ANKARA - Kadınların karar organlarında yer alması gerektiğini belirten HDP’nin hukukçu milletvekillerinden Züleyha Gülüm, Meclis'e gönderilecek AYM adaylarının kadın olması için çağrı yaptı.
Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) avukatlar arasından seçilen adayın yaş haddinden emekli olması nedeniyle yerine yeni üye seçilmesi için tüm baro başkanları, 15 Ocak’ta Ankara’da toplanıp adaylar arasından seçeceği 3 ismi Meclis’e bildirecek. Meclis de 3 kişiden birini AYM üyesi olarak seçecek.
Meclis’e gönderilmesi için seçilecek 32 kişilik aday adaylığı listesinde 11 kadın avukat yer aldı. Listede yer alan kadın avukatların yanı sıra birçok kadın ve hukuk örgütü de AYM’ye seçilecek üyenin kadın olması çağrısında bulundu. 15 Ocak’ta 3 adayın belirlenmesinin ardından gözler Meclis’te olacak.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) hukukçu milletvekillerinden Züleyha Gülüm, barolar tarafından Meclis’e gönderilecek üç adayın da kadın olması çağrısında bulundu.
AYM üyelerinin seçiminde demokratik bir işleyişin olmadığını belirten Gülüm, üyelerin çoğunun Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiğini hatırlattı. Gülüm, “Meclis’teki durum da benzer. Üç aday içerisinden bir adayı Meclis'te çoğunluğu olan iktidar partisi belirlemiş oluyor. Bu da anti demokratik bir yöntem ve yargı bağımsızlığı önüne geçen bir seçim biçimi. Yine iktidarın istediği bir seçimle karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu nedenle barolara yaptığımız çağrı önemli. Üç kadın göndermeleri durumda Meclis’ten seçilecek kişi de kadın olacak. Hiç değilse bu yöntemle bir sonuç almış oluruz” dedi.
‘YÜZDE 50 TEMSİLİN SAĞLANMASI LAZIM’
Meclis’ten seçilecek bir kişinin de kadın olması halinde AYM’de eşit temsilliyet açısından yine yeterli olmayacağına da vurgu yapan Gülüm, “Ama hiç kadın yok, bu nedenle önemli. Aslında asgari yüzde 50 temsilin sağlanması gerekiyor. Kadınların yargı mekanizmalarında da iradeleriyle bulunmaları gerekiyor. Bu anlamıyla çağrı çok yerinde. Bunun sonucunda umarım baro başkanları da bu konuda bir tutum alır” diye aktardı. Eşit temsilin tam olarak sağlanabilmesi için tüm mekanizmanın yeniden değişmesi gerektiğini aktaran Gülüm, asgari yüzde 50 kotasının belirlenmesi gerektiğine işaret etti. Gülüm, “Seçimin de demokratik yapılabilmesinin koşullarının sağlanması lazım” şeklinde konuştu.
ERKEK MAHKEME
Yargıda alanında üst düzey karar mekanizmalarında kadın temsilinin olmadığını ifade eden Gülüm, AYM’nin şu ana kadarki üyeleri arasında sadece 5 kadının olduğunu vurguladı. 2014’ten bu yana AYM’de tek bir kadın üyenin bile olmadığını belirten Gülüm, “Bu kabul edilebilir değil. Avukatlar, savcılar, hakimler arasında çokça kadın olmasına rağmen temsilliyette bu kadar düşük olması tam da cam tavan meselesinin nasıl gerçekleştiğini gösteriyor. Emek harcayabilirsiniz ama yükselmek, daha üstteki organlara girmek için hep cam tavanla karşı karşıya kaldığımızı ve AYM gibi bir kurumda kadın temsilliyetinin sıfır olduğunu görüyoruz” dedi. AYM’nin önemli olduğunu, ancak bir erkek mahkeme haline geldiğini kaydeden Gülüm, “Erkek aklının işlediği yer haline geldi. Kadın erkek eşitliğini sağlama konusunda mücadele yürütmüş, bu konuda çalışmaları olan kadın ve LGBTİ+’ların olmayışı kararları, toplamında da Türkiye demokrasisi açısından aleyhe durum yaratan sonuçlar üretiyor” ifadelerini kullandı.
‘KARARLIYIZ’
AYM adaylığı için belirlenen listede çok önemli isimlerin yer aldığını aktaran Gülüm, “Kadın, demokrasi, insan hakları mücadelesinden gelen çok önemli kadınlar var. Kadın mücadelesi büyüdükçe, dünyada kadın hareketi geliştikçe birbirimizden aldığımız güç ve dayanışmayla karar mekanizmalarında aday olma konusunda daha ısrarlı olmaya başladık. Erken egemenliğinin, sistemin getirdiği tüm engellemelere rağmen kadınlar olarak, kadın tarzı siyaset anlayışıyla karar organlarında bulunmaya kararlıyız. Sadece biyolojik olarak kadın olmak değil bunun ötesinde erkek tarzı yaklaşımı da değiştiren bir yerden çalışmaları yürütüyoruz. Karar mekanizmalarında yer alarak değiştirmek- dönüştürmek gibi bir iddiamız var” şeklinde konuştu.
‘KADIN SİYASET TARZIYLA YOL ALMAK’
Kadınların birbirinden güç alarak yol aldıklarına dikkati çeken Gülüm, “Karar mekanizmalarında temsilimiz de artıyor. Bu da kadınların ortak mücadelesi sayesinde oluyor. Kadın siyaset tarzıyla yol aldığımızda toplamın rengi, biçimi, bulunduğumuz yerin işleyiş tarzını değiştirebiliyoruz. Bu da militarist, ırkçı tarzdan uzak eşitlikçi ve daha demokratik bir yaklaşımı getiriyor. Ötekileştirmeyen, ayrımcılığa maruz bırakmayan, nefret suçlarının ortadan kalktığı bir zemini örgütleyebiliyor. Bu tarz aynı zamanda şeffaf bir yönetim anlayışını beraberinde getiriyor. Herkesin yönetime katılabildiği, sözünü söyleyebildiği mekanizmaların üretilebildiği bir zemin haline geliyor. Erkek tarzın dilin değişmesine yol açıyor. Kadınları, ezilenleri, ötekilerin talepleri doğrultusunda hareket edebilen karar mekanizmalarını devreye sokabiliyor. Bu da hem karar mekanizmalarının ve toplamda Türkiye’nin değişmesine yol açıyor. Çünkü karar mekanizmalarının kurduğu dil, hukuk yaklaşımları, erkek egemen olunca bu topluma da yansıyor. Patriyarkal sistemin meşruluğunu sağlıyorlar. Kadın erkek eşitsizliğini derinleştiriyorlar” diye aktardı.
MA / Zemo Ağgöz