haytaoğlu ise kızının çorabını mahkeme heyetine göstererek, "Kızımın kirli çorabını koklayarak yaşıyorum. Adaletinize güveniyorum" diyerek ağladı. Tekrar salona alınan baba Haytaoğlu, konuşurken sinir krizi geçirerek bayıldı. Sağlık ekipleri, Haytaoğlu'na müdahale etti.
‘GÖZLERİMİN İÇİNE BAK’ DEDİ
Haytaoğlu, kızının değişik okullar kazandığını ama Akdeniz Üniversitesi'ni tercih ettiğini belirterek, "Kızım kadın hakları savunucusu olmak istedi. Kızımın aç susuz olduğu söyleniyor. Ben kızıma her ay 2 bin lira para gönderdim. Kızım için, kadınlar için ölürüm" dedi. Ardından SEGBİS ekranına dönerek, sanığa bakan Haytaoğlu, "Gözlerimin içine bak lan, bakamıyorsun değil mi? Şikayetçiyim" şeklinde konuştu.
Tanık Süleyman S., sanığı yaklaşık 15 yıldır tanığını belirterek, "Ancak kendisi ile uzun süredir görüşmüyorduk. Kafede sanıkla karşılaştık. Maktul bize içecek servisi yaptı. Sanık ile maktul arasında işle ilgili konuşma geçti. Sonra maktule kartını verdi. İlerleyen günlerde sanık Azra'nın Covid-19 olduğunu söyledi. Maktulü arayarak geçmiş olsun dileğinde bulundum. Bir sonraki buluşmamızda ise sanık birden 'bayan arkadaşım hastaymış' dedikten sonra yanımdan ayrıldı" diye konuştu. Tanık, bir soru üzerine sanığın emlak danışmanı olarak Azeri kökenli bir kadına da teklif götürdüğünü anlattı. Sitede görevli olan tanık Yaşar Y, ise olaydan 3 gün sonra polislerin bulunduğu siteye geldiğini anlatarak,"Polisler rahmetlinin telefonundan son sinyalin buradan geldiğini söylediler. Sonrasında kamera kayıtlarını aldılar" dedi.
Mahkeme başkanının "Olay gününe ilişkin dikkatini çeken bir durum oldu mu?" sorusuna, Yaşar Y, "Saat 13.30 sıralarında olayın olduğu 5'inci kattaydım. Bir erkek sesi duydum. 'Bağırma' diyordu. Ancak ben ablası olabileceğini düşündüm. Çünkü genelde ablası ile kalıyordu. Meğerse 1 aydır ablası eve gelmiyormuş. Benim haberim yok" yanıtını verdi.
Sanık Ayhan, tanıkların ifadesine ekleyecek sözlerinin sorulması üzerine, " Çok üzgünüm çok özür dilerim, pişmanım keşke bunlar yaşanmasaydı. Herkesten çok çok özür diliyorum" şeklinde cevap verdi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğuna devam kararı vererek, sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair rapor alınması için duruşmayı 31 Ocak 2022 tarihine erteledi.