İSTANBUL - İktidarın getirdiği yargı paketlerinin “yama” olduğunu belirten avukat Diren Cevahir, ülkede hukukun askıya alındığını söyledi.
Adalet Bakanlığı’nın hazırlıklarını sürdürdüğü 6’ncı Yargı Paketi’nin Ocak ayında Meclis’e getirilmesi bekleniyor. Pakete dair yansıyan detaylara göre, “hâkim ve savcı yardımcılığı” sistemi getirilecek, zorunlu müdafi ücretlerini artırılacak. Avukatların bilgi ve belge temin etmelerine ilişkin yasal yetkileri genişletilecek. Avukatların takip ettiği işlerde mevzuata uygun olarak “aslı gibidir” şeklinde tasdik ettikleri belgeler, adli ve idare mercilerde geçerli olacak. Müdafinin dosya inceleme yetkisine yönelik belli suçlar için verilebilen kısıtlama kararına üst süre sınırı getirilecek. Avukatların Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruları elektronik ortamda yapılabilecek.
Yeni yargı paketinde kadın ve çocukların haklarını koruyan herhangi bir düzenleme olmadığı eleştirilerinde bulunan avukat Diren Cevahir, dosya inceleme yetkisinin önceden var olan bir uygulama olduğunu belirterek, AKP iktidarı döneminde bu haklarının kısıtlandığını ve yeni bir düzelmemeymiş gibi kendilerine sunulduğunu söyledi.
YAMA BİR PAKET
Anayasanın yeniden yazılması gerektiğini belirten Cevahir, daha eşitlikçi daha özgürlükçü ve mağdurun haklarını gözeterek yeni baştan yazması gerektiğini vurguladı. Cevahir, “6’ncı Yargı Paketi düzenlemesinde hâkim ve savcı yardımcılığı sistemi getirilmesinin yanı sıra avukatların bilgi ve belge temin etmelerine ilişkin yasal yetkilerin genişletileceği söyleniyor. Bunların hepsi birer yamadır. AKP, iktidarı boyunca yaptığı tek şey yeni yargı paketleriyle tıkanmış olan sistemde iş yapıyormuş gibi göstermelik düzenlemelerle yama yapmak oldu. Birtakım haklarımızı kırpıyorlar, gasp ediyorlar sonra da kendileri vermiş gibi lanse ediyorlar. Ne kadın örgütleri nede sivil toplum kuruluşları, ne de çocuk hakları konuda çalışma yapan yetkili kurumlarla konuşulmuyor” diye belirtti.
ENGELLEMELER İKTİDAR DÖNEMİNDE
Avukatların, müdafi dosyalarına ulaşmalarını önünde pek çok engel olduğunu ancak bunu iktidar döneminde yapıldığını dile getire Cevahir, “Adliyelerde görevimizi icra ederken pek çok sorunla karşılaşıyoruz. Bir savunma dosyası ve kovuşturma dosyasına engel koyarsanız adil yargılamayı nasıl sağlayacaksınız. Savunmanın önüne engel getirilmesinin nedeni ise avukatları bağımsız ve özgürlüklerden yana olmasıdır. Bütün bu engellemelerin yasal hiçbir dayanağı yok doğrudan iktidar tarafından getirilen keyfi düzenlemelerdir. Bunların çoğu kanuna aykırı uygulamalardır” şeklinde konuştu.
TECAVÜZ VE CİNSEL SALDIRI DOSYALARI
Yargı paketinin gündeme geldiği günden beri bazı dosyalara erişemediklerini vurgulayan Cevahir, şöyle devam etti: “Bu yargı paketinde sekiz madde var. Bunlardan bir tanesi cinsel saldırı suçları ile ilgilidir. Sözüm ona bunlarla ilgili avukatların örnek ve suret olarak dosyaya ulaşmasıyla ilgili kolaylık sağlamak ama ‘soruşturmanın seyrini tehlikeye düşürecek bir durum varsa, bu dosyalar hakim kararıyla kısıtlanabilir’ deniyor. Bu kısıtlamalar daha çok cinsel saldırı, cinsel şiddet, taciz, kasten öldürme dosyaları kastediliyor. ‘Kasten adam öldürme’ yani kadın cinayeti dosyası dediğimiz tecavüz, cinsel taciz gibi olaylar karşısında öz savunma yapan kadınların dosyalarına keyfi kısıtlama getirilebilecek. Çünkü kadınların uğradığı erkek şiddeti, tecavüz, taciz, istismar gerçeği ülkede gündem olmasın diye kısıtlama getiriliyor.”
HESAP SORMAMIZ İSTENMİYOR
Cinsel taciz, istismar ve kasten öldürme suçları gibi dosyalara kısıtlama getirilmesi hukukun ihlali olduğunu kaydeden Cevahir, “Bu durum bir aynı zamanda insan hakkı ihlalidir. Kadınlar, iş yerinde sokakta güvende olmadığı ve günde üç kadının öldürüldüğü bir ülkede hepimizin her en erkek şiddet uğrama ihtimalimiz var. Biz kendi hayatlarımız için çocuklarımızın hayatları için hesap sormayalım istiyorlar. Kasten öldürme suçlarından kısıtlama kararı getirilmesi yarın öbür günde erkek şiddetine uğrayan Nami Öztürk, Çilem Doğan, Aylin Işık, Yasemin Çakal İpek Er, gibi yakinen tanıdığımı kişilerin katillerinden hesap sormayalım diye yapıyorlar. Bunlar çok basitmiş gibi gelebilir ama çok tehlikeli” dedi.
‘DOSYA KAÇIRMAK’
Dosya kısıtlamaları çocuğun üstün yararı ve kadınların zarar “görmesin” denilerek getirildiğini kaydeden Cevahir, şunları söyledi: “Eğer cinsel şiddette uğramış bir çocuğu ya da kadını korumak istiyorsanız bunun bin tane yolu var. Buna muhalefet ettiğimizde çocuğun üstün yararı deniliyor ama bunun adı dosya kaçırmaktır. Sadece kadın ve çocuk olmak zorunda değil, Şırnak Beytüşşebap’a bağlı bir köyde yaşayan Hurmuz Diril iki senedir kayıptır. O köyden yaşayan bir emekçi ve geride bir sürü çocuğu var. Karısının ölüsü bulundu kendisinin akıbeti belli değil, ama soruşturma dosyası kaçırılıyor. Ortada etkin bir soruşturma da yok her şey gizli yürütülüyor. Gülistan Doku, baraj boşaltıldı bulunmadı nerde Gülistan? Burada maksat gerçeklerin üstünü örtmektir. Bu ülkede hukuk askıya alınmıştır”
SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Kadın mücadelesinin asırlardır devam eden ettiğini aktaran Cevahir, “Son dönemde kadın mücadelesinin yükselen bir sesi var. Kendi bedenlerine, kendi kimliklerine, kendi varoluşlarına sahip çıkıyorlar. Bizim ülkemizde böyle yürüyor. Bütün hukuksuzluklara, keyfi uygulamalara karşı hayatlarımıza sahip çıkmak için sokaklarda sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz. Hukuk önemli bir mücadele alanıdır ama bu kadar askıya alındığı bir dönemde sokağa çıkarak muhalefet yapmak zorundayız. Hayatlarımıza bedenlerimize kimliklerimize sahip çıkmak zorundayız” dedi.
MA/ Esra Solin Dal