İZMİR - Cezaevlerinde artan hak ihlallerine karşı açlık grevi eylemini sürdüren tutukluların anneleri, taleplerin insani olduğunu belirterek, zulme karşı birlikte direneceklerini söyledi.
İzmir Buca Kırıklar 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutukluların baskı ve hak ihlallerine karşı, 28 Kasım 2021’de başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi devam ediyor. 11 tutuklunun sürdürdüğü eylemde ilk grup 64, 2'nci grup ise 35'inci gününe girdi. Yine Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 5 tutuklunun, 2 hafta önce açlık grevi eylemi başlattığı öğrenildi.
Açlık grevinde olan tutukluların anneleri, endişelerini dile getirerek, baskı ve hak ihlallerine karşı sessiz kalınmaması çağrısı yaptı. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde bulunan Bayram Kaymaz’ın 26 yıldır tutuklu olduğunu söyleyen anne Medine Kaymaz, oğlunun daha önce birçok cezaevine sürgün edildiğini anımsattı. Kaymaz, oğlunun 6 yıl İmralı Adası’nda PKK Lideri Abdullah Öcalan ile birlikte kaldığını söyleyerek, 6’ncı yılın sonunda Tekirdağ’a sevk edildiğini dile getirdi. Kaymaz, hak ihlallerini, “Tutukluların kaldığı koğuşlarda duş almaları, telefon etmeleri, kahvaltıları her şey paralı. Onlara bir şey götürdüğümüzde de kabul etmiyorlar. ‘Kantinden alsın’ diyorlar. Koğuşları günde iki kez aranıyor. Radyo dinlemeleri bile yasak. Oğlumla uzun bir süre telefonla konuşamadık. Pandemi nedeniyle de görüşüne gidemiyoruz. Oğlum aradığında sadece 4 dakika konuşabiliyoruz. Telefon görüşleri de 15 günde bir yapılıyor. Bu baskılardan dolayı oğlumla birlikte 5 kişi 2 haftadır açlık grevine girdi. Durumları kötü” şeklinde anlattı.
'BASKILAR KARŞISINDA YILMAYACAĞIZ'
Kürt kimliğinden dolayı baskılara maruz kaldıklarını söyleyen Kaymaz, baskılar karşısında yılmayacaklarını ifade etti. Kaymaz, şöyle devam etti: “Çocuklarımız ‘Bu baskılarla bizi yıldıramazlar. Artık cezaevlerinde yer kalmadı' diyorlar. Bu baskıların son bulmasını istiyorlar. O nedenle yaşamları pahasına da olsa talepleri kabul edilmeden vazgeçmeyeceklerini söylüyor. Gece yarısı gidip onların koğuşlarına baskın yapıyorlar. Kitap okumalarına, yazı yazmalarına izin vermiyorlar. Artık yeter baskılara son versinler” ifadelerinde bulundu. Kaymaz, bu zulme karşı çocuklarının yanında olacaklarını, bu hukuksuzluğa karşı birlikte mücadele edeceklerini söyledi.
'CEZAEVİNDE İNSANLIK YOK’
Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan oğlu Ahmet Sürme’nin 5 yıldır tutuklu olduğunu ifade eden Fatma Sürme de, “Tekirdağ’daki cezaevinde insanlık yok. Tutuklulara çıplak arama dayatılıyor. Her türlü baskı ve zulmü tutuklulara yaşatılıyor. Açlık grevine giren 5 kişi telefon ettiklerinde, üzerlerinde yoğun bir baskının olduğunu söylüyorlar” dedi. Sürme, cezaevlerinden cenazelerin çıkmasını istemediklerini ifade ederek, "Oğlumla hafta içi konuştuk. Görüş günün belli olmadığını söyledi. Eğer baskılar son bulmazsa eylemi devam ettireceklerini söyledi. Oğlumla konuştuğumda ‘şu an bile bize baskı uyguluyorlar’ dedi ve telefonu kapattı" dedi.
Sürme, "Oğlum bana ‘Ölümü göze alıyoruz’ diyor. Kimsenin ölmesini istemiyoruz, anneler olarak devletin artık bu zulme son vermesini istiyoruz. Avukatların, milletvekillerinin ve basının bu duruma sessiz kalmamasını, bu baskılara karşı ses çıkarmasını istiyoruz” çağrısı yaptı.
TUTUKLULAR: DİRENİYORUZ
Buca Kırıklar'da açlık grevinde olan Abdullah Güney’in vasisi Sultan Yağmekan da 26 Ocak’ta görüşüne gidebildiğini, tutukluların durumlarının iyi olmadığını aktardı. Yağmekan, görüşmenin detaylarını şöyle anlattı: “Koğuşlara kamera takıldığı, sürekli koğuşlarının arandığı ve tutuklulara çıplak arama yapıldığı için greve girdiler. Abdullah iki aydır açlık grevinde. Şu ana kadar 10 kilo verdiğini söyledi. Sadece şekerli su ve vitamin ilaçları aldıklarını ve onları da alamasalar durumlarının daha da kötü olacağını söyledi. Cezaevi yönetiminin eylemlerini sonlandırmaları yönünde baskı uyguladığını ve onlarda talepleri kabul edilinceye kadar eylemlerini sürdüreceklerini söylemişler. Haydar Ali Ak’ın gelmesiyle birlikte tutuklulara yönelik baskıların arttığını ve tutuklulara, ‘sizi bitireceğim’ dediği, her gün bulundukları koğuşlara arama yapıldığını söyledi. Abdullah da ‘bütün baskılara rağmen biz de direniyoruz’ dedi."
'SESİMİZİ YÜKSELTMELİYİZ'
Aynı cezaevinde 14 yıldır tutuklu ve birçok hastalığı bulunan oğlu Fırat Yağmekan’ın da olduğunu belirten Yağmekan, şunları söyledi: “Oğlum da ‘Her gün koğuşlarımız basılıyor. Bizi tehdit ediyorlar. En son gelip tabaklarımızı aldılar. Herkese bir tabak ve kaşık bıraktılar. Boyun fıtığı için kullandığım yastığımı bile götürdüler’ dedi. Yoğun bir baskının olduğunu söyledi."
Çocukları üzerinde artan baskıları kabul etmediklerini yineleyen Yağmekan, "Sesimizi yükseltmeliyiz. Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz; eğer onların çocukları orada olsalardı ne yaparlardı? Çocuklarımız 4 duvar arasında olmasına rağmen zulüm ediyorlar. Çocuklarımızın yanındayız. Sokaklarda, meydanlarda olmalı, cezaevi önlerine gitmeliyiz” diye konuştu.
MA / Özlem Yayan