Fuhuş çetesini ifşa eden kadın: Devletle ilişki içerisindeler

  • kadın
  • 15:29 29 Aralık 2021
  • |
img
MUĞLA - Sahte iş ilanı üzerinden kadınları fuhşa sürükleyen çete üyelerinin yargılandığı davaya ilişkin konuşan S.F.Y., elinde yeni deliller ve tanıklar olduğunu belirterek, bunları duruşma günü mahkemeye sunacağını söyledi.  
 
Muğla’nın Milas ilçesinde sahte iş ilanı üzerinden kadınlara ulaşarak, fuhşa sürükleyen çete üyeleri Ayşe ve Pınar Gündüz, Ali Lofçalı ve ayrıca tecavüz faili Mutlu Erbey hakkında S.F.Y.’nin açtığı davanın 5’inci duruşması yarın Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşma öncesi Jinnews’e konuşan S.F., dava kapsamında birden fazla failin olduğunu belirterek, yarın görülecek duruşmada yeni tanık ve deliller sunacağını ifade etti. 
 
‘KARAKOL İŞİN İÇİNDE’
 
Olayın yaşandığı gün 2 astsubay 1 uzman çavuş ve ardından Milas Jandarma Karakolu’ndaki bütün karakol mensupları hakkında 5 kez suç duyurusunda bulunduğunu ancak bu kişiler hakkında takipsizlik kararı verildiğini belirten S.F., “Araştırmalarımın bir kolu Bodrum’a kadar gitti. Çünkü çetenin Bodrum’da fuhuş ticareti yaptığı yerin adresine ulaştım. Polislere verdim ama işini yapmadılar. Güllük Jandarma Karakolu’nun Mutlu Erbey ile ilişkilerinin çok sıcak olduğunu öğrendim” dedi. 
 
Muğla İl Jandarma Komutanlığı’ndan adı Ökkeş olduğunu iddia eden bir kişinin kendisini ve tanıkları arayarak ifadeleri hakkında bilgi almaya çalıştığını aktaran S.F., “Suç duyurusunda bulundum. Bu ilişkiler, çetenin devletle ilişkilerini iç içe seriyor” diye belirtti.
 
Geçtiğimiz yılın Aralık ayında Milas İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde Ayşegül İnat hakkında suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan S.F., bunun üzerine emniyetten 2’si resmi 5 polis tarafından darp edildiğini dile getirdi. S.F., “Ailem, hayatımdan endişe ettiği için o gece beni Bodrum’a gönderdi. Çünkü beni hayatta tutmak istiyorlardı. Ertesi sabah 09.00’da bir astsubay, bir uzman çavuş kapıma gelip ‘hoş geldiniz, kaç gün kalacaksınız?’ dedi. Takip ediliyordum, biliyordum. Çünkü üzerimde korku yaratmaya çalışıyorlardı. Ayrıca Bodrum, Gümüşlük Karakolu’ndan arandım. İş adresimi istediler. Ardından 3 gün boyunca tehdit telefonları geldi” ifadelerini kullandı. 
 
EMİR ALINAN ÜSTLER 
 
Davaya ilişkin deliller karartıldığı için mahkemeye hepsini birden sunmadığını söyleyen S.F., bu delilleri tek tek mahkemeye vereceğini ifade etti. S.F., şöyle devam etti: “Karakol komutanlarıyla muhabbetleri olduğunu kanıtlayan, bir partideki milletvekillerine bakanlara giden donelerim var. Onları sonlara sakladım. Doğal olarak bu da onları rahatsız ediyor. Devletin savcısı, hakimi, komutanı çeteye yardım ediyorsa bunların emir aldığı daha üstleri olmalı. Araştırmalar daha yukarılara götürdü. Tabi ki elimde belgeler var. Belge olmadan konuşmanın geri dönüşünün ağır olduğunu biliyorum. Adalet Bakanlığı’na, HSYK’ye, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, Mutlu Erbey’in gece bir arabayla fabrikayı soyarken videosunu attım. Yaptığım her suçlama belgelidir. Masum bir insanı zan altında bırakmam. Delillerle devam edeceğim.” 
 
SAVCI ARAŞTIRMIYOR
 
Çetenin Erzurum, Antalya ve Diyarbakır’a kadar uzandığını öğrendiğini ifade eden S.F., “Milas’taki kadınları şehir dışındaki kadın pazarlayanlara satıyorlar. Oradakileri de bu tarafa getiriyorlar. Bunların içine düşünce çıkış, o kadar kolay olmuyor. Benim ulaştığım adresler var ama Milas Savcılığı tarafından araştırılmıyor. Bu tutumu nedeniyle Adalet Bakanlığı’na dilekçe yazdım” dedi. 
 
ÇETELERE BİLGİ SIZDIRILIYOR
 
Mutlu Erbey’in Milas’ta bir çocuğu fuhuşa sürüklediği bilgisini veren S.F., çocuğun adresini bulduktan sonra yerinin değiştirildiğini dile gerererk, “Ben dosyaya bir done sunuyorum, şu adreste diye ama nasıl oluyorsa o bilgi oraya gidiyor ve yerleri değişiyor. Sonra ben yeni adrese ulaşamıyorum. Oysa adalet sistemi, kurumların bir ses kaydıyla, bir takiple benden daha hızlı ulaşabilir. Benim sınırlarım belli. Ancak halktan alabilirim bilgiyi. Şu an oradaki kadının adresini kaybettim. Ben tanık ismi veriyorum, iki gün sonra tanığın kaldığı yer yakılıyor. Bu bilgileri kim veriyor? Antalya’daki kadınların adresini veriyorum. Sonra savcı bana ‘taşınmış’ diyor. Ama ben ‘bunlar gizli bilgi’ diyorum. Birileri dosyadaki bilgileri bir yerlere aktarıyor. Adliyeye, kolluğa soruyorum, bunlar bu bilgilere nereden ulaştı? Ben nokta atışı adresler veriyorum ama taşınıyorlar” diye belirtti. 
 
SUÇ DUYURUSU ALINMADI
 
Antalya’da kadınları fuhuşa sürükleyen kişinin Diyarbakırlı olduğunu öğrendiğini ancak taşınmadan önce orada oturduğuna dair bilgi edindiğini dile getiren S.F., “Orada 6, 8 kadın var. Benim davalık olduğum kişilerin sattığı 4 kadın var. Bodrum’a yazın çalışmaya gelen bir üniversite öğrencisi olduğunu söyleniyor. Hepsinin sahte isimleri var. Kimlikleri de yok edildiği için çıkamıyorlar. Ben Antalya’daki kadının saçının rengine, kıvırcıklığına, yaşına, kilosuna kadar yazdım. Milas Emniyeti’ne gidip ‘Mutlu Erbey Erzurum’a bir kadın satmış’ dediğimde ‘kızın T.C. numarasını getir’ dediler. Oradan Milas Savcılığı’na gittim. Bir kadın savcı ile görüştüm. O da, TC. numarasını istediğinde ‘nasıl getireyim’ dedim. Bana ‘kendi gitsin suç duyurusunda bulunsun’ dedi. O suç duyurum da alınmadı” şeklinde devam etti. 
 
ÇETE YÖNETİCİSİ SEVGİ GÜNDÜZ
 
Hem kendisinin hem de ailesinin tehdit edildiğini, ayrıca takip edildiğini kaydeden S.F., tüm bu yaşadıkları karşısında adeta psikolojik bir savaş verdiğini dile getirdi. S.F. şöyle devam etti: “Kendimi korumak zorunda kalıyorum. Bodrum’da, Aydın Söke’de, Muğla merkezde ortak çalıştıkları insanlara ulaştım. Milas’ta bu çetenin lideri Sevgi Gündüz. Herkesin ‘onlara elini bile süremezsin’ dediği yerlerde ben bir yıldır bu savaştan vazgeçmedim. Ali Lofçalı’nın bir çocuğa tacizden iki sabıka kaydı var. Pınar Gündüz’ün yaralama ve darptan 12 kaydı var. Ayşe Gündüz’ün de var. Mutlu Erbey’in 3 kadına şiddet dosyası var. 2’si karara bağlanmış. 17 sabıka kaydı var. Ayşegül İnat ile ilgili bir sürü kanıt dosyaya sunmama rağmen bir adım atılmadı.
 
ÖLÜMLE TEHDİT 
 
Milas Adliyesi’nde 5 numarası var, 6’ncı numara neden kayıtlara girmiyor? Beni tuzağa çektiği numarayı kapatıyor, ona ait telefon numarası kullanıyor. Binlerce kez telefon etmeme rağmen o HTS kayıtları çıkarılmadı. Telefonları, Adıyaman, Çelikhan, Kayseri, Melikgazi, İstanbul Bağcılar’a kayıtlı. HDS kayıtlarını çıkaran insanların bunlara bakması lazım. Telefonlardan biri Gökhan, biri Mehmet isimli birinin adına kayıtlı. Ayşegül beni o dönemde kullandığı aktif numaradan aradı. Ben açmadım, sonradan kardeşimi arayıp hem beni hem de kardeşimi ölümle tehdit etti.  
 
ARAŞTIRILMADAN TAKİPSİZLİK 
 
Ayşegül İnat ve Kerim Karakış adlı erkeğin ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçlarından birlikte yargılandığı 6 dosya var. Bu iki kişinin ilişkisini HTS kayıtları ile ortaya çıkarılabilirim ancak bakılmıyor. Milas Adliyesi çalışanları hakkında ‘fuhşa yer temini’, ‘aracılık etme’ gibi başlıklarla kamu davası açıldı. Milas’ta organize suçları araştıran ayrı bir savcı var.  Bakanlık, savcıya ‘olayı araştırın’ demiş. Savcı tek kalem oynatmadan takipsizlik vermiş. Bütün yükü bana atmış. Bunu araştırmadı, bunu getirmedi. Peki, savcılar ne iş yapıyor? Araştırmadan nasıl takipsizlik verebiliyor?  
 
CEZASIZLIK GÜÇ VERİYOR
 
Üstlerin en altları harcadıkları bir sistem var. Cezasızlık suçluyu güçlendiriyor. Sadece Mutlu Erbey’e 24 yıl ceza verdirdim ama diğerleri kaldı. Bu sefer onlar daha da güçlenecek, çünkü bakanlığa kadar destekleniyorlar. Daha yukarıdaki isimlere ulaşamadım. Kaç tane kadın kurtarabilirsem. Çocukların zengin iş adamlarına geceliği bin liraya gönderildiğini düşünün. Kadınlar özsavunma için eğitim almalı, ayrıca kadın örgütlerinde yer alınmalıdır. Birçok kadının 6284 sayılı yasadan, koruma kararından, İstanbul Sözleşmesi’nden haberleri yok. Kadınlar siyasi, sosyal, hukuksal hakları öğrenmeli. Telefonlarına KADES yüklemeli.”