İZMİR - HDP Kadın Meclisi’nin kadın yoksulluğuna ve kadının görünmez emeğine dair düzenlediği panelde konuşan HDP’li Serpil Kemalbay, kadın özgürlük mücadelesinin emek mücadelesiyle birleşmesi gerektiğine dikkati çekti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aliağa Kültür Merkezi'nde panel düzenledi. “8 Mart’a giderken kadın yoksulluğuna, erkek şiddetine karşı söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var” pankartının asıldığı panele, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ve Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir’den Deniz Uslu konuşmacı olarak katıldı. Etkinlik kapsamında Bakırcay Havzası’ndaki kadınların görünmeyen emeği konuşuldu.
Panelde ilk olarak konuşan HDP’li Kemalbay, kadın mücadelesinin Türkiye’de siyasete yön veren durumda olduğunu belirtti. Cinsiyetçi sömürü ve baskıyı sona erdirme mücadelesi verildiğini söyleyen Kemalbay, “Kadın emeği karşılıksız, görünmeyen emek olarak hayatın bütün yükünü kaldırıyor. Ev içi emekle ilgili bizler TBMM’de soru önergeleri, araştırma önergeleri veriyoruz. Oxfam’ın eşitsizlik üzerine yaptığı araştırmaya göre, 15 yaş üstü kadının 10,8 trilyon Dolar karşılıksız emeği üzerinden değer üretiliyor. Bu emek üzerinden gelişen tartışmaları gündelik yaşama almaya zorlanıyoruz, ev içindeki yükün paylaşılması kamusallaşması gibi kavramları çok tartışamıyoruz. Bunun üzerinden mücadele yürütülmesi için çalışıyoruz. Venezüella ev içi emeği tanıyan yerde duruyor bizde Türkiye’de bunun mücadelesini vermeliyiz” dedi.
EMEK MÜCADELESİNİN ÖNEMİ
Bakım emeğinin kamusallaştırılması gerektiğini kaydeden Kemalbay, " Emek mücadelesinin kadın özgürlük mücadelesi ve feminist mücadele ile birleştirilmesi gerekiyor. Bu mücadele verilmediğinde cinsiyetçi sömürünün katmerleştiğini görüyoruz. Kadınların emeği işyerlerinde de değersiz. Kimsenin yüzüne bakmadığı işlerde kadınlar çalışıyor. Bunu Kod 29’dan, eşit işe eşit ücret alamamasından, mevsimlik tarım işçiliğinden ve sendikalardaki erkek egemenliğine karşı mücadeleden biliyoruz” diye belirtti.
İTTİFAK TARTIŞMALARI
Millet İttifakı’nın 6 partiyle bir araya geldiği masada kadının adının geçmediğini vurgulayan Kemalbay, “Demokrasi İttifakı” mücadelesinde ise kadın vurgusu yapıldığını dile getirdi. Serpil “Bir taraftan da herkes haklarını istiyor Aleviler, Kürtler işçiler haklarını istiyor ve hep birlikte yeni yaşamı kurmak istiyor. AKP-MHP iktidarı, Diyanet eliyle kendi siyasi bekasını örgütlemeye çalışırken, kadınların özgürlüğünü kontrol altına almak istiyor. Feminist siyasetçiler cezaevlerine atılıyor, erkek devlet şiddeti arttıyor. Bu anlamda kadınların meydanlarda olması elzemdir" ifadelerini kullandı.
KADINLARA KARŞI BİR SAVAŞ
Ardından konuşan Deniz Uslu ise, kadın, çocuk ve LGBTİ+ düşmanı iktidarın yaşanan şiddetten sorumlu olduğuna işaret etti. Ataerkil zihniyetin topluma sirayet ettiğini belirten Uslu, "Yaşanan istismar ve şiddet yakınımızda ve her gün kadın katliamları yaşanıyor. Kadınlara yönelik topyekun savaş veriliyor. Hiçbir yer güvenli değil. Yılda 400’den fazla kadının katledildiği yerde ülkeyi mi tek edelim? Ama umut veren bir mücadele var. Bu mücadele yeni başlamadı yıllardan beri sürüyor” dedi.
'BİRBİRİMİZDEN SORUMLUYUZ'
Erkek egemen zihniyete karşı kadınların önde olduğuna dikkati çeken Uslu, kadınların yan yana gelişlerinin önemli olduğunu vurguladı. Her yaştan ve her meslekten kadının cinsiyetçi dile ve şiddete karşı ses çıkardığını ifade eden Uslu, şöyle dedi: “Sadece şehir merkezlerindeki eylemler yetmez. Nerede olursa orada direnişi güçlü tutarsak, orada gelişir mücadele. Tüm yaşam alanlarında, komşu ile kurulan ilişkide, okulda ve sokakta birbirimizden sorumluyuz. Kadınlar birbiriyle ne kadar iletişim kurabilirse o kadar iyi. Çekildiğimiz her alan şiddet yuvasına döner.”
Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.